Siyaset Maratonu Bir Sonraki Seçime Kadar Aralıksız Devam Edecek

Önümüzde dört yıl daha seçim olmamasına rağmen parti siyasetinin bu ölçüde hareketli olması ülkemiz için yeni bir durum. Denebilir ki, muhalefet şimdilik erken seçim istemese de ekonominin gidişatına bağlı olarak 2020 ya da 2021'de seçim bekleyen çok. Canlılık da bundan... Yani hem yeni oluşumlar hem de kendisini unutturmak istemeyen siyasetçiler bu beklentiden hareket ediyor.

Devamı
Siyaset Maratonu Bir Sonraki Seçime Kadar Aralıksız Devam Edecek
Analar Çocukları İçin Direnirken Muhalefet Neredeydi

Analar Çocukları İçin Direnirken “Muhalefet” Neredeydi?

Çocukları, HDP’nin desteği ile PKK terör örgütü tarafından dağa kaçırılan aileler, Hacire ananın açtığı yoldan destek alarak birer birer Diyarbakır’da HDP İl Başkanlığının önünde direnme eylemine başladılar.

Devamı

İlk, iki çözüm süreci (2009 ve 2013) gösterdi ki HDP, Kandil'den kendisini ayrıştıramıyor.

ABD'nin tek yanlı siyaseti ve diğer üye ülkelerin rızasını aramaması G7 platformunu da olumsuz etkilemektedir.

İtalya’da 2018 genel seçimi nasıl sonuçlanmıştı? Hükümet krizi nasıl başladı ve nedenleri nelerdir? Salvini hükümetinin kurulması hangi sonuçları doğurur? İtalya’da erken seçim kaçınılmaz mı? Krizin sonuçları ne olacak?

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, belediyeler üzerinden terör örgütü PKK’ya lojistik ve finansal destek sağlayan HDP ve bazı belediyelere atanan kayyumlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Batı Dünyasında Artan Aşırı Sağcı Terörün Temelinde Siyasi İradenin Eksikliği Var

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, son yıllarda Avrupa’da Müslümanlara yönelik artan terör saldırıları ve İslamofobi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Batı Dünyasında Artan Aşırı Sağcı Terörün Temelinde Siyasi İradenin Eksikliği
AK Parti Döneminde Dış Politika

AK Parti Döneminde Dış Politika

On yedi yıldır iktidarda olan AK Parti'nin dış politikada ortaya koyduğu performans birçok söylem, farklı politik tercihler ve değişim hatları barındırıyor. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik statüsü de AB ile kapışması da, ABD ile ilişkilerin gelişmesi de "eksen kayması" yaftalaması da, Afrika açılımı da Suriye'de askeri harekat yürütülmesi de bu zaman zarfında gerçekleşti. Kimi zaman birbiri ile taban tabana zıtmış gibi görünen bu söylem ve politikalardan biri ya da birkaçı merkeze alınarak AK Parti'nin dış politika çizgisi eleştiriye tabi tutuldu ya da övgüye mazhar oldu.

Devamı

AK Parti on sekizinci yaşını kutluyor. Geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca AK Parti modern Türkiye siyasi hayatını belki de başka hiçbir partinin tarihte yapamadığı kadar etkiledi. İç siyasette yaşanan köklü dönüşümün yanı sıra Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde de geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca büyük dönüşümler ve kırılmalar tecrübe edildi ve hala edilmeye devam ediliyor. AK Parti söz konusu dönüşüm ve kırılmaların hem öznesi ve muhatabı hem de hedefi oldu.

AK Parti birçok padişahın, sivil ve askeri kanadıyla bürokratik orta sınıfın, iktisadi burjuvazinin ve farklı siyasi partilerin dahil olduğu modernleşme sürecinde özel bir konumda bulunmaktadır. AK Parti'nin Türk siyasi hayatı içerisinde teşkil ettiği bu özel konumu anlamak için iki yüz yılı aşkın bir süreyi kapsayan modernleşme tecrübemize yakından bakmak gerekir.

90'lı yıllar siyasi/ekonomik/toplumsal açılardan kabus gibi bir dönemdi. Türkiye bu dönemde hem çok zarar gördü hem de çok vakit kaybetti. 2002'de daha bir yaşını yeni doldurmuş bir partinin tek başına iktidara gelebilmesinin arkasında işte bu "sevimsiz tablo" bulunuyordu. Oldukça genç ve enerjik bir nüfusa sahip olan Türkiye ekonomisi kendisine gelişecek uygun/istikrarlı bir zemin arayışı içindeydi.

Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.

Keşmir meselesi, Britanya'nın 1947'de Hint Alt Kıtası'ndaki sömürge yönetimini sona erdirmesinden bu yana dünya kamuoyunu meşgul eden ve halen çözüm bulunamamış önemli sorunların başında gelmektedir.

ABD bu sefer sözünde duracak mı?

Batıda, özellikle de Amerika’da sektör denilebilecek düzeyde yaygın olan düşünce kuruluşları, Türkiye’de çok fazla bilinmiyor. Bunlardan en kapsamlı olan SETA, birçok alanda çalışmalarının yanı sıra geçen haftalarda Toplum ve Medya biriminin hazırladığı “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlıklı raporuyla gündeme geldi. Raporda, yabancı medyada çalışan gazetecilerin isimlerine de yer verildiği için, “SETA fişleme mi yapıyor” algısına yol açtı.

Dünyada sol ve sola yakın siyasal duruşların genellikle mülteciler gibi dezavantajlı gruplara toleranslı olduğu varsayılır. Ancak, hem Türkiye’de hem de Batı'da, yabancı olanlar Müslüman ya da Müslüman coğrafyanın içinden geliyorsa, gösterilen tepki mülteci karşıtlığı boyutunu hızla aşarak yabancı düşmanlığına dönüşür.

Uyum politikası, iç barış, insan hakları, güvenlik, yabancı düşmanlığı ve uluslararası algı bağlamında kritik boyutlar içeriyor. İnsanımızdaki ekonomik kaygılarla birleşen "dışlayıcı ve öfkeli" tepkiler açısından da alarm zillerini çaldırıyor.

Batı medyasında güçlenmekte olan yeni bir eğilim var. "Madem Erdoğan gitmiyor, dört yıl daha iktidarda, o halde ne yapmalıyız?" sorusuna cevap aranıyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 2011'deki Libya devriminin başından bu yana Türkiye'nin pozisyonunda bir değişiklik olmadığını belirterek, "Türkiye her zaman Libya halkının ve halkı temsil eden meşru aktörlerin yanında yer almıştır." dedi.

Washington, Ankara’nın S-400 ile F-35 arasındaki teknik meseleyi ortak bir komite ile araştırılalım önerisine rağmen bu kararı aldı. Karar “Türkiye’nin ya S-400 hava savunma sistemini ya da F-35 savaş uçaklarını alabileceği, ikisine birden sahip olamayacağı” şeklinde rasyonelleştirildi.

Mesele sadece Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair kaygılarla alakalı değil. Önemli bir NATO ülkesinin örgütün diğer önemli ülkesini ortak F-35 programından çıkarmasından da fazlası var.