Muhalefetin Terör Karşısındaki "Sorumluluk Kaybı'

Burhanettin Duran muhalefetin, Çağlayan Adliyesi'ndeki terör saldırısına tepkisini değerlendirdi.

Devamı
Muhalefetin Terör Karşısındaki quot Sorumluluk Kaybı'
Yemen Operasyonunda Gözden Kaçan Etkenler

Yemen Operasyonunda Gözden Kaçan Etkenler

Salih Husilerle anlaştığı dönemde, Suudi Arabistan'da yaşamaktaydı. O dönemde ülkeyi Kral Abdullah yönetmekteydi. Haliyle Krallık Divanı'nın Husi-Salih anlaşması biliyor olduğu iddia ediliyor

Devamı

İktidarın muhafazakarlar lehine giderek konsolide olduğunu gören diğer toplumsal kesimler “gerilim siyaseti” yaparak, iktidarı kendi lehlerine çevirme arayışı içindeler.

Türkiye yapısal olarak daha güçlü bir hale geldi. Birkaç terör olayı ile kriz çıkarabilmenin zemini yok. Şiddet aracılığı ile siyasal toplum mühendisliği yapmak isteyenler, bu siyasal ve sosyolojik gerçekliği göremiyorlar.

Yaşanan nicel dönüşümün Türkiye'de vatandaş, toplum ve devlet için bir fırsat olduğu, Türkiye'nin bölgesel bir güç ve küresel bir aktör olma arayışı için bu dönüşümü yaşaması gerektiği dile getirilmektedir.

Haberciler teröristlerin de o anda haber sitelerine ulaşabildiklerini ve bu haberin savcının hayatını tehlikeye atabileceğini kestiremiyorlardı veya ortaya çıkabilecek herhangi bir kötü neticeyi umursamıyorlardı ve belki de en fenası kötü netice haberciler için pek de kötü değildi.

Türkiye'de Aslında Herkes Bir İktidar Sahibi

Burhanettin Duran, “toplumsal muhalefetin şiddete meylinin kullanıldığına” dikkat çekti.

Devamı
Türkiye'de Aslında Herkes Bir İktidar Sahibi

Dindarlar "Tek Parti Dönemi Endişesi" mi Taşıyor?

AK Parti-Gülen Hareketi arasındaki mücadele islami aktörlerin kendi sınırlarını, zaaflarını ve farklılaşmalarını tanımaları açısından dönüştürücü bir tecrübe oldu. Dindarlık iddiasının neleri temsil edemediği görüldü.

Devamı

Dış politika analizlerindeki en sorunlu şey ise, Türkiye'nin bölgedeki ülke bazlı politikalarının İran ve S.Arabistan arasındaki mücadeleye endeksli okunmasıdır.

HDP'nin bir diğer çelişkisi ise, yönetim yapısının tek-tipliği ve milletvekili adaylarının da toplumsal çeşitliliği hiçbir şekilde yansıtmaması noktasında karşımıza çıkıyor.

En az askeribürokratik vesayet kadar önemli olan ve günümüzde TÜSİAD çevresi tarafından temsil edilen uluslararası bağlantılı büyük sermaye kesimlerinin seçilmiş siyasiler üzerinde icra ettikleri ekonomik vesayet, ancak yeni bir anayasa eşliğinde başkanlık sistemine geçilmesi ile tamamen tasfiye edilebilir.

HDP'nin siyasal alanda PKK çizgisinin temsilciliğini üstleniyor oluşu onun "demokrasi" ve "barış" mesajlarını kuşkulu hale getiriyor.

Geride bıraktığımız 12 yıl, Türkiye ekonomisinin eski alışkanlıklarından ve yüklerinden kurtulması için birçok köklü değişikliğin yapıldığı, reformların uygulandığı bir dönemdi. Şimdi ise önümüzde yeni bir başlangıç var.

"Tarihi dönüşüm" için Başbakan Ahmet Davutoğlu bizzat kaleme aldığı "Yeni Türkiye Sözleşmesi 2023" belgesini de kamuoyu ile paylaştı. Bu belge de Yeni Türkiye'nin kodlarını medeniyet söylemi ile sarmaladığı "insan onuru" kavramı üzerine temellendirmek istiyor.

Türkiye siyasal yaşamında statüko seçilmiş iktidarlarca temsil edilmedi. Aksine onları belirli davranış kalıpları içinde hareket etmeye zorladı, çerçevelemeye çalıştı.

AK Parti döneminin dış politika aktivizmi CHP'yi de dış politika konusunda daha fazla konuşmaya ve bunu seçim beyannamesine yansıtmaya itmiş.

2002 yılında iktidara gelen AK Parti hükümeti dönemlerinde ise, yaklaşık 12 yıllık süre zarfında, toplumun tüm kesimlerine dokunan sosyal yardımlarda ciddi bir dönüşüm sağlanmıştır.

AK Parti'nin ikinci döneminin taahhütnamesi olarak ortaya konan 'Yeni Türkiye Sözleşmesi: 2023' ve '2015 Seçim Beyannamesi', 2011 seçimlerinde inşa siyasetini merkezine koyan "2023 Vizyonu"nu temel alması bağlamında Erdoğan siyasetinin devamına güçlü bir vurgudur

Başkanlık sistemi demokratik bir yönetime doğru atılan bu adımın daha da ileri götürülmesini ve yönetim sisteminin halkın iradesini devlete en iyi şekilde yansıyacak biçimde düzenlenmesini öngörmektedir.

Bir pazarlama paketi edasıyla hazırlanmış beyannamedeki yeni seçim dili, Kılıçdaroğlu'nun 2011'den itibaren CHP'yi dönüştürme stratejisinin geldiği yeni bir açılım aşamasını gösteriyor.

IMF'in Lagarde'ı, geçenlerde Hindistan'ı, kırılgan dünyada “parlayan nokta” olarak tanımladı.