Biden, Demokrasi Promosyonu ve Türkiye

Trump'ın temsil ettiği beyaz milliyetçi taleplerin yarattığı dalganın nasıl yönetileceği kritik önemde. Cumhuriyetçilerin azil sürecine beklenenden az destek vermesi de gözlerden kaçmadı.

Devamı
Biden Demokrasi Promosyonu ve Türkiye
Trump ile Birlikte Yıkılan Masallar

Trump ile Birlikte Yıkılan Masallar

Trump'a yapılan 'sansür', dijital platformların ve sosyal mecraların Amerikan şirketleri tarafından ABD ulusal çıkarları için kontrol edildiğini kör göze ayan etti. Hatta tekelleşen bu dev şirketlerin 'belirli bir grubun tanımladığı Amerikan çıkarına' hizmet ettiği netleşti. Dünya başkentlerinde 'ulusal güvenlik' alarm zillerini yeniden çaldırdı. Trump tecrübesi 'Batı sonrası dünya' olgusunun ideolojik/siyasi alt yapısını güçlendirdi.

Devamı

Trump'a oy veren 74 milyonun büyük çoğunluğu 6 Ocak olaylarını tasvip etmiyor ancak Biden'ın bu kesimle diyalog kurup sisteme olan güvenini artırması için büyük çaba harcaması gerekiyor. Bunu kısmen de olsa başaramazsa Amerikan demokrasisinin krizini konuşmaya devam edeceğiz.

Son bir aydır Trump yönetiminin PYD'yi yeniden dizayn etme ve bunu Türkiye'nin önüne koyma çabası, ABD'nin Suriye politikasındaki sürekliliğe işaret ediyordu..

Ortadoğu'ya demokrasi ihraç etmek için ülkeler işgal eden, bu uğurda yüz binlerce sivilin ölümüne neden olan Amerika'nın kendi meğerse ciddi bir demokrasi sıkıntısı yaşıyormuş.

Moderatör: Murat Yeşiltaş, SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Açılış Konuşması: Burhanettin Duran, SETA Genel Koordinatörü

Güncel Gelişmeler Işığında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu

Moderatör: Cem Duran Uzun, SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmaları Direktörü Konuşmacılar: Faruk Bilir, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı

Devamı
Güncel Gelişmeler Işığında Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
On Yılın Muhasebesi

On Yılın Muhasebesi

Arap isyanlarından on yıl sonra yapılacak muhasebede hâlâ en önemli ülke kuşkusuz Türkiye. Demokratik tecrübesi ile bu isyanlara örneklik teşkil eden Türkiye, 2013'ten itibaren verdiği mücadele ve 2016 sonrası yeni hamleleri ile de bir başarı hikayesi.

Devamı

Yunan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından oluşturulan ve Fransa tarafından desteklenen Türkiye'ye karşı sert yaptırımları içeren tasarı 22 üye ülke tarafından veto edildi.

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi hafta başında Fransa'ya bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretin zamanlaması, Macron'un Sisi'ye onur nişanı takdim etmesi ve insan hakları ihlallerine dair açıklamaları ziyareti tartışmalı kılan konular oldu.

Ankara, AB’ye üye olmak istese de istemese de Almanya ve Fransa gibi ülkeler Türkiye’yi kendi nüfuz alanında görüyorlar.

Emmanuel Macron 3 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine has bir yönetim tarzıyla esaslı bir duruş sergileyememiştir. Matruşka metaforunda olduğu gibi kılıktan kılığa bürünüp tekleyen çömez bir lider profilini yansıtmaktadır. Her farklı kılığa bürünüşünde de seçmenin nazarında küçülmüştür; tıpkı Matruşka oyuncağı gibi.

Avrupa ülkelerinin Karabağ'daki gelişmelere ilişkin genel tutumuna bakıldığında, birçok ülkenin bölgede yaşananlara kayıtsız kalarak pasif bir tutum sergiledikleri ya da sergilemek zorunda kaldıkları görülüyor.

Macron'un yeni Güvenlik Yasası'nı Paris'te on binler protesto ediyor, şehir yanıyor. Küresel Batı medyası ise adeta kör ve sağır. Avrupa'da demokrasi, insan hakları, özgürlükler, ifade hürriyeti, yaşam hakkı, protesto hakkı... Hepsi fantastik bir masalın öğelerine dönüştüler.

Macron'un sağ seçmene oynaması Almanya örneğinde olduğu gibi ancak sağ partileri güçlendirir ve oylarının artmasına yardımcı olur. Öyle görünüyor ki bu gidişle 2022 yılında Fransa bir aşırı sağ siyasetçi tarafından yönetilecektir.

AB, Borrell'in anlayışına göre, 'gücünün yettiği'ne efelenecek, yetmediğini sinesine çekecek. Ancak yanıldığı bir konu var. Türkiye o kadar kolay bir lokma değil. Şu an sadece köprünün yıkılmasını bekliyor. Eğer ilişkiler koparsa Türkiye, AB için daha tehlikeli bir rakip olabilir. O halde AB'nin artık Türkiye'yi 'ötekileştiren' ikiyüzlü tavrını gözden geçirmesi lazım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ay içerisinde yaptığı konuşmalarla ekonomi, demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı reformların haberini verdi. Ayrıntıya girmese de yaptığı vurgularla ve değindiği bazı somut adımlarla bunun sadece geçici bir söylem olmadığını ve devamının geleceğini gösterdi. Yargı ve hukuk alanındaki reformları yürütmesi beklenen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül konuşmalarında Cumhurbaşkanı'nın bu söylemini destekleyen ifadeler kullandı ve geleceğe ilişkin bazı ipuçları verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan reformu milletin talebi ve dünyanın gidişatının gereği olarak görüyor. Yani, 'mücadele ediyoruz' diyerek reforma direnenlere de müsamaha etmeyecek. Zamanlamasını, kapsamını, aktörlerini ve hızını kendisi belirleyecek. Unutmayalım, Erdoğan bu altın sentezi her seferinde tutturabildiği için hâlâ iktidarda.

Açık denizlerde ticaret gemilerine hangi şartlarda müdahale edilebilir ve müdahalenin kapsamı nedir? Türk bayraklı ticaret gemisine açık denizde müdahalenin hukuki gerekçeleri neler olabilir? BM Güvenlik Konseyi silah ambargosu kararının kapsamı nedir? Müdahale gerekçesi oluşturabilir mi? IRINI Operasyonu’nun ve gerçekleştirdiği müdahalelerin hukuki zemini var mı? Türkiye bandıralı gemilere müdahale durumunda Türkiye’nin karşılık verme hakkı var mıdır? Sonrasında Türkiye hukuken ne gibi adımlar atabilir?

Afganistan’da yabancı güçler tarafından işlenen insanlık dışı suçlara bir yenisi daha eklendi. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, ABD’nin suçlanmaması için Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Fatou Bensouda başta olmak üzere mahkeme çalışanlarına yaptırım uygulanacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz' ve 'yeni bir reform dönemi başlatıyoruz' açıklamaları, siyasetin tartışma önceliklerini bir anda değiştirdi.