Pelosi Küstahlığı

Pelosi'nin Trump ile polemiğinde 'Erdoğan ve Türkiye'yi' Çin ve Kuzey Kore'nin totaliter rejimiyle, Kaşıkçı'yı testere ile kesen Suudi Arabistan yönetimiyle birlikte anması küstahlığın yeni bir aşaması. Aslında Pelosi, Biden'ın 'darbeyle değil, muhalefete destek vererek Erdoğan'ı devireceğiz' hezeyanı ile aynı dalga boyunda.

Devamı
Pelosi Küstahlığı
İbretlik Cehalet

“İbretlik Cehalet”

Pelosi'nin liderliğini yaptığı ABD Temsilciler Meclisi’nin son yıllarda Türkiye’nin güvenliğine ve ekonomisine yönelttiği saldırganlığı meşrulaştırma çabasını da unutmamak gerekir.

Devamı

Kimilerine göre ikinci dalgayı, kimilerine göre ilk dalganın ikinci zirvesini yaşıyoruz. Vaka sayıları ülkemizde ve dünyada artıyor. Ancak neredeyse hiçbir devlet kapsamlı karantina uygulamalarına yanaşmıyor.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, Türkiye’nin son yıllarda farklı alanlarda yaptığı atılımlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Libya angajmanı dâhil olmak üzere Doğu Akdeniz’deki adımlarını küçümseyerek izleyen ve gerçekçi bulmayan kesimler utanıyorlar mı acaba? 'Ne işimiz var Libya’da' diyenler şimdi ne düşünüyorlar?

Avrupa Birliği’nin Güvenlik ve Dış Politikalar Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles, 15 Eylül’de Avrupa Parlamentosunda bir konuşma yaptı. Konuşma genelde Türkiye özelde ise Doğu Akdeniz’de devam eden güç mücadelesi üzerineydi.

Türkiye’nin Çıkarları ve Enstrümanları

TÜRKİYE bir yandan denizlerdeki gaz ve petrol aramalarına devam ederken diğer yandan da NATO şemsiyesi altında Yunanistan ile gerilimi azaltıcı bir takım müzakerelerde bulunuyor.

Devamı
Türkiye nin Çıkarları ve Enstrümanları
AB Doğu Akdeniz Konusunda Adil Olabilir mi

AB, Doğu Akdeniz Konusunda Adil Olabilir mi?

Gelecek hafta yapılacak AB zirvesinde önemli gündem konularından biri Doğu Akdeniz ve Türkiye olacak. 24-25 Eylül’de Brüksel’de yapılacak devlet ve hükûmet başkanları zirvesi öncesinde 21 Eylül’de aynı şehirde AB Dışişleri Bakanları Konseyi toplanacak. Bu toplantılardan, Doğu Akdeniz politikası nedeniyle Türkiye’ye ağır yaptırım kararları çıkması için çalışan çevrelerin kulis faaliyetleri sürüyor.

Devamı

Ulusalcılık ve devletçilik gibi ilkelerin bastırılması doğal olarak Atatürkçülüğün de devre dışı bırakılması sonucunu getiriyor. CHP tabii ki Atatürkçülüğü kendi söyleminin bir parçası olarak kullanmaya devam edecektir. Ama bu bir söylemden ibaret kalacaktır.

Bu antlaşmalar da bir barış öngörmemekte, aksine ABD ve İsrail tarafının birlikte hazırladığı tek taraflı bir dayatma sunmaktadır.

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin yerine oturtulmaya çalışılan yeni ideolojik konumlanmasında Atatürkçülerin yeri bulunmamaktadır. Bu CHP'de Atatürk artık yalnızca gerekli görüldüğünde kullanılan bir siyasi refleks ve popülist reaksiyon aparatı halini almıştır.

CHP, 'Mustafa Kemal' ve 'Atatürk' ayrımı üzerinden kendi krizini yaşıyor. Gerçek Atatürkçülerin CHP'den tasfiye edildiği konuşuluyor. Atatürkçülüğün ne olduğu parti içi kliklerin bir mücadele unsuru. Bu defa Atatürk'ün partisi CHP tehlikede.

Uzmanlar, ABD Başkanı Trump'ın kasım ayından önce Suudi Arabistan’ı İsrail ile normalleşmeye ikna etmeye çalışacağını, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın ise tahta çıkması karşılığında ABD ile pazarlık yapabileceğini belirtti.

Şirin Payzın Halk Tv'deki programında Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu'nu konuk ediyor..

Millet İttifakı ve özel olarak da CHP için yeni kurulan partilerin değerli olmasının tek bir sebebi var. O da bu partilerin ve siyasetçilerinin Erdoğan karşısına geçmiş olmaları. Meselenin ironik tarafı, aslında kendilerini bu partiler nezdinde değerli kılan da yine Erdoğan.

Önder Sav, Onur Öymen gibi CHP'nin içinde kariyer derdi kalmayanlardan da güçlü bir açıklama duymadık.

CHP İstanbul il başkanı üzerinden parti içinde yeniden alevlenen Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin tartışma yeni değil. Tartışmanın tekrar tetiklenmesi, aslında parti içindeki alttan alta yürüyen “CHP’nin kurucu kodlarından uzaklaştığına” ilişkin sorgulamaların patlak vermesi ile ilgili.

Muhalefet farkında olmadan Erdoğan karşıtlığının öldürücü rahatlığına dolu dizgin yuvarlanıyor. Tıpkı donmak üzere olan insanlara bastıran o tatlı uyku hali gibi. Erdoğan karşıtlığı muhalefeti sarıyor, sarmalıyor, rahat ettiriyor. Adeta bir yudumu serhoşluk veren dehşetli bir içki veya bir kere uzandığınızda bir daha kalkamayacağımız konforlu bir yatak gibi. Malum son hamle terör suçlusu Demirtaş'tan geldi. İYİ Parti lideri Meral Akşener'le kahvaltı yapmak istediğini söyledi. Akşener de cevaben "kapınıza gelen kanlınız da olsa geri çevirmezsiniz" dedi.

Oldukça kabarık bir iddianameyle yargılanan Demirtaş kimi davalardan hüküm giydi, kimilerinden halen yargılanıyor. Ancak HDP'nin oyunu yüzde 13'lere çıkaran lider olarak Demirtaş'ın siyaset sahnesinden çekilmemesi bir sürpriz olmadı.

Oluşturduğu hasarların etkilerini halen yaşadığımız 12 Eylül Darbesi'nin üzerinden kırk yıl geçti. Maalesef 12 Eylül demokrasiye hukuk dışı müdahale anlamında ne ilk ne de son teşebbüs oldu.

Tablo Macron'un Ortadoğu'dan Avrupa'ya, Afrika'dan NATO'ya kadar birçok alanda sonuçsuz çırpınışlara savrulduğunu gösteriyor. Bunun en tehlikeli boyutu bu bölgelerde oluşturacağı istikrarsızlıktır. Tam da bu yüzden Almanya, İspanya ve İtalya Doğu Akdeniz'de Yunanistan-Fransız ekseninin dengelenmesine yönelik bir tavır içinde. NATO'nun Türkiye ile Yunanistan arasında olası bir çatışmayı engellemek için devreye girmesi ve ABD Afrika Komutanlığının Tunus'ta gerçekleştirdiği askeri faaliyetler de Fransa'nın NATO'yu istikrarsızlaştırıcı hamlelerinden bağımsız okunamaz.