Yalanlarla Siyasal Gerçeklik Kurmak

Yalanla siyasal gerçeklik kurup, bunun üzerinden kitleleri ayaklandırmak veya siyasal mücadele vermek artık bir “teorinin” parçası.

Devamı
Yalanlarla Siyasal Gerçeklik Kurmak
IŞİD Ne İşe Yarar

IŞİD Ne İşe Yarar?

IŞİD üzerinden kimin neyi aklamaya, meşrulaştırmaya ve normalleştirmeye çalıştığına baktığımızda karşımıza çıkan resim, IŞİD'in bir istihbarat oyuncağına dönüşmesi sürecine dair kuvvetli ipuçları verecektir.

Devamı

Türkiye'nin sınır güvenliği konusu ulusal ve uluslararası gündemin son zamanlarda öncelikli konuları arasında yer alıyor.

Suriye ve Irak ile ilgili altı çizilmesi gereken nokta: taşların henüz yerine oturmadığı, bugünkü konjonktüre bakarak kendisini kazananlar arasında görerek sevinen tarafların yarın taşlar yerine oturduğunda kendisini kaybeden tarafta görmesi ihtimalinin yüksek olduğu gerçeğidir.

Kritik şehir Halep'in düşmesinin kabul edilemeyeceğini Türkiye uzun süredir dillendiriyor. Bunun hem sayıları milyonu bulabilecek yeni mülteci akınıyla Türkiye'ye hem de Esed karşıtı gruplara maliyeti ağır olacaktır.

Altı borçla dolu iktidar koltuğuna 5 ay önce hevesle oturan Tsipras, bu süre içinde nasıl bir derde talip olduğunu anlarken, halka verdiği sözleri ise ne tuttu ne tutamadı.

Yeni Suriye Nasıl İnşa Edilecek?

Suriye eski Suriye olmayacak çünkü yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesiyle ve milyonlarcasının ülke içinde veya dışında mülteci konumuna dönüşmesiyle Suriye'nin demografik yapısı derinden sarsıldı. Suriye yoğun bir geri dönüş ve diaspora tartışması yaşayacak.

Devamı
Yeni Suriye Nasıl İnşa Edilecek
Kuzey Suriye'de PYD Kuşağı

Kuzey Suriye'de PYD Kuşağı

Suriye devrimi 4 yılı geride bırakırken, son dönemde Kuzey Suriye cephe hattında oyun kurucu aktörlerin yeni hamleler yaptığı görülmektedir.

Devamı

PYD jeo-politik amaçları uğruna bölgede gerçekleştirdiği tehcir ve demografik mühendislik girişimlerini IŞİD ile mücadele parantezine alabileceğini düşünmekte.

2014 Haziran ayında IŞİD olaylarının patlak vermesiyle birlikte, Irak'a ihracatımız önce %21, sonrasındaki aylarda ise %46'ya dahi varan yıllık daralmalar yaşadı.

ABD ile Türkiye'nin Suriye'deki öncelikleri birbirinden radikal bir şekilde farklı.

Ortadoğu'daki otoriter rejimler 'Arap Baharı' sonrası ortaya çıkan özgürlük taleplerini ve meşruiyet sorunlarını mezhep çatışması ve DAEŞ gibi örgütleri bahane ederek 'güvenlikleştirerek' aşma yoluna gittiler.

Türkiye Kobani kuşatması sırasında da sonrasında da PYD'ye belli şartlar öne sürmüş ve kantonlar üzerinden fiili bir bölünme durumu yaratmamasını salık vermişti.

Kritik konu, Batı ile ilişkilerde açtığı bu "yeni kapının" İran dış politikasına ve Ortadoğu'ya neler getireceğidir.

Son yazımda Robert Fisk'in İran'la Batı arasındaki nükleer mutabakat sonrasında "mahallenin iyi çocuğu artık İran" seviyesindeki yazısını eleştirmiştim

ABD'nin 1979'dan beri İran'a karşı giderek sıkılaştırdığı yalnızlaştırma politikasının sona ereceğini gösteriyorsa ve İran'ın uluslararası sisteme entegre olmasının önünü açacaksa Tahran için gerçekten önemli bir dönüm noktası olacaktır.

İran-Batı gerilimini, nükleer anlaşmayı ve anlaşmanın bölge ve Türkiye'ye etkilerini daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA'da yayımlanan İran raporlarını bir arada sunuyoruz.

ABD ile Kuzey Suriye'ye yönelik bir mutabakat zemininin de ortaya çıkması Türkiye'nin Suriye politikasına yönelik yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. SETA Ortadoğu Uzmanı Can Acun, bölgede yaşananları ve Türkiye'nin attığı adımları son gelişmeler ışığında “SETA 5 Soru 5 Cevap”ta değerlendirdi.

Operasyonlar terörle mücadele ve Ortadoğu gerçekleri bakımından neye tekabül ediyor? SETA Ortadoğu uzmanı, Akşam gazetesi yazarı Ufuk Ulutaş ile konuştuk.

PKK ve IŞİD birbirinin karbon kopyası iki terör örgütü. Son zamanlarda birbirlerini yiyip durmaları sizi yanıltmasın, ikisi de benzer amaçlara ulaşmaya çalışan, benzer çizgideki sapık ideolojilerden beslenen ve benzer ilişki ağlarına sahip iki örgüt. İki örgüt de kaosta fiili durumlar yaratarak tahakküm alanını genişletmeye çalışıyor. Şu an kontrol ettikleri topraklara hâkimiyetten ziyade tahakküm eden iki örgüt var karşımızda. Her ikisi de Suriye kaos içerisindeyken kendi ütopyalarını tek taraflı olarak ilan ettiler. Kaosun sürmesinden beslenen bu iki örgüt, sadece kaos ortamında fiili durumlarını devam ettirebileceklerinin farkında. Bakmayın siz sosyal medyada atıp tutan IŞİD'çi ve PKK'lı terör yandaşlarına, her iki grubun da ortak özelliği patolojik bir şekilde güvensizlik dünyasında yaşamalarıdır.

Suruç'ta Amara Kültür merkezi önünde gerçekleştirilen bombalı saldırı ile 30 vatandaşımızı kaybederken 100'ü aşkın insanımız da yaralandı. DAİŞ bağlantılı olduğu düşünülen canlı bombanın sebep olduğu menfur katliamı telin ediyor ve milletimize, vefat edenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu saldırıyı değerlendirirken meseleyi sadece "güvenlik zafiyeti" bağlamında ele almak bize önümüzdeki dönemi görebilecek bir bakış açısını vermeyecektir. 5 Haziran'daki Diyarbakır HDP mitingindeki patlamaya benzer bu saldırıyı kamuoyunda bir "algı savaşına" çevirmenin de zihin karmaşası yaratacağı ortada. Sorumluluğu Hükümet'in üzerine yıkan ve eleştiriyi "teröre destek" formatına sokan kampanyanın da öncelikle düşmanlık hislerini körükleyeceğini biliyoruz. Kaldı ki bu saldırının HDP'lilerin yanı sıra DAİŞ'le daha etkin mücadele için ABD ile yeni bir uzlaşmaya varan Hükümet'i de hedef aldığını görmeliyiz. Nitekim 10 Temmuz'da dört büyük kentte yapılan operasyonlarda 27 DAİŞ zanlısı gözaltına alınmıştı.