SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran: Batı Kamuoyunun ve Halkların Tepki Vermesiyle İsrail'in Baskı ve Hegemonyasına Rağmen Bazı Şeylerin Üzerinin Örtülemeyeceğini Dünya Gördü

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) ile Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen İsrail Sorunu ve Gazze Sempozyumu'na gazeteci İhsan Aktaş, siyaset bilimci Prof. Dr. Nebi Miş, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz ve SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin duran katıldı.

Devamı
SETA Genel Koordinatörü Prof Dr Duran Batı Kamuoyunun ve Halkların
Ya Bölgesel Barış Ya Bölgesel Savaş

Ya Bölgesel Barış Ya Bölgesel Savaş

Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e karşı başlattığı Aksa Tufanı operasyonu, İsrail'in hava ve kara saldırıları eşliğinde devam ediyor. İsrail'in ülke içinde yaşanan şoku atlatmak, askeri caydırıcılığı yeniden tesis etmek ve Hamas'ı Gazze halkını toplu cezalandırma yöntemiyle bertaraf etmek için gerçekleştirdiği askeri saldırılar 36. gününü doldurdu.

Devamı

Türkiye’de gerçekleştirilen herhangi bir terör saldırısının faili, adı ne olursa olsun Irak veya Suriye’deki bölücü terör örgütü olduğu sürece ABD ve Avrupalı devletler de aynı oranda bu saldırının bir tarafıdır.

İsrail’le Hamas’ın üzerinde anlaştığı esir takası anlaşması, savaşın gidişatında önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. Anlaşma İsrail’in bütün esirler bırakılmadan operasyonlarını durdurmayacağı sözünden geri adım attığı anlamına geliyor. Bununla birlikte, verilecek birkaç günlük aranın ardından İsrail saldırılarının devam edeceği de açık. Hamas’ın bütün esirleri serbest bırakması, aylar ve belki de yıllar alacağı için çatışmanın zaman zaman yoğunlaşarak uzunca bir süre devam edeceğini tahmin etmek zor değil. 7 Ekim ve sonrasında yaşananların bölgenin bir numaralı gündem maddesi haline gelmesi, Filistin meselesine çözüm arayışlarının yeni bir itici gücü haline geldi. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bir yandan Gazze’deki savaşın inişli çıkışlı bir biçimde devam edeceğini bir yandan da nihai çözüm için diplomatik çabaların yoğunlaşacağını öngörebiliriz.

İsrail’in Hamas’ın 7 Ekim saldırılarına verdiği karşılık bütün dünyada infial uyandırmakla kalmadı, Amerikan siyasetinde de yeni bir kırılma yarattı. Daha önceki intifadalarda ve farklı zamanlarda gerçekleştirdiği operasyonlarda İsrail’in Amerikan kamuoyu algısını yönetmesi ve yönlendirmesi görece kolay olmuştu. İsrail, uzun süre Filistinlilerin barış planlarını kabul etmediğini, farklı direniş gruplarının terörist olduğu ve İsrail’in ortadan kaldırılmasını hedefledikleri gibi anlatıları etkin biçimde kullanıyordu. Netanyahu gibi liderler İsrail’in Amerika’nın bölgedeki en büyük müttefiki ve tek demokrasi olduğunu anlatarak İsrail’e desteğin Washington’un hem çıkarlarına uygun olduğunu hem de değerlerine hizmet ettiğini anlattılar. Ancak İsrail’in son iki aydır Gazze’de yaptıklarının Amerikan kamuoyunun gözünden kaçırılması bu sefer mümkün olmadı.

Kssam Tugaylarıyla birlikte Gazze'de mukim diğer direniş yapılarının 7 Ekim'de İsrail'e yönelik başlattıkları yıldırım harekatının üzerinden iki ay geçti. Aksa Tufanı olarak adlandırılan bu hamle, içerisinde yeni askeri doktrinler barındırırken, drone ve paramotorların kullanımı gibi yeni teknik imkanlarla da İsrail ordusunda büyük bir şok etkisi yaratmıştı. İsrail ordusuna ait Gazze etrafında konuşlu askeri üsler Filistinliler tarafından ele geçirilmiş, bölgedeki işgal/yerleşim alanları da kontrol altına alınmıştı.

