Yeni Müfredat: Değişimin Hızını Yönetmek

Eski müfredat ağırlıklı olarak bilgi yüklemeyi önceleyip bilişsel ve duygusal yetkinlik ile beceri kazandırmayı ihmal ediyordu.

Devamı
Yeni Müfredat Değişimin Hızını Yönetmek
İyi İnsan ı Test Skorları Belirlemiyor

‘İyi İnsan’ı Test Skorları Belirlemiyor

Müslüman eğitim bilimci ve felsefeci Seyyid Muhammed Nakıb El-Attas “Eğitimin nihai amacı iyi bir insan yetiştirmektir” diyor. Peki amaç bu kadar açıkken yöntem nasıl olmalı?

Devamı

FETÖ’nün propaganda araçlarından biri olarak kullanmayı planladığı AİHM, başvuruyu red kararıyla FETÖ’nün planlarını suya düşürdü. Fakat bu durumun geçici olduğu unutulmamalı…

Verdikleri hükümlerin mantığını açıklamaya çalışmıyorlar. AK Parti karşıtlığıyla dış politika analizini birbirine karıştırıyorlar. Reçeteleri de dahice. Kurucu değerlerimize geri dönmemiz lazımmış.

Her fırsatta kendi halkını aşağılamayı ve Türklüğe küfretmeyi demokratlığın birinci kuralı sayanlardan, 15 Temmuz destanını yazan bir milleti yüceltmelerini, övmelerini beklemiyoruz.

Nedir bu yurtta sulh, cihanda sulh; ne işe yarar? Bir dönemin içinde söylenmiş, devlet elitleri tarafından da haklı bulunmuş, kendi bağlamı içinde veciz bir ifadedir.

15 Temmuz’da Yeni Bir Türkiye Kuruldu

Gazeteci İsmet Berkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi ve devletin yeniden yapılandırılmasını Kriter‘e değerlendirdi.

Devamı
Eğitimde Alacak Yolumuz Var

Eğitimde Alacak Yolumuz Var

OECD genelindeki genç yetişkinlerin hayatları boyunca en azından bir kez lise üstü eğitime girme oranının ortalama %68 olacağı tahmin edilirken, bu oran Türkiye için %94…

Devamı

2014 verilerine göre OECD genelinde 1 öğretmene ilkokulda 15, ortaokulda ve lisede ise 13 öğrenci düşerken, Türkiye'de bu oranlar sırasıyla 19, 18 ve 15 gözüküyor.

15 Temmuz akşamı darbe girişimi ile ilgili haberi aldığımız ana kadar Milli Eğitim Bakanlığının en önemli gündemi bölgedeki eğitim ve çocukların eğitime erişimi konusuydu. Haberi aldığımız anda toplantı sonlandırıldı ve otellerimize geçtik. Ertesi gün planlanan toplantı da iptal edildi. Doğal olarak 15 Temmuz gecesinden bu yana Bakanlığın ana gündemi darbe girişimi ve örgütün eğitimdeki yapılanması ile hesaplaşma oldu.

Sokak ortasında, Suriyeli mültecilere destek veriyor diye bir milletvekili bir İngiliz tarafından öldürülüyor. Ve bu kişi birçoklarınca kahramanlaştırılıyor.

Kapsamlı bilgiye ulaşmaktan uluslararası işbirlikleri yapmaya kadar hayati gereksinimleri karşılayan İngilizce, ekonomiler için büyüme yolunda bugün kaçınılmaz bir araç.

Kilis’te Suriyeli çocuk ve gençlerin okullaşma oranı Türkiye ortalamasının üzerindedir. Bunun başarılmasında özellikle Türk, Suriyeli ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının rolü büyüktür.

Ortadoğu’ya Kemalist genleri sebebiyle tiksinerek bakanlar, artık ilkokullarda da kullanılan bir dünya atlasını bile ellerine almış mıdır acaba?

SETA ve Sakarya Üniversitesi işbirliğiyle 21 Mayıs 2012 tarihinde “4+4+4: Eğitim Sisteminin Yeniden Yapılandırılması” başlıklı önemli bir çalıştay düzenlendi.

Hiçbir zorlama içermeyen ve isteğe bağlı seçmeli ders mantığına dayalı 4+4+4 düzenlemesi, hiçbir demokratik eğitimci tarafından yadsınamaz.

MEB’in, zorunlu eğitim süresini uzatarak, sekiz yıllık kesintisiz eğitim sonrasında karşılaşılan problemlerin bir benzeri ile yeniden yüzleşmek yerine, eğitimde niteliği artıracak çalışmalarda bulunması daha yerinde bir adım olacak.

Özel dershanelerin varlığı ve işlevi yaklaşık 40 yıldır tartışılıyor. Çokları “Ne onla, ne de onsuz!” basamağında. “Eğitim sistemine zararlı” diyenlere göre ise kapılarına kilit vurulmalı. Tıpkı Güney Kore’deki gibi!  

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti üst yönetiminin ilk dönem iktidarları süresince iletişim kurmakta en fazla zorlandığı kitle Alevi toplumuydu.

Yüzyıl dönümleri dünyada büyük dönüşüm beklentilerinin depreştiği zamanlardır. Müslümanlar İmam Gazali için “müceddid-i elf-i sani” diyerek daha sabırlı bir tarih bakışına sahip olduklarını gösteriyor gibiyse de, her asırda yeni bir müceddidi arayan daha yaygın bir anlayışı göz ardı edemeyiz. Bediuzzaman adlandırması üzerinde düşünmek bile bu anlayışı yeterince görünür kılacaktır. Avrupalılar’ın 1890’lardan 1900’ün ilk yıllarına kadarki dünyayı