İran Güçleniyor mu Yalnızlaşıyor mu?

İsrail'in Gazze'deki katliamları devam ederken Ortadoğu'da dikkatler giderek İran'a yoğunlaşıyor. Kızıldeniz'de seyrüseferi engellediği için Husilerin ABD-Britanya tarafından vurulmasından sonra İran ve Pakistan arasında karşılıklı füzelerin ateşlendiği bir terörle mücadele gerilimi yaşandı. Geçtiğimiz cumartesi de İsrail, Şam'da İran Devrim Muhafızları'ndan beş yetkiliyi öldürdü. Bu saldırı İsrail'in Suriye'deki İran varlığına önceki operasyonlarının devamı. Temel gerekçesi İran'ın Direniş Ekseni unsurlarına (Hizbullah ve Hamas'a) askeri destek temin etmesini engellemek. Ancak daha önemli husus, Biden yönetiminin aksine Netanyahu, İsrail-Filistin çatışmasının bölgeye yayılmasını istemesi.

Devamı
İran Güçleniyor mu Yalnızlaşıyor mu
Ortadoğu da Çatışmalar Neden Arttı

Ortadoğu’da Çatışmalar Neden Arttı?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Birinci Sayfa programında, İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin Türkiye ziyareti ve terörle mücadele konusunda verilen mesajlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Yerel seçim süreci adayların açıklanması ve kampanyaların şekillenmesi ile hızlanırken dış politika gündeminde iki önemli gelişme yaşandı. İlki, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün salı günü 286 kabul oyu ile TBMM'den geçmesiydi. İkincisi İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin önceki gün gerçekleşen Ankara ziyareti ve bu ziyarette imzalanan 10 anlaşmaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Biden'ın İsveç'in üyeliği ve F-16'ların satışı süreçlerini eş zamanlı götürmekte anlaşmalarından sonra bu onayın gerçekleşmesi bekleniyordu, sürpriz olmadı. Nitekim ABD Başkanı Biden da eş zamanlı olarak Kongre'ye F-16'ların Türkiye'ye satışını onaylamaları yönünde çağrıda bulunan bir mektup gönderdi. Bundan sonraki safahatta topun Washington'da olduğu açık. Biden Yönetiminin F-16'ların Türkiye'ye satışını Kongre'den geçirmesi bekleniyor. Biden Yönetimi lobilerin direncini aşmak durumunda, aşamadığı seçenekte ise Kongre'ye sunmadan bu satışı gerçekleştirmek durumunda.

PKK son dönemlerde Irak'ın kuzeyindeki dağlık alanlarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin ileri üslenme bölgelerine yönelik terör saldırıları gerçekleştirdi. 22-23 Aralık'ta Hakurk ve Metina bölgelerinde, 12 Ocak'ta ise Zap'ta peş peşe gelen terör saldırıları akabinde Türkiye'nin "Cezalandırma Harekatları" başladı. Ancak bazı kesimler tarafından kamuoyunda manipülatif şekilde "Irak'ta ne işimiz var?" sorusu üzerinden bir tartışma var edildi.

Ürdün’deki bir Amerikan üssüne düzenlenen saldırıda üç askerin hayatını kaybetmesi hâlihazırda devam eden ‘düşük yoğunluklu’ bölgesel savaşın şiddetinin artacağının habercisi görünüyor. Amerikan basını 17 Ekim’den beri bölgedeki Amerikan güçlerine 165 civarında saldırı olduğunu ancak Ürdün saldırısına kadar can kaybı yaşanmadığını haberleştirdi. Irak İslami Direnişi örgütünün İsrail’in Gazze’deki saldırılarına cevap olarak gerçekleştirdiğini açıkladığı İHA saldırısı, metodu, gerçekleştirildiği yer ve ölümcül sonucu itibariyle bölgesel çatışmada yeni bir aşama anlamına geliyor. İsrail’in Gazze operasyonlarının devamı ve Hizbullah’a karşı saldırılarının artması Amerikan güçlerinin de daha fazla doğrudan hedef alınması sonucunu doğurarak bölgesel çatışmanın şiddetlenmesini sağlayacaktır.

Bu hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Blinken 7 Ekim sonrası beşinci kez Ortadoğu turuna çıkıyor.

