Türkiye nasıl ki İsraile en sert tepkiyi vererek Filistinin yanında durduğunu tüm dünyaya gösterdiyse, bugün de İsrail ile anlaşarak Filistinin yanında duruyor.
Devamı
Ben Kilis deyince ensar diyorum. Bu tabii içinde birçok değer barındırıyor. Kilis bir ensar şehri oldu. Nasıl Urfa şanlıysa, Maraş kahramansa, Kilis de ensardır.
Devamı
Türkiye nasıl ki İsrail’e en sert tepkiyi vererek Filistin’in yanında durduğunu tüm dünyaya gösterdiyse, bugün de İsrail ile anlaşarak Filistin’in yanında duruyor.
Politikanın ama özellikle de dış politikanın romantizm ve maksimalist taleplerle yürütülecek bir alan olmadığı açıktır.
Bu anlaşma bu yönüyle Erdoğan düşmanlarına da bir mesajdır esasında. Alıp almayacaklarını göreceğiz.
Türkiye kendi namına dış politikada yaşadığı sıkıntıları, Suriye’de tıkanan dünya sistemini ve bu tıkanıklıktan kendi namına düşeni, sayfanın bir kenarına koydu.
Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.
Devamı
“3 milyon Suriyeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mı olacak?” vehmiyle konuşmak sadece zaman kaybı. Yapılması gereken, Suriyelilerin “uyum sürecinin” başladığı kabul edilmeli ve uyum sürecine yönelik uygulama önerileri geliştirilmeli.
Devamı
Ülkemizin geleceğine "zenginlik" katacak bir hususu 2013 sonrası derinleşen fay hatlarını patlatacak kibrit ateşine çevirmek isteyenlere karşı dikkatli olunmalı.
Türkiye hem insani yardım hem de siyasi geçiş sürecinin yönetilmesi açısından Somali'de önemli bir rol üstleniyor. Ancak iç savaştan yeni çıkan ülke hâlâ Şebab terörü pençesinde siyasi istikrarı sağlamaya çalışıyor.
Sadık Ünay, İstanbul’da düzenlenen Birleşmiş Milletler İnsani Zirvesi’nin gündem maddeleri, zirvenin neden Türkiye gerçekleştiği ve insani yardımlar alanında Türkiye’nin küresel konumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Muhittin Ataman, Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en fazla mülteci barındıran ayrıca gayrı safi milli hasılaya oranla dünyada en fazla insani yardım yapan ülkenin Türkiye olduğu belirterek bu özelliklerinden dolayı zirvenin Türkiye’de gerçekleştiğini ifade etti.
Suriyeli sığınmacılar, geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti gibi başlıkların yanı sıra, Gümrük Birliği Anlaşması'nın geçen 20 yıllık dönemde zamanın gerisinde kaldığı göz ardı edilmemeli.
Suudi Arabistan izlediği yanlış politikalar ve aldığı ihmalkar tavırlar neticesinde iç istikrarın bile tehdit altında kaldığı bir noktaya geldi; potansiyel müttefikleriyle de ayrı düşerek müttefiksiz kaldı.
ABD'nin, tehdit algısını Esed Rejimi değil de DAİŞ'in oluşturması, ABD'nin Türkiye veya muhalifler lehine anlamlı ve oyun-değiştirici bir hamle yapma ihtimalini ortadan kaldırıyor.
Uluslararası yardım kuruluşlarının tam manasıyla sessiz kaldığı Suriye'de yaşananlar karşısında, Türkiye tüm ülkelere örnek gösterilecek “uluslararası bir sosyal yardım politikası” uyguladı.
Yaşanan sadece insani bir kriz değil, bir insanlık krizi. Bu bir bakıma modern Batılı insanlık tasavvurunun çöküşü.
Esed rejiminin Rusyanın desteğiyle Bayırbucaka saldırmasının ve bir Rus savaş uçağının sınır ihlali nedeniyle Türkiye tarafından düşürülmesinin ardından bölgedeki son durumla ilgili soruları SETAdan Can Acun ve Bilgehan Öztürk cevapladı.
Türkiye, bir sınır ülkesi olmasına, iç güvenliğine yönelik taşıdığı tehdit potansiyeline ve sınırlarını aşarak gelen 2.5 milyona yakın mülteciye rağmen Suriye krizine askeri araçlarla müdahale etmedi.
OLDUKÇA çalkantılı geçen sekiz yıllık George W. Bush döneminin ardından, Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısının açıldığını söylemek yanlış olmaz.
Türkiye, coğrafi konumu, nüfus yapısının dinamizmi, dış dünyaya açılım talebi, dünyanın on yedinci büyük ekonomisi olma özelliği, Avrupa-Asya medeniyetlerini sentezlemesi, doğu-batı arasında fizikî olduğu kadar kültürel köprü olma konumu ile aslında kabına sığmayan bir ülke.