Yeni kurulan partilerin (GP ve DEVA) baskın bir erken seçim kararı ile seçime katılamaması etrafında polemikler yapılıyor. CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu, "kiralık milletvekili" vererek bunun aşılabileceğinin sözünü verdi bile.
Devamı
27 Mayıs 1960 bu ülkenin kara bir lekesi, Cumhuriyet tarihimizin ilk darbesidir. Yaşattığı acılar ve katlettiği seçilmişler acı bir anı olarak zihnimizde duruyor.
Devamı
Türkiye kendi yolunu çizecek bir iradeye sahiptir. İşte bu yüzden 27 Mayıs'ı anmanın hüznü, 15 Temmuz gecesinin zaferini kutlamanın onuruyla birleşiyor.
Eski Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamıyla sonuçlanan 27 Mayıs 1960 darbesi, Türk demokrasi tarihine “kara bir leke” olarak geçti. Dr. Ramazan Akkır, Kriter Dergisi için kaleme aldığı yazısında CHP'nin 27 Mayıs Darbesi'nde aktif rol oynadığına dikkat çekti.
Libya'da baş döndürücü gelişmeler görüldükçe Akdeniz'in suları bir başka ısınmaya başladı. Birçok devlet, büyük hesaplarının peşinde, Libya'yı maske olarak kullanmaya ve uzun vadeli çıkarlarını Libya'da kurulan kirli denklem dahilinde gerçekleştirmeye çalışıyor. Yorum yapabilmek için "Libya oyunu"nu anlamak için, oyuna dahil olan ülkelerin ana amaçlarının ve stratejilerin incelenmesinde fayda var. Ancak öncelikle Libya'nın, halen istismar edilen iç dinamiklerini anlamak gerekiyor.
Farklıların üzerini kapatan örtüler, sahadaki zorlu denemeler karşısında yeterli gelemiyor. Örtü, İYİ Parti tarafına çekildiğinde, HDP tarafı açıkta kalıyor. HDP tarafına çekildiğinde ise diğerleri açıkta kalıyor. En sonunda bir o yana bir bu yana çekiştirilen örtünün tam ortadan yırtılacağı endişesi giderek yükseliyor.
Eğer uluslararası finans spekülatörleri Türk lirasına saldırıyorsa, yabancı medyanın Türkiye uzantıları “Türkiye’de salgın yüzünden 300 bin kişi ölecek” diyerek onların bu saldırıları için uygun zemini hazırlama gayreti içindeyse muhalefetin yapması gereken bellidir: Ülkesine sahip çıkmak.
Devamı
Millet İttifakı belediyeleri, bu salgın döneminde hizmetten daha çok tartışmalı konularla gündeme geldi.
Devamı
Türkiye son yıllarda savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji gelişiminde büyük mesafe kat etmiştir. Ülkenin dışa bağımlılığı her geçen gün azalmış ve üretilen araçlar/platformlar Türkiye'nin askeri savunma kapasitesini çok ileri bir noktaya taşımıştır.
Savunma ve içişleri gibi önceki dönemlerde pazarlık konusu olan önemli bakanlıkların ilk oylamada güvenoyu alması Irak siyaseti adına oldukça önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Boş kalan bakanlıkların belirlenmesi için Parlamentonun en kısa zamanda yeniden toplanması bekleniyor. Yeni hükümetin Mayıs 2022'de yapılması beklenen genel seçimlere kadar iktidarda kalması öngörülmektedir.
Tedbirler ne zaman ve hangi koşullar altında kaldırılacaktır? Tedbirleri kaldırma stratejisinin içeriği nedir? Karara verilen siyasi tepkiler nelerdir? Fransız toplumunun karara tepkisi ne olmuştur? Salgının Fransız ekonomisine etkileri neler olmuştur?
Bazıları açıktan darbeci. Bu ülkede sayıları hiç eksik olmadı. Ne istediklerini ve nasıl istediklerini çok iyi biliyorlar. Bazıları da darbe heveslisi olduğunu kabul edemiyor. Kendine itiraf edemiyor. Halbuki üç kelime laf edince darbecilik zihniyeti açıkça ortaya saçılıyor. Bu zihniyetin çok belirgin halleri ve kavramları var. Bazen karşısındakine yönelttiği otoriterlik ve tek adamlık iddialarında ortaya çıkıyor.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun darbe tehdidi ya da imasını içeren sözleri tartışılmaya devam ediyor. Yapılan açıklamalar üzerinden CHP’nin yeni dönem siyasetine yönelik analizler yapılıyor.
Başkan Trump ve Dış İşleri Bakanı Pompeo Çin'i suçlayan açıklamalar yapmaya başladılar.. Irak Savaşı öncesinde Bush yönetiminin Irak'ta kitle imha silahları bulunduğuna dair iddialarını hatırlayın. Yıllar sonra ortaya çıktı Irak'ta bu tür silahların bulunmadığı ve aslında Bush yönetiminin konuyu bilerek manipüle ettiği. Fakat bu iddia üzerinden Amerika Irak Savaşı'nı başlattı.
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi (SAM), 'yeni dünya düzeni' tartışmalarında Türk akademisyenlerin değerlendirmelerini bir kitapta topladı.
Son yazıda, Covid-19 salgını nedeniyle petrol fiyatlarında yaşanan aşırı düşüşün BAE ve Suudi Arabistan’ın bölge politikalarını nasıl etkilediğini ve bundan sonraki süreçte ne tür etkileri olabileceğine değinmiştik.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Miş Kovid-19 salgını sonrası toplumların güçlü devlet kapasitesine yönelik beklentisinin oluşacağını belirterek "Yerlileşme ve millileşme meselesi bundan sonraki süreçte tartışma konularının başında gelecek" dedi.
Küreselleşme, ulus devletler, küresel hegemonya, liberal ve kapitalist düzenler, otoriter ve demokratik rejimler, uluslararası kurumlar gibi başlıklar, “gelecek senaryosu” üzerinden analize tabi tutuluyor. Bu konularda değişimin yönünün hangi düzlemde devam edeceği anlaşılmaya çalışılıyor.
Bu boyutta bir insani kriz ve yol açtığı sorunlar, bölgede çatışma ve güç arayışında olan ve bunu sürekli uluslararası hukuku ihlal ederek yapan aktörlerin davranışlarını değiştirmesi için bir gerekçe teşkil etmeyecek.
Muhalefet toplu halde bir süredir Meclisin işlevsizleştiği tezini işliyor. Meclisin işlevsizleşmesinin millet egemenliğinin güç kaybına uğraması sonucunu doğurduğu iddia ediliyor. Son bir haftadır, 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı'nın da etkisiyle, bu iddialar daha yoğun bir şekilde işlenmeye başladı. Burada üç soru var. Birincisi, Meclis gerçekten işlevsizleşti mi? İkinci soru, şayet Meclis işlevsizleştiyse bunun nedeni Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş midir, yoksa başka bir faktör müdür? Ve son olarak, milli egemenliğin ya da milli iradenin siyasette etkin olup olmaması ne ölçüde Meclisin işlevsel olmasına bağlıdır?
Uluslararası örgütler daha çok uluslararası sistemi kontrolü altında devlet ya da devletlerin iradesiyle ortaya çıkan, uluslararası siyasetin aktörü olabilen, genellikle uluslararası sistemdeki mevcut işleyişe yardımcı olan ve böylece statükonun devamına katkı yapan kurum ve kuruluşlardır.