AK Parti iktidarı eliyle İslami taleplerin demokratik- laik siyasetin açılımları olarak gerçekleşmesini istemiyorlar.

Türkiye'yi ancak kendileri iktidarken seven bir güruh var. Bu memleketin başına gelen birçok kötülük işte bu güruh yüzünden geliyor.

1 Kasım seçimlerinin açık sonuçlarına rağmen Türkiye'nin geleceği üzerindeki mücadele gittikçe demokratik olgunluk çerçevesinin dışına taşıyor. Türkiye'nin ortak menfaatlerini tanımlamada muhalefet sıklıkla ideolojik şerhler koyuyor.

Muhalefet dış politikadaki ‘bataklık’ söyleminden, yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarındaki ‘sultanlık’, ‘otoriterleşme’ söyleminden daha derinlikli ve geniş perspektifli yeni politikalar, teklifler ve projeler üretebilmelidir.

Ankara, DAİŞ ile mücadelede yeni ve önemli adımlar atsa da hatta Başbakan Davutoğlu "DAİŞ'i topyekûn biz bitirebiliriz" tonunda bir söyleme geçmiş olsa da uluslararası medyada "DAİŞ'e destek" suçlaması hız kesmiyor.

Bu çalışma Mısır’daki karşı-devrim su¨recinde dış aktörlerin rollerini ele aldıktan sonra Sisi rejiminin geleceğini mercek altına almaktadır.

ABD için Türkiye ile ilişkilerinde şu anda en önemli mesele DAİŞ'le mücadele. Türkiye'yi DAİŞ'le mücadelede bir ileri noktaya taşımak istiyor.

Önümüzdeki süreçte “Nasıl bir toplum? Nasıl bir başkanlık? ve Başkanlık nasıl savunulmalı?” sorularının giderek daha iç içe geçeceğini beklemek gerekir.

Cenevre-3 görüşmelerine katılamaması durumunda PYD temel stratejisinde ciddi bir kayıp yaşayacak. Suriye krizinin başından itibaren kendini Esed rejimi yanında konumlandırarak iç savaşın fırsatçısı konumunda tuttu.

Fahrettin Altun: “Ortada vaatlerin yarışmasından çok, AK Parti’nin ortaya koyduğu taahhütler ve diğer partilerin siyasette kendilerine alan açmak üzere zemini olmayan vaatleri söz konusu.”

“Devrimci halk savaşı” çağrılarıyla şehirlerde halkı harekete geçiremeyen HDP ve PKK, bu olay sonrası şehirlerde protesto gösterileri yapma imkanı buldu.

Hangi ara terörle simbiyotik ilişki yürüten bir parti, terör konusunda başka aktörleri suçlayabileceği vehmine kapıldı?

Siyaset kurumu hem içerden hem de dışarıdan bir çifte-kuşatma altında desek abartmış olmayız.

Bu ülkenin çocukları terörü de hak etmiyor, dökülen masum kanlar üzerinden nefret siyaseti yapılmasını da.

Nebi Miş: “Terör saldırılarını kimin gerçekleştirdiğinin, nasıl gerçekleştirdiğin ve hangi amaçla gerçekleştirdiğinin üzerini örterek bir anlamda faillerini meçhulleştiyoruz.”

Burhanettin Duran: “Suriye’deki muhalefeti, Amerika başından itibaren çok ciddi anlamda desteklemedi. Çünkü kim gelecekti yerine; Müslüman Kardeşler ya da bir İslamcı iktidar… Tüm Ortadoğu’da İslamcı iktidarların tasfiye edilmesi isteniyor.”