Uzmanlar Cevaplıyor: DEAŞ’ın Santa Maria Kilisesi Saldırısı

28 Ocak’ta İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne gerçekleştirilen silahlı saldırıda bir kişi hayatını kaybetti. DEAŞ terör örgütü mensubu olduğu değerlendirilen iki yabancı uyruklu fail yakalandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şubesi ekiplerinin yürüttüğü operasyonlarda gözaltına alınan 34 şüpheli ise tutuklanmaları talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. İçişleri Bakanlığı DEAŞ’a yönelik 1 Haziran 2023’ten günümüze toplam 1.046 operasyon icra ettiklerini bildirdi. 2017’den itibaren sessizliğini koruyan DEAŞ neden yeniden Türkiye’yi hedef aldı? Santa Maria Kilisesi’ni hedef alan saldırı tekil bir eylem mi yoksa terör örgütünün daha geniş bölgesel planlarının bir tezahürü mü? Bu saldırı zamanlama, yöntem, hedef ve saldırgan profili bakımından nasıl deşifre edilebilir? DEAŞ’a yönelik yürütülen terörle mücadele operasyonlarında son durum nedir? Konunun uzmanları okuyucularımız için bu hususları değerlendirdi.

Devamı
Uzmanlar Cevaplıyor DEAŞ ın Santa Maria Kilisesi Saldırısı
Karşıt Görüşler ABD Irak'tan Çıkar mı

Karşıt Görüşler: ABD Irak'tan Çıkar mı?

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ve ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman, son dönemde tartışılan ABD'nin Irak’tan çıkıp çıkmayacağı konusunu kaleme aldı.

Devamı

Ürdün’deki üç Amerikan askerinin İran yanlısı milisler tarafından İHA saldırısıyla öldürülmesi şiddeti giderek artan bölgesel savaşta yeni bir tırmanış başlattı. 7 Ekim’den beri bölgesel savaş kaygılarının artık anlamsızlaştığını yazmıştık. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze’deki savaşı bölgeye yayma ve ABD’yi İran’la çatışmanın içine çekmeye çalıştığını da belirtmiştik. Ürdün saldırısıyla bu çabaların kısmen başarıya ulaştığını söylemek mümkün. Son bir haftadır ABD’nin bölgede farklı hedeflere yaptığı askeri operasyonlar buna işaret ediyor. Seçim senesinde İran karşısında zayıf görünmeye tahammülü olmayan Başkan Biden’ın bir yandan da bu tırmanışı kontrol altına tutmak istediği açık.

Netanyahu'nun operasyona devam kararıyla bir yandan Divan’ın temennisi çiğnendi, diğer taraftan yargılama sürecine yönelik İsrail'in hanesine bir çentik daha atıldı.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Haber Global ekranlarında yayınlanan Madde Madde Gündem programında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KYB’nin terör örgütü PKK’ya desteğine verdiği tepkiyi değerlendirdi.

Perşembe günü Bağdat'ta gerçekleşen Türkiye-Irak güvenlik zirvesinden sonra yayımlanan ortak sonuç bildirgesi ile iki ülke arasında yeni bir dönemin kapıları açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ramazan sonrası Irak'a ziyareti ile ikili ilişkilerde "bir sıçrama" sağlanacağının vurgulandığı bildirgede ilişkilerin tüm yönleriyle "stratejik bir çerçeveye" oturtulmasına karar verildi. Bu amaçla terörle mücadele, ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında Ortak Daimî Komiteler ihdas ediliyor. Daha önemlisi, PKK'nın Türkiye ve Irak için ortak güvenlik tehdidi olduğunda uzlaşılarak Irak Ulusal Güvenlik Konseyi bu örgütü "yasaklı örgüt" olarak nitelemekte. Bu noktaya gelinmesi için geçtiğimiz aylarda Dışişleri Bakanı Fidan, MİT Başkanı Kalın ve Milli Savunma Bakanı Güler, Iraklı muhataplarıyla yoğun bir çalışma temposu yürüttü. PKK ile mücadele için uzun yıllardır Ankara, Bağdat ile görüşüyor. Geçmişte birçok kez uzlaşmaya varılmıştı. Bu defa PKK ile mücadelede ve ikili işbirliklerinde yeni bir dönem olarak nitelenecek farklı hususun ne olduğu sorusu akla geliyor.

Türkiye'nin gündemi Aralık ayından bu yana üç kulvarı takip etti: seçim, ekonomi ve terör. Seçim ve ekonomi vatandaşlar arasında farklı görüşlerin seslendirilmesini teşvik etmiş olsa da üzerinde uzlaşı olan konu terörün başının ezilmesi. Bu konuda vatanı ve devleti benliğinde hissedenler arasında bir tereddüt yok. Nitekim "güvenlikte maliyetin önemsiz olduğu" gerçeği dikkate alınırsa terör ve diğer güvenlik tehditlerinin ihmal edilmesi söz konusu olamaz.

Türkiye'nin terörle mücadelesinde sınır ötesi askeri harekâtlar bağlamında yeni bir dönem başlıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'ta atılacak adımlara ilişkin oluşturduğu söylem ve ilk işaretlerin ardından artan diplomasi trafiği ile birlikte iyice olgunlaşan bir süreç söz konusu.

