SETA Dış Politika Araştırmacısı Bilgehan Öztürk, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Birinci Sayfa programında, Irak ile yapılan anlaşmaların terörle mücadele alanında muhtemel etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'a 13 yıl aradan sonra gerçekleştirdiği resmi ziyaret, bölgesel ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Uzun süre Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) başkanlığı yapan ve halihazırda Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Hakan Fidan'ın mekik diplomasisi yürüttüğü ve kurumsal bir zihinle pişirilen Irak siyaseti, Türkiye-Irak ilişkilerine ve Ortadoğu'ya istikrar getirmeyi planlıyor. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak temasları ve imzalanan anlaşmalar sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel denklemde de önem arz ediyor. Bu anlamda özellikle Körfez ülkeleri, Türkiye-Irak yakınlaşmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiği ve bu sürecin bölgesel istikrara katkı sağlayacağını düşündüğü ifade edilebilir. Nitekim Körfez medyası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyaretini olumlu biçimde resmederek Körfez'in bir konsensüs halinde Türkiye-Irak yakınlaşmasından memnun olduğunu ifade etmiştir.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, NTV ekranlarında yayınlanan Bugün Yarın programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yıl aradan sonra Irak’a yaptığı tarihi ziyaret ve bu ziyarette imzalanan Kalknıma Yolu Anlaşması üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, NTV ekranlarında yayınlanan Bugün Yarın programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yıl aradan sonra Irak’a yaptığı tarihi ziyaret ve bu ziyaretin terörle mücadeleye etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Bilgehan Öztürk, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Birinci Sayfa programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 13 yıl aradan sonra Irak’a yaptığı tarihi ziyaret ve bu ziyaretin yansımaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetiyle dün Bağdat ve Erbil'deydik. Erdoğan, Bağdat'ta Cumhurbaşkanı Reşid ve Başbakan Es Sudani'yle, Erbil'de de IKBY Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile görüştü. Cumhurbaşkanımızın 12 yıl sonra gerçekleştirdiği bu ziyaret Türkiye ve Irak arasında yeni bir dönemin kapılarını açtı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyareti, Türkiye’nin bölgede aktif ve etkili bir diplomasi yürüttüğünün ve stratejik etkileşimini artırma niyetinin açık bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Devamı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok kritik bir dönemde Irak'ı ziyaret etmeye hazırlanıyor. 22 Nisan'da önce Bağdat, ardından ise Erbil'e geçerek muhataplarıyla görüşmeler gerçekleştirecek. Geniş bir heyetle yapılacak bu ziyaretlerde önemli anlaşmaların imzalanması bekleniyor. Özellikle son dönemde Türkiye-Irak arasında büyük ölçekte Dışişleri Hakan Fidan'ın dizayn ettiği stratejik bir yakınlaşma söz konusu. Bölgesel meydan okumalara paralel olarak tezahür eden ortak çıkarlar iki ülkeyi birlikte hareket etmeye teşvik ediyor. Ortadoğu jeopolitiğinde yaşanan çatışma ve eskalasyonlar ile bölgesel savaş ihtimali iki ülke açısından da engellenmesi gereken ciddi tehditler barındırıyor. Dolayısıyla birlikte hareket edebilmek eskiye nazaran çok daha önemli.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, 'Türkiye 2016'dan sonra PKK'nın Suriye ve Irak'ta bir terör koridoru oluşturmasını engellemekle ilgili çok açık ve net bir proaktif politika izliyor. Bu politika akabinde Türkiye'de terör olaylarının ortadan kalktığı, terörün varlığının çok büyük ölçüde yok edildiği bir döneme geldik.' dedi. Duran, 'Terörün yanı sıra Türkiye ve Irak arasında kalkınma ve ekonomik odaklı iş birliklerinin de yürütüleceği bir döneme girdik” diye konuştu.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 89. sayısı raflarda yerini aldı.
Türkiye'nin terörle mücadelesinde sınır ötesi askeri harekâtlar bağlamında yeni bir dönem başlıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'ta atılacak adımlara ilişkin oluşturduğu söylem ve ilk işaretlerin ardından artan diplomasi trafiği ile birlikte iyice olgunlaşan bir süreç söz konusu.
Perşembe günü Bağdat'ta gerçekleşen Türkiye-Irak güvenlik zirvesinden sonra yayımlanan ortak sonuç bildirgesi ile iki ülke arasında yeni bir dönemin kapıları açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ramazan sonrası Irak'a ziyareti ile ikili ilişkilerde "bir sıçrama" sağlanacağının vurgulandığı bildirgede ilişkilerin tüm yönleriyle "stratejik bir çerçeveye" oturtulmasına karar verildi. Bu amaçla terörle mücadele, ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında Ortak Daimî Komiteler ihdas ediliyor. Daha önemlisi, PKK'nın Türkiye ve Irak için ortak güvenlik tehdidi olduğunda uzlaşılarak Irak Ulusal Güvenlik Konseyi bu örgütü "yasaklı örgüt" olarak nitelemekte. Bu noktaya gelinmesi için geçtiğimiz aylarda Dışişleri Bakanı Fidan, MİT Başkanı Kalın ve Milli Savunma Bakanı Güler, Iraklı muhataplarıyla yoğun bir çalışma temposu yürüttü. PKK ile mücadele için uzun yıllardır Ankara, Bağdat ile görüşüyor. Geçmişte birçok kez uzlaşmaya varılmıştı. Bu defa PKK ile mücadelede ve ikili işbirliklerinde yeni bir dönem olarak nitelenecek farklı hususun ne olduğu sorusu akla geliyor.
