Yeter ki HDP Zarar Görmesin!

Görüyoruz ki; CHP başta olmak üzere, tüm muhalif partiler, muhalif medya ve muhalif kadın dernekleri sırf ittifaka zarar gelmesin diye kadınların zarar görmesine tepki vermiyorlar!..

Devamı
Yeter ki HDP Zarar Görmesin
15 Temmuz Darbe Girişiminin Türk Dış Politikası ve Güvenlik Yaklaşımlarına

15 Temmuz Darbe Girişiminin Türk Dış Politikası ve Güvenlik Yaklaşımlarına Etkileri

Türk dış politikasında 2006-2007 sonrasında yaşanmakta olan dönüşüm, 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ivme kazanmıştır. Dönüşümün temel hedefleri ve istikameti değişmemiştir.

Devamı

Dört yıl sonra hala kripto FETÖ'cüler ortaya çıkabiliyor. Güvenlik güçleri hala bu örgütün uyuyan hücreleriyle mücadele halinde.

18 yıllık AK Parti iktidarının ve dört yıllık Cumhur ittifakının siyasetini "impatorluk özlemi" olarak nitelemek doğru değil. İmparatorluklar çağı çoktan geçti. Günümüzde "güçlü milli devletlerin" öne çıktığı bir dünyada yaşıyoruz. Küresel ve bölgesel türbülansın Türkiye'yi yeni askeri aktivizme zorladığı açık. Suriye, Irak, Doğu Akdeniz ve Libya denklemlerine askeri olarak müdahil olan ülkelerin en sonuncusu Türkiye. Hiçbirinde de "yayılmacı, emperyal" saik bulunmuyor. Milli güvenlik çıkarlarını pro-aktif şekilde koruma niyeti var.

Devletin içerisine 40 yıldan fazla bir sürede sapkın dinî inançlarla motive edilerek yerleştirilen FETÖ’cüler, 15 Temmuz gecesi milletin tankını, uçağını, silahını kullanarak insanlarımızı cani duygularla şehit ettiler. Bu bağlamda, 15 Temmuz sadece bir darbe gerişimi değildir. Aynı zamanda, terör yöntemleri kullanılarak, uluslararası güçlerin desteği ve iş birliği ile Türk devletini ele geçirmeyi amaçlayan bir işgal girişimidir.

Ayasofya Kararı Bir İrade Dirilişidir

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, programında Ayasofya’nın ibadete açılması kararı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Ayasofya Kararı Bir İrade Dirilişidir
Hem Sivil Hem Askeri Kanadın Tehdidi Sürüyor

Hem Sivil Hem Askeri Kanadın Tehdidi Sürüyor

OHAL döneminde ordudan ihraç edilen askeri personel sayısı 15 bine yakınken, darbe girişimine katılan personel sayısının 5 bin 761 subay ve astsubay olarak belirlendiğine işaret eden Akgün, FETÖ'nün askeri hücrelerinin tamamını kullanmadığını, OHAL'deki kapsamlı tasfiyenin bile FETÖ unsurlarını tamamıyla ortadan kaldıramadığını belirtiyor.

Devamı

Alçak saldırının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen saldırının arkasındaki gerçek failler ve azmettiricileri hâlâ 15 Temmuz’un hesabını vermediler.

1950 sonrası demokrasiye geçilmesinden bugüne, geniş toplum kesimleri oy verdikleri sağ iktidarlardan ve liderlerden Ayasofya’nın ibadete açılmasını talep etmişlerdir. Menderes, Erbakan, Özal, Türkeş, Yazıcıoğlu gibi liderlerin, ulu mabedin ibadete açılması yönünde hayallerinin olduğu bilinen bir gerçektir. Bu liderler, seçim mitinglerinin birçoğunda, Ayasofya’nın bir gün zincirlerinin kırılarak özgürlüğüne kavuşacağını söylemişlerdir. Merhum Erbakan’ın siyasi mücadelesinde, Ayasofya’nın ibadete açılması gündeminin hep ön sırasındaydı.

Ayasofya hayalini bir seçim malzemesi sanmak bu toplumun değerlerine dair hiç fikri olmamak demektir..

Siyasette iki tür konu gündemi sürekli gereksiz yere meşgul eder. Biri erken seçim diğeri kabine değişikliği dedikodusudur. Bunlar zaman zaman ortaya atılır ve siyasetin normal işleyişi içinde genelde konuyu değiştirmek adına yapılır. Türkiye siyasetinde çok daha yaygın bir şekilde karşımıza çıkar. Belli aralıklarla ortaya atılır ve üzerinde uzun uzun spekülasyonlar yapılır.

Ayasofya'nın camiye rücu ettirilmesi elbette Türkiye'nin bağımsızlığının ve egemenlik haklarının sembolü niteliğindedir. Ayasofya'nın cami olarak yeniden açılmasına gösterilecek saygı aynı zamanda Türkiye'nin istiklaline gösterilecek bir saygıdır.

Son yıllarda Batılı ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerde genel olarak sorunların ağır bastığı ve birkaç istisna dışında iş birliği havasına pek rastlanmadığı ortada... Bunun birçok nedeni var ama bunlardan en önemlisi, Ankara’nın dış politika tercihlerinden hoşlanmayan çevrelerin Avrupa ve Amerikan kamuoyunda oluşturmayı başardığı Türkiye karşıtı hava diyebiliriz. ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin, Türkiye siyasetine müdahale imkânlarının AK Parti iktidarı döneminde azalması da bu ülke yönetimlerini rahatsız eden ve Ankara’ya karşı daha sert politika izlemelerine neden olan bir faktör.

Sosyal medya düzenlemesi devletlerin egemenliğinin gereğidir. Birçok site internetin sağladığı ulaşım imkanları ve özgürlük dilinin arkasına saklanarak devletin koyduğu kanunları tanımamakta, mahkeme kararlarını yerine getirmemekte ve vergi vermekten kaçınmaktadır. Bütün bunlara karşılık, sosyal medyanın sınırsız ve hukuk dışı bir özgürlük alanı olmadığını belirtmek gerekir.

Türkiye ile Katar arasındaki işbirliği son dönemlerde benzersiz bir düzleme oturdu. İkili ilişkiler, bölgesel vizyon ve politikalar konusundaki tutum, finans ve enerji alanındaki işbirliği, liderlerin samimi ilişkisi bu tablonun en önemli göstergeleri.

Ayasofya'nın ibadete açılması ne bu muhteşem eserin dünya mirasındaki yerini zedeler ne de Müslüman olmayanların ziyaretini engeller. Ayasofya'nın yaşayan bir cami olması Türk milletinin iradesinin tecellisidir.

Erdoğan karşıtlığına bağımlılık, her versiyonuyla, muhalefetin siyaset üretebilme imkanının tüketen bir kara delik durumunda.

Bu sefer Kılıçdaroğlu ittifak partnerlerini de aynı yola zorlamanın peşinde. Bir önceki seçimde Abdullah Gül'ü çatı aday yapmak isterken Meral Akşener'in ve Selahattin Demirtaş'ın adaylıklarını engellemeyi becerememişti. Şimdi de benzer bir hesabın peşinde. Muhalefet kanadında bir kural oluşturmaya çalışıyor. Zemin hazırlıyor. Başta Meral Akşener olmak üzere diğer parti liderlerinin önünü kesiyor.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Fransa’nın Libya politikasını değerlendirdi.

SETA Medya ve Toplum Araştırmacısı Ali Aslan, CHP ve HDP’nin LGBT tezlerini destekleyen tavırlarının sebepleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.