Avrupa Karşısında Türkiye’nin Politikası Nasıl Olmalı?

Avrupa’da şekillenen ve giderek genişleyen bu düşmanca tavır karşısında Türkiye’nin diplomatik, ekonomik ve askerî araçların hepsinin devrede olduğu hassas bir politika izlemesi gerekiyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin Avrupa politikasında hesaba katmasını önemli gördüğümüz hususlara değinelim...

Devamı
Avrupa Karşısında Türkiye nin Politikası Nasıl Olmalı
İki Beka Meselesi Arasında Muhalefet ve Erdoğan

İki Beka Meselesi Arasında Muhalefet ve Erdoğan

Türk halkını ayırarak Erdoğan'a saldırmaları hiçbir şeyi örtmüyor. Zira Erdoğan, iç ve dış saldırılara karşı koyan ve 15 Temmuz direnişini sergileyen bir lider. Bu iki varoluşsal meseleyi birleştirenlere karşı duran güçlü bir devlet adamı.

Devamı

Soyut siyasetin imkânlarından yararlanmak, bir politikasızlık tercihidir. Politikasızlıkla da ülke yönetilemez.

Mavi vatan kavramına nereye kadar sahip çıkılmalıdır? Bu uğurda gerekirse Türkiye Yunanistan ile savaşmayı düşünmeli midir? Bunun için ne tür hazırlıklar yapılmalıdır? Kısacası yönetime talip olan muhalefet Türkiye'ye dış politika ve güvenliğin bu önemli alanında ne tür bir alternatif sunmaktadır?

Doğu Akdeniz'in önümüzdeki dönemin yeni ekseni olacağı açık. Türkiye'nin hem savaşabilen hem de anlaşabilen bir ülke olmayı sürdürmesi ve gerilim diplomasisini yürütecek bir zihinsel hazırlığa sahip olması çok önemli. Geride bıraktığımız ve halen devam eden krizler Türkiye'nin hazır davranma kapasitesini geliştirmişti. Şimdi bunu hayata geçirme zamanı.

Son dönemde hem muhalefetin hem de Doğu Akdeniz konusunda yüksek fikirlerini beyan ettiğini düşünenlerin sıkça kullandığı bir kavram diplomasi.

Doğu Akdeniz Gerginliği Nereye Varır?

Yunanistan bir aktör olmaktan, başkalarının Türkiye politikasının aracı olmaya sürüklenmişse soruna iki ülke arasındaki görüşmelerle rasyonel bir çözüm bulunması ihtimali de azalmış demektir.

Devamı
Doğu Akdeniz Gerginliği Nereye Varır
Edeple Gelen

Edeple Gelen…

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara Büyükşehir Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı kabul etti. Açıklamalara göre Yavaş projelerini Cumhurbaşkanı'na arz etmiş ve desteğini istemiş. Kabulde bunun haricinde kayda değer bir gelişme yaşanmamış. Zaten daha ne olsun. Başkentin belediye başkanı çalışmaları için başkentin ve tüm ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan destek rica etmiş. Olması gereken de bu.

Devamı

Orta Doğu’da üç bağımsız devlet var: Türkiye, İran ve İsrail... İki de sınırlı imkânlarına rağmen bağımsız davranmaya çalışan ülke söz konusu: Katar ve Filistin... diğer devletlerin mevcut dış politika angajmanlarına baktığımızda çok belirgin bağımlılıklar görürüz.

Eğer dertleri gerçekten 30 Ağustos Zafer Bayramı olsa, binlerce şehit vererek kurtardığımız ve yeniden bir kez daha kurduğumuz bu devlete “katil” diyenlerle yol yürümezlerdi. Ya da kurtuluşun yıl dönümünde, devletin savcısını şehit eden terör örgütü üyelerinin savunuculuğunu yapmazlardı.

Son on yılda ortaya çıkan ve çeşitli sıfatlarla (yandaş) itibarsızlaştırılmaya çalışılan medyadaki dönüşüm, esasında ana akımdaki aktörel değişimin yarattığı huzursuzluklar olarak görülebilir. Geçtiğimiz yıllarda önemli medya organlarında yönetici ve yazar olan kimselerin bugün kendi blog ya da internet sitelerinde yazmaları hiç kuşkusuz önemli bir değişimdir.

Türk gençliğini bekleyen en büyük tehlike 'beyhudelik' hissine kapılmaları, öğretilmiş çaresizliğe teslim olmalarıdır. 'Bu ülkeden bir şey olmaz' propagandası hem Türkiye'nin hem de gençlerin geleceklerine kurulmuş bir tuzaktır. Türk gençlerine hangi toplumsal kesimde olursa olsun neye karşı ne için karşı çıktığını bilen asil bir muhalefetin; neye ne için destek verdiğini bilen sahici ve samimi bir yol arkadaşlığının imkanları sunulmalıdır.

Muhalefetin büyük bir başarıymış gibi gözüken ittifak siyasetinin, zorlama yeni siyaset dilinin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor.

Muhalefet günde beş vakit “erken seçim olacak” söylemine yaslanarak siyaset ürettiğini ve gündemi yönetebileceğini zannediyor. Muhalefetin, “erken seçime gidilecek” yaygarası birbiriyle tamamen çelişen iki argümana yaslanıyor.

Berat Albayrak’a yönelik geçmişte yapılan linç kampanyalarının sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ekonomi üzerinden bugünlerde devam eden saldırıların arka planını da birkaç sene sonra çok daha iyi anlayacağız...

Biz Türkiye'de kurgulanmış seçimlere alıştık. Biden bile bunu açıkça ifade etti. Muhalefeti birleştirip Erdoğan'ı devirmek istediklerini kulaklarımızla duyduk. Ama görüyoruz ki, stratejik oy kullanmaya dayalı hesaplamalar sadece Türkiye'ye has değil. Biden ve destekçileri Amerika'daki seçimleri de şablonlar üzerinden düşünerek hareket ediyor.

Keşfedilen doğalgaz rezervinin Türkiye'nin enerji politikasında doğrudan ve uluslararası konumunda dolaylı etkilerinin olacağı açık. Coğrafi konumu sebebiyle enerji nakil hatlarının merkezinde olan bir ülke olmaktan enerji üreten ve ileride ihraç etmeyi hedefleyen bir noktaya geçiyor.

Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervi yalnızca ekonomik boyutuyla değil, stratejik açıdan da epey önemli ve Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda uluslararası siyasette alacağı konum açısından da tarihi bir dönüm noktası olduğuna işaret ediyor.

Türkiye bu konudaki adımlarını kuşkusuz sadece sondaj gemileri bağlamında atmıyor. Pek çok alanda toplumsal hafıza için güçlü anlam dünyasına sahip olan kavramlar ve semboller kullanılıyor.

Seçildiği takdirde Biden yönetiminde Türk-Amerikan ilişkileri diplomatik anlamda daha zorlu bir döneme girecektir ancak Türkiye'nin hem sahada hem de diplomatik alanda kendi politikalarını şekillendirmeye devam etmesi bunun en iyi ilacı olacaktır. Geçmişte gerek Irak işgali gerekse ABD'nin YPG'ye desteği gibi meydan okumalarda kendi politikalarını belirleyerek hayata geçirmeye devam eden Türkiye'nin muhtemel bir Biden yönetiminde de çıkarları doğrultusunda adım atma kabiliyeti devam edecektir.

Kapasite inşası etkin ve bağımsız bir dış politika vizyonuyla buluştuğunda Türkiye giderek risklerden korkan değil fırsatların peşinden giden, en temelde ise ulusal çıkarlarından taviz vermeyen bir ülke haline gelmekte.