Yeni Ekonomi Enerji Borsası'yla Güçlenecek

Zaten, enerji bağımlısı olan bir ülkeden, Enerji Borsası kurarak enerji piyasasının merkezi konumuna yükselme hedefi olan Yeni Türkiye'ye gelinen aşamada, en güçlü destek siyasi istikrarın varlığıdır.

Devamı
Yeni Ekonomi Enerji Borsası'yla Güçlenecek
Bölgede Yeni Bir Değerlendirme Zamanı

Bölgede Yeni Bir Değerlendirme Zamanı

Ortadoğu'da halkların tercihinin iktidar olmasından en fazla rahatsız olan ülke olarak İsrail, karşı-devrim sürecinde Müslüman Kardeşler'in bölgesel çöküşüne "sessizce" büyük katkılar sağladı.

Devamı

İsmine heyecanlı bir şekilde Arap Baharı dediğimiz olgunun henüz tamamlanan bir süreci yok. Farklı süreçler bir arada devam ediyor fakat bu süreçlerin ortak özelliği hiçbirisinin kemale ermemiş olması.

Şah-Fırat Operasyonu'nun dış politikanın içerdeki "mevzi savaşının" bir parçası olduğunu bir kez daha görmüş olduk.

Türkiye'nin geçen hafta sonu gerçekleştirmiş olduğu Şah-Fırat Operasyonu ile Süleyman Şah Türbesi'ni, bulunduğu “korunmasını zor konumdan” Türkiye sınırına çok yakın “korunması kolay ve riski az” bir bölgeye taşıması çok konuşulan bir olay oldu.

Orta Asya coğrafyasındaki Azerbaycan ve Türkmenistan'ın enerji alanında Türkiye'yle beraber yürümesi, yeni bir güç denklemi anlamına geliyor. Her iki ülke için de kullanılan “İki Devlet Tek Millet” prensibi, “Üç Devlet Tek Millet” e dönüşebilir.

Suudiler Adım Atarsa Mısır'da Devran Döner

Suudi Arabistan'la Mısır dışında her konuda anlaştıklarını belirten Erdoğan: Mısır konusunda, en etkin olabilecek ülke Suudi Arabistan. Bir adım atacak olursa, devran tersine dönebilir

Devamı
Suudiler Adım Atarsa Mısır'da Devran Döner
Musul'a Dönük IŞİD Operasyonun Arka Planı

Musul'a Dönük IŞİD Operasyonun Arka Planı

Muhittin Ataman, Musul'da IŞİD'e yönelik başlatılacak olası operasyonunun arka planındaki ayrıntıları değerlendirdi.

Devamı

Muhittin Ataman, Türkiye'nin, bölgede yeni bir mezhep çatışmasının -yeni bir cepheleşmenin- başlamaması için çaba sarf ettiğinin altını çizdi.

Bölgede yeni bir düzenin kurulması iki ana denklemin nasıl etkileşeceğine bağlı. İlk denklem İran, S.Arabistan, Türkiye ve Mısır arasındaki güç mücadelesinin yansımalarını ve ikili ilişkilerinin dönüşümünü içeriyor. İkincisi ise ABD ve İsrail hattının bölgesel güçlerle spesifik konularda paylaşacakları ortak tavırlarla alakalı.

İran anlaşması sonrasında ABD'nin bölgede daha farklı bir jeopolitik denklem arayışı içine girmesi durumunda İsrail'le olan mevcut anlaşmazlık stratejik bir boyut kazanabilir.

Demokratik ve halkın taleplerine karşılık veren İslami bir söylemin siyasi iktidar olması, Riyad başta olmak üzere Körfez'deki tüm monarşiler için acil ve yakın bir tehdit olarak algılandı ve ötekileştirildi.

Türkiye belki de IŞİD'le mücadele etmeye başlayan ilk ülke oldu. IŞİD'in ürettiği istikrarsızlık, Türkiye'ye ekonomik ve siyasi problemler çıkardı.

İran'ın gücünden rahatsız olan çevrelere göre bölge Sünni IŞİD'den kurtulurken Şii IŞİD oluşturulması tehlikesi ile karşı karşıya. Şii milislerin terörizm bağlamında Batı başkentlerine tehdit oluşturmaması bu ihmalin ana açıklayıcı sebebi.

Veysel Kurt, DAİŞ'in bölgede problemin kaynağı olarak görülmesinin revize edilmesi gereken bir yaklaşım olduğunun altını çizerek, DAİŞ'in sorunun kaynağı değil bölgede yaşanan krizlerin bir sonucu olduğunu vurguladı.

"İmparatorluk özlemi" meşruiyetini teo-politik pratik ve medeniyetçilik söylemi üzerinden kuracaktır. Böylece, "büyüklük hırsı" İslam dünyasının "ortak maslahatı" fikrini erozyona uğratan yeni bir tür milliyetçilik üretecektir.

Bir yandan DAİŞ'e karşı mücadele ederken bir yandan da onu var eden toplumsal dinamiklere birinci derecede hizmet etmeye devam eden bir milis gerçeği var Irak'ta.

Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını hedef alan 17 Aralık darbe girişiminin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın TANAP için Azerbaycan'da bulunmasıyla aynı güne denk gelmesi, bir tesadüften daha fazlasına karşılık geliyor.

Batılı başkentlerde kullanılan Türkiye'nin "Batı'dan, NATO'dan uzaklaştığı" söylemi iç siyasette yaşanan kutuplaşmadan ve AK Parti karşıtlığından elverişli malzeme temin ediyor.

Avrupalılar gibi çatışmayı terk edip işbirliği temelli bir barış havzası oluşturmak için, İkinci Dünya Savaşı gibi bir felaketi mi yaşamamız gerekiyor?

Yemen'de Suudi Arabistan müdahalesine nasıl geldik sorusu fazlasıyla sorulacaktır. Bu soruyla birlikte Suudi Arabistan şimdiye kadar nasıl tahammül edip de Yemen'e müdahale etmedi sorusu da oldukça anlamlı.