Türkiye'nin gündemi Aralık ayından bu yana üç kulvarı takip etti: seçim, ekonomi ve terör. Seçim ve ekonomi vatandaşlar arasında farklı görüşlerin seslendirilmesini teşvik etmiş olsa da üzerinde uzlaşı olan konu terörün başının ezilmesi. Bu konuda vatanı ve devleti benliğinde hissedenler arasında bir tereddüt yok. Nitekim "güvenlikte maliyetin önemsiz olduğu" gerçeği dikkate alınırsa terör ve diğer güvenlik tehditlerinin ihmal edilmesi söz konusu olamaz.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Haber Global ekranlarında yayınlanan Madde Madde Gündem programında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KYB’nin terör örgütü PKK’ya desteğine verdiği tepkiyi değerlendirdi.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun ve ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü Dr. Bilgay Duman, son dönemde tartışılan ABD'nin Irak’tan çıkıp çıkmayacağı konusunu kaleme aldı.
PKK son dönemlerde Irak'ın kuzeyindeki dağlık alanlarda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin ileri üslenme bölgelerine yönelik terör saldırıları gerçekleştirdi. 22-23 Aralık'ta Hakurk ve Metina bölgelerinde, 12 Ocak'ta ise Zap'ta peş peşe gelen terör saldırıları akabinde Türkiye'nin "Cezalandırma Harekatları" başladı. Ancak bazı kesimler tarafından kamuoyunda manipülatif şekilde "Irak'ta ne işimiz var?" sorusu üzerinden bir tartışma var edildi.
İsrail'in Gazze'deki katliamları devam ederken Ortadoğu'da dikkatler giderek İran'a yoğunlaşıyor. Kızıldeniz'de seyrüseferi engellediği için Husilerin ABD-Britanya tarafından vurulmasından sonra İran ve Pakistan arasında karşılıklı füzelerin ateşlendiği bir terörle mücadele gerilimi yaşandı. Geçtiğimiz cumartesi de İsrail, Şam'da İran Devrim Muhafızları'ndan beş yetkiliyi öldürdü. Bu saldırı İsrail'in Suriye'deki İran varlığına önceki operasyonlarının devamı. Temel gerekçesi İran'ın Direniş Ekseni unsurlarına (Hizbullah ve Hamas'a) askeri destek temin etmesini engellemek. Ancak daha önemli husus, Biden yönetiminin aksine Netanyahu, İsrail-Filistin çatışmasının bölgeye yayılmasını istemesi.
TSK, Pençe-Kilit Harekatı'yla Sinat-Haftanin'den Hakurk’a kadar uzanan 300 kilometrelik sınır hattında yer yer 15 ila 30 kilometre arasındaki bir derinlikte güvenli hat oluşturmayı başardı.
Son bir haftada Ortadoğu yeni saldırı ve çatışma haberleri ile sarsılıyor. İsrail'in Gazze'deki katliamları ve Hizbullah ile Lübnan sınırındaki düşük yoğunluklu çatışması devam ediyor. Kızıldeniz'deki gerilimde ABD ve Britanya, dün Yemen'de Husileri dördüncü kez bombaladı. Washington, Husileri yeniden terör örgütü listesine aldı. Salı günü İran, Suriye'ye, Irak'a (Erbil) ve Pakistan'a (Belucistan) balistik füzelerle saldırılar düzenledi. Daha önce hep vekillerini kullanan İran'ın bu defa Devrim Muhafızları ile saldırması dikkat çekti. Vekilleri üzerinde verdiği tepkiyi yeterli görmeyen İran'ın son saldırıları meşhur "stratejik sabrının" dışına çıkması olarak görüldü.
TBMM Genel Kurulu bugün PKK terörü gündemi ile mesaisine yeniden başlıyor. Pençe-Kilit harekât bölgesinde 22 Aralık ve 12 Ocak'ta PKK intihar saldırılarında 21 askerimizin şehit olması çok yönlü bir tartışmayı beraberinde getirdi. Metina ve Zap bölgeleri Irak'tan gelen "terörü yerinde kurutma" amacı açısından önem taşıyor. Yine benzer şekilde Suriye'deki dört operasyon da cumartesi günü gerçekleştirilen güvenlik zirvesinin bildirisinde yer alan ifadeyle Türkiye'nin sınırlarında "teröristan" kurulmasına müsaade edilmeyeceğinin kararlılığının göstergeleri.
Yeni toplumsal bildiri, tüm dünyanın terk ettiği radikal sol fikirlerle, etnik ırkçılığın ve demokrasi makyajının boca edildiği dayatma bir metin olarak görülebilir