Mısır'da 30 Haziran Senaryoları

Mısır'da muhalefet, 30 Haziran merkezli senaryolarını ekonomik gerekçeler üzerine bina etti. Ancak genel olarak ülkeyi bundan sonra bekleyen süreç için öngörüler üç senaryo üzerinde yoğunlaşılıyor.

Devamı
Mısır'da 30 Haziran Senaryoları

Mısır'da Siyasi Gerilim

Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin istifa etmesi talebiyle Ulusal Kurtuluş Cephesi önderliğinde başlatılan sokak protestolarını SETA Kahire Direktörü Abdullah Aydoğan Kalabalık 24TV ekranlarında değerlendirdi.

Devamı

Mısır'da Mursi'nin fiili Cumhurbaşkanlığı'nın sona ermek üzere olduğu söylenebilir. Ancak Müslüman Kardeşler'in ülke siyasi geleceğinin en önemli aktörü olmaya devam edeceği bir güç mücadelesi başlıyor.

Can Acun: Mısır'da ordunun verdiği muhtıranın ardından tarafların uzlaşması şu noktada Cumhurbaşkanı Mursi'nin istifa etmesi ya da erken Cumhurbaşkanlığı seçimi kararı alması anlamı taşıyor.

Mısır'da demokrasinin ana kıstasının seçimler değil herhangi bir gün bir meydanı dolduran kalabalıklar olduğunu öğrendik ve darbecilerin bile demokrasi kelimesini telaffuz edebilmesi garabetini yaşamaktayız.

Ortadoğu'da var olan Camp David düzenini şimdilerde sarsan aktörlerin Müslüman olduğunu belirten SETA Dış Politika Direktörü Talip Küçükcan, Mısır'da yaşanan gelişmelerin, bu düzeni sarsan Müslümanların iktidarını ne kadar mümkün kıldığını akla getirdiğini belirtti.

Gezi Parkı Eylemleri, Devlet Bahçeli ve "Devlet Ciddiyeti'

MHP'nin ‘çözüm süreci' ve ‘Gezi Parkı eylemleri' gibi farklı siyasi ve sosyal temalara göre farklı sokak algılarına haiz olmasının altında derin yapısal bir faktör yatıyor: Devlet Ciddiyeti!

Devamı
Gezi Parkı Eylemleri Devlet Bahçeli ve quot Devlet Ciddiyeti'
Fululiberalizm

Fululiberalizm

Postmodern siyasal akımımız herkese hayırlı olsun: Fululiberalizm artık statükonun yeni kurtuluş reçetesi.

Devamı

Son birkaç gündür Kahire'de adım adım darbeye şahitlik ettik. 30 Haziran hedefli komplo, Genelkurmay Başkanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'ye 48 saatlik süre tanıdığını ifade eden ‘Ulusa Sesleniş' konuşması sonrası darbesever muhalefetin sokaklarda kutlamalar yapması ve nihayetinde tankı-topu ile ordunun cebren Mursi'yi devirmesi ile sonuçlandı.

8 Temmuz sabahı ordunun Müslüman Kardeşler'e yönelik hunharca uygulamış olduğu katliam, hiç şüphesiz İhvan üzerinde derin, yıkıcı ve onulmaz etkiler bırakacak, Mısır'da farklı toplumsal kesimlerin demokrasiye ve onun uygulanabilirliğine olan inancını da belirgin bir şekilde sarsacaktır.

Siyasal İslam, tanımlamaları çeşitlilik arz etse de genel olarak “bir ülkede siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamın İslami referanslar doğrultusunda şekillendirilmesi” olarak tanımlanır. Bu kavram, kendi idaresini meşrulaştırmaya çalışan Suriye lideri Esad'ın “dini siyasi emellere alet etmek” şeklindeki tanımına indirgenemeyecek kadar derinliğe de sahip. Siyasal İslam denildiği zaman akla ilk gelen oluşumlardan biri Müslüman Kardeşler (Arapça adıyla İhvan-ı Müslimin). Hem dini hem siyasi bakış açısına sahip bu örgüt, 1928'de Hasan el Benna tarafından kuruldu ve Arap Baharı'yla birlikte güncel siyaset sahnesinde önemli bir aktör haline geldi. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde de yayılma alanı bulan ve çağdaş bir İslam toplumu kurmada Kur'an ve Sünnet'i rehber olarak dikkate alan Müslüman Kardeşler, seküler rejimlerce hep bir tehdit olarak algılandı.

Mısır'daki darbe Amerika'nın Mısır politikasında ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışanlar için yeni bir derslik vaka oldu.

Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?

Mısır'da yaşananlar sadece bir koltuk mücadelesi değildir. Asıl hedef, Ortadoğu'da dengeleri değiştirecek yeni bölgesel aktörler vasıtasıyla kurulacak olan ittifakların ve oluşumların önünü kesmektir.

Çok fazla “Kızıl Orkestra” veya “Ajan Sorge” gibi espiyonaj filmleri izlediğimizden midir yoksa Türkiye dış politikasına henüz değer biçemediğimizden midir bilinmez; hep tarih akıyordur, Türk de bakıyordur.

Türkiye, Kemalist emekli dünyasına ait bir dış politika tercihi işaretini verdiği andan itibaren fazlaca emek harcamadan hızla ilişkilerini düzeltebilir. Bunun anlamı ise başarı değil. Ama bu durum sadece iddiasız ve anlamsız bir aktöre dönüşmek olsa iyiydi; aynı zamanda bölgesel jeopolitikte ciddi bir pozisyon kaybıdır da.

Tunus'ta olası bir askeri darbe, içinde marjinalliği barındıran bir seçenek olmakla birlikte Tunus ordusunun siyasi ve ekonomik denklemdeki yerinin ehemmiyetsizliği açısından çok uzak bir ihtimaldir.

21. yüzyılın en ağır sancılarından biri, 20. yüzyıl boyunca hem Batı'ya hem de onlar adına bölgesel düzenin nöbetini tutanlara konforlu bir jeopolitik dünya vermiş olan Ortadoğu'da statükonun çözülmesi olacak.

Amerikan dış politikasının en iyi gözlemcilerini bile oldukça zor durumda bırakan bu dönemde izlenen politikaların sebebi olarak kimileri Obama'nın dış politika karar verme mekanizmasında ortaya çıkardığı merkeziyetçi ve zor karar veren yapıyı kimileri de Obama yönetiminin retorik ile realite arasındaki derin uçurumu geç anlamasını gösterdi.

Son aylarda yaşanan olaylar göstermiştir ki İslami siyasal aktörler bundan sonra ancak muktedir olma siyaseti geliştirebildikleri müddetçe siyasal kazanımlarını sağlama alabileceklerdir.