ABD’nin Sefil Yalnızlığı

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres, BM Şartı'nın 99. Maddesi'nin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak Güvenlik Konseyi'ni "uluslararası barışa ve güvenliğe bir tehdit olarak" değerlendirdiği Gazze savaşıyla ilgili göreve davet etti. 15 üyeye gönderdiği mektupta, "korkunç! insani acı, fiziksel yıkım ve kolektif travma" yaratan iki aylık savaşın ardından Gazze'deki insani yardım sisteminin çökme riski altında olduğunu söyleyen Guterres, ateşkes istedi. Konseyin cuma günkü oylamasında ateşkes, 13 "evet", 1 "çekimser" oya karşılık sadece ABD'nin (hayır oyu) "veto"su ile reddedildi.

Devamı
ABD nin Sefil Yalnızlığı
Washington ın İsrail de Hasar Kontrol Çabaları

Washington’ın İsrail’de ‘Hasar Kontrol’ Çabaları

Biden yönetimi İsrail’in operasyonlarının sivillere maliyetinden rahatsızlığını bir süredir daha yüksek sesle dile getiriyor. Operasyonların Hamas liderliğini hedef alan daha sınırlı ve sabırlı bir operasyon şekilde ilerlemesi gerektiği mesajını veren Washington bir yandan da İsrail’in Hamas sonrası senaryolar hakkında bir plan ortaya koymasını istiyor. Biden’ın Filistin Yönetimi’nin Gazze’de yönetimi ele almasını tercih ettiği biliniyor ancak Netanyahu’nun buna karşı çıktığı da basına yansımıştı. Bu tür detaylarına ortalığa dökülmesi Washington’la Tel Aviv arasında üstü örtülü bir rahatsızlık olduğunu ortaya koyuyor ancak Biden yönetiminin İsrail’e ciddi bir baskı yapmaya hala hazır olmadığı açık.

Devamı

2023 yılı boyunca Türkiye, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi terör örgütünün faaliyetlerine son vermek ve örgüt varlığını temizlemek için kararlılık gösterdi. Fakat terörist ve terörizmle mücadelenin, salt güvenlik mekanizmaları veya askeri irade göstererek başarıya ulaşması mümkün gözükmemektedir. Bu bağlamda terör örgütünün nüfuz alanı elde ettiği çevre ülkeler ve buradaki yerel aktörler ile hassas bölge politikalarının güdülmesi elzem hale gelmiştir. Bu nedenle Irak ve Suriye, Türkiye'nin terörle mücadele resminde önemli bir konumu işgal etmektedir.

Bu yılı maalesef 7 Ekim'de yeniden başlayan İsrail-Filistin çatışmasında ateşkese ulaşamadan ve Kuzey Irak'ta verdiğimiz 12 şehidin acı hatıraları ile uğurluyoruz. 2023'te ABD ve diğer Batılı ülkelerin İsrail katliamlarına verdiği desteğin "BM, uluslararası düzen, değer ve norm" gibi kavramları altüst eden ve uluslararası toplumun vicdanında derin yaralar açan olaylara tanıklık ettik. İki yıl önce koronavirüs salgınının gündemimize taşıdığı büyük güç rekabeti geçen yıl Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile hızlanmıştı. İsrail'in Gazze işgali uluslararası hukukun tabutuna bir çivi daha çakarken bize dünyamızın yeni çatışmalara kolaylıkla sürüklenebileceğini gösterdi. Yemen krizi ABD ve İsrail'in İran ve vekilleri ile bölgesel bir çatışmaya gitme riskini hatırlatıyor.

