Suriye iç savaşı bitirilmedikçe Türkiye terör sorunundan kurtulamaz. Bu savaşın bizi bugün bu ölçüde etkilemesi de temelde AK Parti'nin Suriye'deki spesifik politika tercihleri ile ilgili değil.

Nebi Miş, HDP’nin Ankara’daki terör saldırısı sonrası toplumsal fay hatlarını tetikleyici söylemlerin ortaya çıkarılmasına hizmet ettiğini belirtti.

Türkiye’de toplumsal ve siyasal olanda olup bitenlere sadece elitler ve öne çıkan olaylar üzerinden bakamayız. Bu resmin tamamını görmemek olur.

Dış ilişkilerin karşılıklı bağımlılık dünyasında Suriye krizi, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir hareketlenmenin de müsebbibi oldu.

Burhanettin Duran: “Muhalefet, çok uzun zamandır muhalefette olduğu için sorumsuz davranabiliyor. Yani; iktidar olmanın ne demek olduğunu unuttuğu için Türkiye’nin etrafındaki meselelerin nasıl yakıcı olduğunu ve bunların bir milli menfaat meselesi olduğunu göz ardı ediyor.”

Başbakan Davutoğlu: Aydınlarımızın bilinç sapması yaşadığına, ön yargı ile hareket ettiklerine inanıyorum. Aydın insafına ve ölçüsüne uymalarını beklerim.

1 Kasım'da ise sadece bir tek şeye karar vereceğiz. AK Parti tek başına iktidar olacak mı, olmayacak mı?

Amerika IŞİD’e odaklanmış durumda ve Esad rejimini ikincil bir sorun olarak görüyor. Bu noktada Türkiye ve Amerika bir ortak zemin bulamazsa görüş ayrılıkları devam edecek ve çözüm daha da zorlaşacaktır.

Seçimin son haftasının temel iki meselesi var. Birincisi, Ankara saldırılarının yorumlanma ve anlamlandırılma biçimi. İkincisi ise, partilerin kendi seçmenini sandığa götürüp götürememe meselesi.

Türkiye’nin radikal sol ve liberal sol çevreleri, AK Parti iktidarından rahatsızlar. Son birkaç senede ise bu rahatsızlıklarını eyleme dökecek ve uluslararası networklerini kullanarak Türkiye’yi Batılı entelektüeller nezdinde “mahkûm ettirecek” bir konjonktüre sahip olduklarını düşünüyorlar.

Küresel sermaye çevrelerine şirin görünmeye çalıştınız. Bunun için Erdoğan'la mesafenizi göstermeniz gerektiğinde, bundan geri durmadınız.

1 Kasım akşamı sandıktan tekrar parçalanmış bir meclis yapısı ve dolayısı ile bir koalisyon hükümeti çıktığını düşünelim.

Ankara'daki terör saldırısı, hem siyaseten hem de entelektüel açıdan Türkiye'deki radikal savrulmaların daha da belirginleşmesine vesile oldu.

Fahrettin Altun: “Bugün iç savaş retoriğini kullananlar ülkede iç savaş koşullarını yaratmaya çalışanlardır.”

Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini artık büyük oranda seçimlerin sonucu belirliyor. İktidar olup muktedir olamama hali eskide kaldı.

7 Haziran genel seçiminden sonra ortaya çıkan tablo, 2002'den sonra siyasette ve ekonomide başlayan olumlu sürecin kesintiye uğramasına sebep oldu.

Evet, beklediğimiz gün geldi çattı. Türkiye kararını verdi. Zor bir ortamda girdik seçime. Her şeyden önce illegal yapıların, yasadışı terör örgütlerinin siyaseti zehirlemeye çalıştığı bir ortamda sandığa gittik.