Önümüzdeki 10 Ay Kritik!

15 Temmuz sonrasında iktidar konsolidasyonu yaşayan Türkiye'nin mali kriz tehdidi ile de sıkıştırılamayacağı görülmeli. Ortak sorunlara müzakere ve işbirliği ile çözüm bulmak makro dönüşümün olmazsa olmaz bir tedbiri.

Devamı
Önümüzdeki 10 Ay Kritik
Yetkisiz ve Sorumsuz Avrupa Parlamentosu

Yetkisiz ve Sorumsuz Avrupa Parlamentosu

Türkiye'nin uyarılarının etkili olabilmesi için ciddiyetini göstermesi gerekir. Bunun boş bir tehdit olmadığı ufak ufak gösterilmeli. Çünkü Avrupalılar her zaman olduğu gibi havuç-sopa politikasına başvuracaktır.

Devamı

Savaş teknolojisinin uç noktasında 'insanlı helikopter platformlarına; muharip rol ve misyonları itibarıyla artık eskisi gibi önem ve yer atfedilmese de; arama-kurtarma operasyonları, personel sevkiyatı gibi farklı unsurlar açısından vazgeçilmezliği ortadadır ve bu avantajlarının uzun bir süre daha devam edeceği aşikârdır.

Ankara'nın 50 yıllık AB macerasında genel-geçer hale gelmiş paradigmayı yıkarak, çıkar odaklı rasyonel bir ilişki kurmaya çalışması statükonun devamını arzulayan Brüksel'deki karar vericileri rahatsız etmektedir.

AB-Türkiye ilişkilerinin bu noktaya gelmesinin asıl sebebi makro denklemlerde... Arap isyanları ile başlayan bölgesel, jeopolitik depreme Batı merkezli uluslararası sistemin verdiği tepkide.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında ilk defa toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu, hem meydana gelen gelişmelerin ciddiyetle izlendiğini göstermesi, hem de piyasalara verilecek güçlü mesajların piyasa aktörlerinin güvenini yüksek tutması bakımından önemli.

Avrupa Türkiye’yi Kayıp mı Ediyor?

Ankara’nın 2000’li yıllarda artık “eşit göz hizasında” yani karşılıklı egemenliğe saygı ve içişlerine karışmama temelinde bir ilişki kurmak istediğini bir türlü anlamadılar.

Devamı
Avrupa Türkiye yi Kayıp mı Ediyor
Avrupa PKK Faaliyetlerine Neden Göz Yumuyor

Avrupa PKK Faaliyetlerine Neden Göz Yumuyor?

Avrupa ülkelerinde PKK terör örgütünün faaliyetlerine göz yumulmasıyla beraber, son zamanlarda hem Türkiye'ye ait diplomatik kurumlar maddi zarara uğradı hem de Türk kökenli Avrupalılar şiddete maruz kaldı.

Devamı

İçinden geçtiğimiz süreç tek kelimeyle liberal demokrasinin meşruiyet krizi olarak adlandırılmalıdır. Bunun en temel sebebi modern toplumların kurucu unsurları olan liberalizm, kapitalizm ile demokrasi arasındaki çelişkilerdir.

Gün geçmiyor ki Avrupa'nın bir başkenti ile aramızdaki gerilim medyaya yansımasın. İnsan soruyor Avrupa ile nereye gidiyoruz?

Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupalı ülkeler, bırakın kendilerini doğrudan ilgilendiren küresel sorunlara müdahil olmayı, kendi içindeki sorunları çözüme kavuşturamadı.

Türkiye üzerindeki etkisinin sınırını bilmeyen, ve istikrarının Türkiye'ninkine ne kadar bağlı olduğunu anlamayan AB siyasetçileri sağ- popülist dalganın kendilerini tasfiyesini seyretme makamındalar.

15 yıl içinde üç büyük şok ve travma yaşamış Amerikan toplumunun siyasal olarak bu travmalardan etkilenmesi ölçeğini, geleneksel parti fay hatlarında görmek en büyük yanılgıydı.

Trump’ın Amerikan seçimlerini kazanmasıyla birlikte, ABD ile Avrupa arasındaki doğal ittifak hâli, uzun bir aradan sonra yeniden sorgulanmaya başladı.

Birçok kişi farklı cümlelerle "dağdaki çobanla benim oyum bir mi" mesajı verdi. Bir Amerikalı "think tank"çi "Bugün ABD'yi ancak bir askeri darbe paklar" mealinde bir sosyal medya paylaşımında bulundu.

Türkiye ekonomisinin yıllarca yumuşak karnı olan finansal sistemin kırılganlıkları kullanılarak yapılan ve yapılması muhtemel girişimlere karşı verilecek en iyi cevap, yine aynı alanda, yani finansal sistemin güçlendirilmesinden gelir.

Orta Doğu halklarının demokrasi ve özgürlük talepleri hızlı bir şekilde bastırılıp, oluşan çatışma ve kaos ortamı Sykes-Picot düzeninin Batılı ülkelerin istediği gibi revize edilmesi için bir fırsata dönüştürülmek isteniyor.

AB üyesi devletlerin mülteci kabul etmemek adına verdikleri mücadelenin en trajikomik örneği Macaristan’da geçtiğimiz haftalarda yapılan referandum oldu.

Hangcou Zirvesi küresel siyasi ve ekonomik meselelerin tartışılması adına önemli bir süreç oldu. Alınan kararların uygulanabilirliği ise bağlayıcılığı olmaması sebebiyle zamanla ortaya çıkacaktır.

İslamofobya, Avrupa özelinde Batı’nın kendisini ve kendi değerlerini “tez”, Müslümanları ise “anti-tez” olarak kavramsallaştırdığı bir zihniyetin ürünüdür.

NATO’nun Soğuk Savaş döneminde ‘öteki’ olarak gördüğü Rusya ile yeni bir gerilim yaşamak istemediği; bunun yerine küresel ve bölgesel terörizm meselelerine ağrılık vermek istediği görülmektedir.