Irak ve Suriye'de terörle daha etkin ve ileri mücadele, savunma sanayisi ve enerji alanlarındaki yeni atılımlar, çevre bölgelerde yeni işbirliği/entegrasyon arayışları ve arabuluculuk faaliyetleri 2024'te Türk diplomasisinin gündemini oluşturacak.

7 Ekim’deki Kassam Tugayları’nın gerçekleştirdiği Aksa Tufanı Operasyonu sonrasında bölgedeki tüm dengeler alt üst oldu. İsrail ile Arap normalleşmesi durduğu gibi Gazze eksenli olarak bölgesel çatışma riskleri de giderek arttı. İran’ın başta Hizbullah ve Husiler olmak üzere bölgedeki vekil unsurlarının, İsrail’in Gazze’ye yönelik işgal girişimine karşı eylemler içerisinde olması, İsrail’i de karşı adımlar atmaya sevk etti. Bu kapsamda Suriye ve Irak’ta hava saldırıları gerçekleştiren İsrail, son olarak Lübnan’da Hamas liderlerinden Salih Aruri’yi öldürdü. Bu suikast öncesinde de İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Suriye’deki komutanlarından Razi Musevi, İsrail’in Şam yakınlarına düzenlediği saldırıda öldürülmüştü. 3 Ocak 2024’te ise Kasım Süleymani’nin mezarı yakınında iki ayrı bombalı saldırıda 103 kişinin hayatını kaybettiği, 146 kişinin de yaralandığı bir terör saldırısı gerçekleştirildi. Hayatını kaybedenlerin sayısının artması muhtemel bu terör saldırısının zamanlamasını ve bölgesel etkilerini uzmanlarına sorduk.

İsrail’in Gazze’nin kuzeyinden bir kısım askerini çekmesi sonrasında Hamas liderlerinden Salih el-Aruri’ye Beyrut’ta suikast düzenlemesi, savaşta yeni bir aşamaya geçtiğinin işareti olarak görülebilir. İsrail Başbakanı Netanyahu, bir süredir Washington’ın Gazze’deki operasyonlarını ‘toparlaması’ yönündeki taleplerine meydan okuyan bir dil kullanıyordu. Buna karşın Gazze operasyonlarında bir sonraki aşamaya geçmesi gerektiğinin farkındaydı. Amerikan Savunma Bakanı’nın İsrail ziyareti sonrasındaki gelişmeler, kamuoyu önündeki sert söylemine rağmen İsrail’in Amerikan telkinlerini dikkate aldığını gösteriyor.

Ortadoğu yeni yıla suikastlar ve terör saldırıları ile girdi. Salı günü Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcısı El Aruri Beyrut'ta öldürülürken çarşamba günü İran'ın Kirman şehrinde DEAŞ'ın üstlendiği iki bombalı saldırıda 103 kişi hayatını kaybetti. Bu saldırılar gözleri İsrail'e çevirirken İran ve Hizbullah "intikam ve ağır bedel ödetme" sözü verdi.

Başkan Biden’ın Güney Carolina eyaletindeki kilise ziyareti sırasında verdiği mesaj ve bazı göstericilerin tepkisi başkanlık seçimlerine hazırlanırken yaşayacağı açmazın bir özeti gibiydi. 2015 yılında beyaz üstünlüğünü savunan bir saldırganın kiliseye ibadete gelen 9 siyahi vatandaşı öldürmesi, 2016 başkanlık seçimleri arefesinde Trump’ın verdiği mesajın bir sonucu olarak kamuoyunda tartışılmıştı. Biden 2024 kampanyasına bu kiliseye ziyaretle başlayarak siyahi oyların kritik olacağını kabul ettiğini göstermeye çalıştı. Trump’ın göçmenlerin ülkenin kanını ‘zehirlediği’ şeklindeki ifadelerine nazire yaparak asıl ‘zehir’ beyaz üstünlüğü fikridir mesajını verdi. 2016 seçimlerinde Biden’ı adaylığa taşıyan kritik eyalet olan Güney Carolina’daki siyasi seçmene verilen mesajlar, önümüzdeki seçim için de kritik rol oynayacak siyahi seçmenlere ulaşma çabası olarak öne çıkıyor.