31 Mart yerel seçimlerinin en belirgin özelliklerinden birisi bazı kritik partilerin üçüncü yol arayışı oldu.

Moskova, şehir merkezinin hemen dışındaki bir konser salonuna düzenlenen terör saldırısıyla yirmi yılı aşkın bir süredir en ölümcül ve sansasyonel terör saldırısına şahitlik etti. 139 kişinin hayatını kaybettiği saldırının failleri 48 saat içinde Rus güvenlik güçlerince yakalandı ve sorgulandı. Saldırıyı bizzat icra eden dört Tacik saldırgan sorguları sırasında saldırıyı para karşılığında yaptıklarını iddia ederken DEAŞ saldırıyı üstlendi. Resmî açıklamalar ile medya aracılığıyla paylaşılan bu ve benzeri bilgilere rağmen herkesin aklında saldırıya dair bunların ötesine geçen sorular bulunuyor. İcrasının başarılı olduğu anlaşılan, ciddi bir planlama ve hazırlık aşaması gerektiren böyle bir saldırının istihbaratı Rus güvenlik güçleri tarafından nasıl alınamadı? Veya Batılı çevreler ve mecralarda çokça iddia edildiği gibi Moskova saldırının istihbaratını aldı, ancak bir "yanıltma harekâtı" kapsamında saldırının gerçekleşmesine göz mü yumdu? Rus yetkililerin iddia ettiği üzere, saldırı Rusya'ya hasım aktörlerin -ABD, İngiltere ve Ukrayna- gizli servisleri tarafından planlanıp DEAŞ'a "taşere" mi edildi? Soruları çoğaltmak mümkün.

Yarın yapılacak 31 Mart yerel seçimlerinin birlik, beraberlik, barış ve güven içerisinde gerçekleşmesini diliyorum. Milli iradenin bir kez daha sandığa yansıması ile belediye başkanlarımızı ve muhtarlarımızı seçeceğiz. Hiçbir seçimin önemsiz olmadığı ülkemizde 1 Nisan sabahı "yeni dönem siyasetinin nasıl şekilleneceği" üzerine tartışmaların içinde bulacağız kendimizi. Yani yoğun bir "seçim ertesi" gündemi bizi bekliyor. Dört yıl daha seçimsiz bir dönem geçirecek olmamız sakin ve düşük tempolu bir siyasete tanık olacağımız anlamına gelmiyor. Uluslararası sistemdeki kaos ve rekabetin giderek arttığı bir dünyada savaştan teröre, ticaret yollarından yeni konumlanmalara kadar birçok dış politika konusunu konuşacağız.

İsrail 1 Nisan 2024'te Şam'daki İran Büyükelçiliğinin yanında ve büyükelçilik kompleksine dahil olan bir binayı hava saldırısıyla vurdu. Saldırı İran’ın diplomatik misyonunu ve İran Devrim muhafızlarının Suriye’deki üst düzey komutanlarını hedef alması bağlamında önemli. Saldırı sonucunda Muhammed Rıza Zahidi, Hüseyin Emirullah ve Hac Rahimi isimli tuğgeneraller dahil toplam 7 İranlı hayatını kaybetti. İranlı generallerin İran yanlısı milis liderlerle toplantıda olduğuna dair duyumlar var. Ayrıca İsrail’in saldırıda F-35’leri kullandığına dair haberler yayımlandı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 89. sayısı raflarda yerini aldı.

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, 'Türkiye 2016'dan sonra PKK'nın Suriye ve Irak'ta bir terör koridoru oluşturmasını engellemekle ilgili çok açık ve net bir proaktif politika izliyor. Bu politika akabinde Türkiye'de terör olaylarının ortadan kalktığı, terörün varlığının çok büyük ölçüde yok edildiği bir döneme geldik.' dedi. Duran, 'Terörün yanı sıra Türkiye ve Irak arasında kalkınma ve ekonomik odaklı iş birliklerinin de yürütüleceği bir döneme girdik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok kritik bir dönemde Irak'ı ziyaret etmeye hazırlanıyor. 22 Nisan'da önce Bağdat, ardından ise Erbil'e geçerek muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirecek. Geniş bir heyetle yapılacak bu ziyaretlerde önemli anlaşmaların imzalanması bekleniyor. Özellikle son dönemde Türkiye-Irak arasında büyük ölçekte Dışişleri Hakan Fidan'ın dizayn ettiği stratejik bir yakınlaşma söz konusu. Bölgesel meydan okumalara paralel olarak tezahür eden ortak çıkarlar iki ülkeyi birlikte hareket etmeye teşvik ediyor. Ortadoğu jeopolitiğinde yaşanan çatışma ve eskalasyonlar ile bölgesel savaş ihtimali iki ülke açısından da engellenmesi gereken ciddi tehditler barındırıyor. Dolayısıyla birlikte hareket edebilmek eskiye nazaran çok daha önemli.