Rus savunma sanayii ürünleri dünyada ABD ile kıyas kabul edilebilecek düzeydedir. Türk savunma sanayii ise mevcut algıların aksine Rus silahlarını hem Azerbaycan'da hem de Ukrayna'da bozguna uğrattı. “Türkler başardı” algısının temelini oluşturan mevcut başarılar, iktisadi kazançların ötesinde psikolojik üstünlüğün uzun yıllar sonra elde edilmesine katkı sundu.
Devamı
Nijer ve ABD arasındaki anlaşmanın "hızlı bir şekilde yürürlükten kaldırılması kararı" ABD’nin Sahel’deki varlığının ve operasyonlarının risk altında olduğunu gösteriyor.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Birinci Sayfa programında, insansız hava araçlarının terörizmle mücadele noktasında kullanımı ve etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
TUSAŞ'ın İnsansız Hava Araçları (İHA) ailesinin yeni platformu olan ANKA-3 ilk uçuşunu 28 Aralık'ta gerçekleştirdi. Bir saat on dakika boyunca havada kalan platform 8 bin ft. irtifaya ve 150 knot hıza ulaştı. Uçuşa yine TUSAŞ tarafından geliştirilen HÜRKUŞ Temel Eğitim Uçağı ve ANKA İnsansız Hava Aracı eşlik etti.
Bu rapor İHA’ların terörle mücadele operasyonlarının etkinliğindeki mevcut ve olası rolünü askeri ve operasyonel kullanım alanları, avantajları ve muhtemel riskler çerçevesinde değerlendirmekte; Türkiye’nin PKK terör örgütü ile mücadele deneyimini göz önünde bulundurarak operasyonel ve stratejik etkilerine önem atfetmektedir. İki farklı veri tabanının (Terörizm Analiz Platformu ve Türkiye’s Enemy Killed in Action Dataset) verilerinden istifade edilerek kaleme alınan bu raporda, terörle mücadele operasyonlarında İHA’ların, terör örgütü PKK’nın organizasyonel yapı ve komuta kademesi, nitelikli insan kaynağı ile ana materyal kaynakları ve taktiksel dönüşümü üzerindeki etkileri incelenmiştir.
Kremlin’in iki İHA’nın gerçekleştirdiği saldırının Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı suikast girişimi olduğunu iddia etmesi Ukrayna’nın bahar operasyonuna doğru çatışmaların ve sivillere saldırıların iyice artacağını gösteriyor.
Geride bıraktığımız son on yılda ivme kazanan sanayi ve ekonomideki gelişimin, MTH’nin yüksek çarpan etkisi ile Türkiye’nin kalkınma ve büyüme sürecine ciddi bir katalizör etkide bulunması beklenmektedir. 2002 sonrası dönüşümün, sağlamlaştırılan altyapının üzerine kurulan yeni teknoloji hamlesi, ciddi bir vizyonun ve küllerinden yeniden doğma çabasının son aşamasıdır. Sanayinin, iş ve üretim süreçlerinin hatırı sayılır bir dönüşüm geçirdiği son birkaç on yıl; yeni teknolojilere, sermaye birikimine ve beşeri kapasiteye yatırımı bir zorunluluk haline getirmiştir. Nitekim bugün yapay zeka, otonom teknolojiler ve robotlar; rutin, sekreterlik gibi sadece destek hizmetleri veren ve sürekli tekrar eden işleri devralırken, bireyin ve beşeri sermayenin, nispeten daha teknik, “yaratıcı” ve daha kompleks konulara yönlenebilmesinin önünü açmıştır.
Devamı
Bir yandan TSK’nın kara ve hava unsurları tarafından geri üslenme noktalarına çekilmek zorunda bırakılan, diğer yandan kolluk kuvvetlerinin ve emniyet güçlerinin aralıksız yürüttüğü terörle mücadele operasyonlarıyla sahada baskılanan, MİT’in gerek bireysel gerek TSK unsurlarıyla müşterek yürüttüğü operasyonlar neticesinde komuta-kontrol ve operatif kadroları giderek tahrip edilen PKK’dan Duran Kalkan’ın serzenişine benzer ifadeleri gelecekte sıkça duyacağız.
Devamı
Türkiye’nin çok maksatlı amfibi hücum gemisi TCG Anadolu 10 Nisan 2023 itibarıyla Deniz Kuvvetlerinin hizmetine girdi. Türk donanmasının amiral gemisi niteliği taşıyan ve Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olan platformun hizmete alınışıyla Türkiye caydırıcı gücünü ve güç aktarımı kapasitesini yeni bir seviyeye taşırken Türk savunma sanayii için de aşılan bir başka önemli eşik oldu. TCG Anadolu’nun bir platform olarak neyi temsil ettiğini, Türk savunma sanayii ve denizcilik sektörü için anlamını, Türk deniz gücü ve ulusal savunmasına ne tür katkıları olacağını uzmanlar cevapladı.
Evet, doğal afetleri mutlak şekilde öngörmek ve kontrol etmek mümkün değil, ancak risklerin yönetilebilmesi adına olası zararları azaltacak yöntemlere ağırlık verilebilir. Önemli olan afet olduğunda mücadele değil, bütünleşik bir afet yönetimi yaklaşımı sunabilmektir.
AB Komisyonunun son raporu Türkiye’ye dair klişe yaklaşımları tekrar ederken ilişkilerin gelişmesine dair yapıcı ve yaratıcı unsurları ve açılım alanlarını vurgulamamaktadır. Bu yaklaşım ise Türkiye ile ilişkilerin yakın zamanda olumlu ivme kazanmayacağına işaret etmektedir.
Bu rapor Türkiye’nin S/İHA endüstrisine dair tartışmaları seçkin uzmanların yorum ve değerlendirmeleri üzerinden masaya yatırmaktadır.
Küresel savunma sanayiinin mevcut durumunu ve sektörün aktörleri olan ABD, Rusya, Çin, Güney Kore ve İsrail’in savunma sanayilerini inceleyen rapor Türk savunma sanayiinin geçmişten günümüze kadar geçirdiği süreçleri ve Türk savunma sanayii modelini irdeleyerek karşılaştırma imkanı sunmaktadır.
Bu analiz Yeniden Asya Girişimi’ne yönelik temel bir çerçeve sunmasının yanında bahse konu girişim ile Türk savunma sanayii arasındaki stratejik uyumu Güneydoğu Asya Bölgesi özelinde incelemektedir.
NATO'nun Türkiye'nin tecrübelerinden yararlanmaya çalışması ve bunu yeni doktrininin temellerinden biri haline getirmesi gerekiyor. Dahası NATO'nun Türkiye'nin güvenliğini çok daha ciddiye alması gerekiyor zira Ukrayna savaşı çatışmaların tek bir ülke veya bölgeyle sınırlandırılamayacağını bir kez daha gösterdi.
Türkiye İdlib’i ve dolayısıyla diğer bölgeleri koruma altına alarak ulusal güvenliğini sağlamanın ötesinde Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmayı sürdürecektir. Rusya’nın Batı tarafından Ukrayna’da daha 'net' görülen agresif ve yayılmacı yaklaşımının Suriye ve Libya gibi sahalardaki müttefiklik dengelerini etkileyebilecek sonuçlar doğurması durumunda, Türkiye’nin söz konusu bölgelerdeki varlığı kritik öneme sahip olacaktır.