Yeni toplumsal bildiri, tüm dünyanın terk ettiği radikal sol fikirlerle, etnik ırkçılığın ve demokrasi makyajının boca edildiği dayatma bir metin olarak görülebilir

TBMM Genel Kurulu bugün PKK terörü gündemi ile mesaisine yeniden başlıyor. Pençe-Kilit harekât bölgesinde 22 Aralık ve 12 Ocak'ta PKK intihar saldırılarında 21 askerimizin şehit olması çok yönlü bir tartışmayı beraberinde getirdi. Metina ve Zap bölgeleri Irak'tan gelen "terörü yerinde kurutma" amacı açısından önem taşıyor. Yine benzer şekilde Suriye'deki dört operasyon da cumartesi günü gerçekleştirilen güvenlik zirvesinin bildirisinde yer alan ifadeyle Türkiye'nin sınırlarında "teröristan" kurulmasına müsaade edilmeyeceğinin kararlılığının göstergeleri.

İran neden Erbil’deki bazı hedeflere saldırı düzenledi ve saldırının etkisi ne oldu? İran’ın Erbil saldırısı ilgili aktörlerce nasıl karşılık buldu? İran neden Pakistan topraklarındaki bazı hedeflere yönelik saldırı düzenledi? İran’ın Pakistan saldırısı nasıl karşılık buldu? İran’ın saldırılarını geniş bir bölgesel siyasi çerçevede düşündüğümüzde nasıl anlamlandırabiliriz?

Son bir haftada Ortadoğu yeni saldırı ve çatışma haberleri ile sarsılıyor. İsrail'in Gazze'deki katliamları ve Hizbullah ile Lübnan sınırındaki düşük yoğunluklu çatışması devam ediyor. Kızıldeniz'deki gerilimde ABD ve Britanya, dün Yemen'de Husileri dördüncü kez bombaladı. Washington, Husileri yeniden terör örgütü listesine aldı. Salı günü İran, Suriye'ye, Irak'a (Erbil) ve Pakistan'a (Belucistan) balistik füzelerle saldırılar düzenledi. Daha önce hep vekillerini kullanan İran'ın bu defa Devrim Muhafızları ile saldırması dikkat çekti. Vekilleri üzerinde verdiği tepkiyi yeterli görmeyen İran'ın son saldırıları meşhur "stratejik sabrının" dışına çıkması olarak görüldü.

7 Ekim sonrasında İsrail’in Gazze’ye saldırılarının bölgesel bir savaşı tetikleme ihtimalinden bahsediyoruz. Son haftalarda yaşanan gelişmeler aslında bölgesel bir savaşın zaten içinde olduğumuza işaret ediyor. Ancak bu tür çatışmaların yoğunluğunun artıp azalması ve taraflarının her zaman net olarak belli olmaması bölgesel savaşın adını koymamızı zorlaştırıyor. Artık ülkeler arasındaki savaşların karmaşık bir şekilde gerçekleşmesi, farklı mecralarda cereyan etmesi ve tarafların farklı kapasitelerini harekete geçirmesi ‘klasik’ topyekûn savaşların daha ender hale gelmesi sonucunu doğurdu. Daha az maliyetli, düşük riskli ve inkâr edilebilir olması itibariyle birçok ülkenin vekalet savaşlarını tercih ettiğini görüyoruz. Bu tür vekalet savaşları, ülkelerin doğrudan birbirlerine savaş ilan etmeden yoğunluk derecesi gerektikçe artırılabilen bölgesel bir savaşın tarafı olmalarına olanak veriyor.

TSK, Pençe-Kilit Harekatı'yla Sinat-Haftanin'den Hakurk’a kadar uzanan 300 kilometrelik sınır hattında yer yer 15 ila 30 kilometre arasındaki bir derinlikte güvenli hat oluşturmayı başardı.