Çözüm Sürecinin Ağırlığı

AK Parti'yi ve son on yılda Türkiye'de yaşanan seyri büyük ölçüde yanlış okuyan kesimlerin başında da PKK çevreleri geldi. PKK, AK Parti iktidarı boyunca istisnası olmayacak şekilde 'eski Türkiye'ye malzeme veya destek verecek bir seyir izlemekten hiçbir zaman geri durmadı. PKK ve çevresindeki partili veya partisiz aktörlerin büyük kısmı kendilerine yeni düşman olarak 'AK Parti'yi bulmuşlardı. PKK'lı siyasal dilin tutarlılık endişesi ve dibi olmayan 'komplo dünyası' AK Parti ve Erdoğan'ı şeytanlaştırmak için fazlaca malzeme veriyordu. Bu durum 2013 çözüm sürecini, son yıllarını 'Erdoğan düşmanlığına' sıkıştırmış olan PKK'lı ve BDP'li aktörlerin, ne kadar taşıyıp taşıyamayacağı sualini de sorunun merkezine koymuş oldu.

Devamı
Çözüm Sürecinin Ağırlığı
Çözümün İletişim Stratejisi

Çözümün İletişim Stratejisi

İmralı tutanaklarının tutulamaması ya da zabıtların zapt edilememesi bize nelere mal oldu? Öncelikle taraflar arasında Paris cinayetlerinin bile gerçekleştiremediği bir güven bunalımının izleri görülüyor. Oysa çatışma çözümü, güven ilişkisi tesis edilmeksizin ilerleyemeyen bir süreçtir. İkinci olarak, farklı toplumsal kesimlerin çözüm sürecini yürüten aktörlere verdiği kredi aşınma riskiyle karşı karşıya kaldı. Ve son olarak, iyi niyetli kesimlerin olumlu gelecek öngörüleri zaafa uğrarken, art niyetlilerin kötümser öngörüleri küstah bir cesaretle ortalarda dolanmaya başladı. Bütün bunlar, sadece bir iletişim kazasının sonuçları olarak az şey midir?

Devamı

Özkan: “Hugo Chavez'in ölümü Latin Amerika siyasi tarihinde bir dönemin kapanması anlamına geliyor.”

Suriye'de askeri veya siyasi çözümün anahtarı, askeri muhalefetin güçlendirilmesi veya rejimin askeri gücünün kırılmasıdır.

Chavez birçoklarının öne sürdüğü gibi 21. yüzyıl solunun lideri miydi, yoksa bazılarının iddia ettiği gibi, popülist, şovenist bir lider miydi?

2013 başından itibaren ortaya çıkan diyalog ortamı, İmralı tutanaklarının sızdırılmasına yönelik tepkilerin ardından daha önce PKK tarafından kaçırılan sekiz kamu görevlisinin serbest bırakılmasıyla devam etti. Son gelişmeler, aslında ana muhalefet partisinin İmralı sürecine karşı açıkça tavır alarak ciddi bir zamanlama hatası yaptığını gözler önüne serdi.

Tunus'ta Devrim Mirasını Tartışmak

Anayasa yapımını ihmal etmeden, sosyal dinamikleri önceleyen bir yaklaşım Tunus için belki de bundan sonra takip edilmesi gereken yol olarak durmaktadır.

Devamı
Tunus'ta Devrim Mirasını Tartışmak
Türkiye-AB ilişkileri Brüksel'de Tartışıldı

Türkiye-AB ilişkileri Brüksel'de Tartışıldı

Insight Turkey dergisinin yıllık konferanslarının üçüncüsü, “Türkiye ve AB: Kopuş mu?” başlığıyla ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in katılımıyla Brüksel'de gerçekleştirildi.

Devamı

Makedonya'daki yerel seçimler şimdilik erken seçim tartışmalarını azalttı. SDSM partisi bu seçimde de ağır yara aldı ve ülkedeki etnik söylemin sandık sonuçlarına halen doğrudan tesir ettiği ortaya çıktı. Yerel idarede etnik mücadelenin ne kadar güçlü olduğunu gösteren bir başka örnek de Başbakan Gruevski'nin, “Kırçova'yı Arnavutluk'a çevirmelerine müsaade etmeyeceğiz, bu sefer bu belediyeyi biz alacağız” ifadesinde açıkça görülüyor. Dolayısıyla pazar günkü seçimlerde, ülkenin yerel sorunlarından çok ulusal siyasetin ön planda tutulduğunu belirtmek abartılı olmayacaktır.

Öcalan'ın "Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum" sözleri, hiç kuşkusuz yeni bir dönemin başladığını ifade ediyor. Öcalan'ın bu mesajı, Kürt hareketinin ana aktörleriyle (Kandil, Avrupa ve BDP) yaptığı görüş alışverişinin ertesinde, üstelik toplumu da şahit kılarak vermesi, mesajın etkisini ve sürece güveni arttıran bir işlev görecektir.

Bugün çözüm süreciyle beraber "Kürtler ne alacak?" sualini iyi niyetli veya kötü niyetli soranların anlaması gereken şey ilk kez Kürtler açısından da benzer bir zeminin oluşma ihtimalidir. Dolayısıyla yukarıdaki sorunun cevabında "Kürt arayanlar" hayal kırıklığına uğrayacaklar. Zaten on yıllarca mezkûr sorunun devam etmesi, bir yönüyle de büyük ölçüde Kürtlere özgü demokratikleşme girişimlerinden kaynaklandı. Müesses nizam da benzer şekilde tam da bu cevabı arayanlar üzerinden kendisini sürekli klonlayarak varlığını koruya geldi. Geç kalmış Kürt milliyetçiliği belki Kürtlere bir şey veremedi ama vesayet rejimine en az yirmi yıl hediye etti.

'Yeni Sol' deneyimi, Türkiye tarihinin bu kritik dönemecinde ertelediği zor kararların bedelini ne parti içinde ne de Türkiye siyasetinde aktör olamayarak ödüyor.

Türkiye'nin 'en büyük gazetelerinin' içerik ve kalite açısından tabloid gazete ortalamasına oldukça benzer bir seviyede olduğu göz önüne alınırsa, muhtemel marazların sıklığı ve derin- liğine dair de bir fikir edinebiliriz. Bu kalite sorununa ideolojik motivasyonları da dahil edince, önümüzde ciddi bir mesele olduğunu fark etmeliyiz. Hatta 2013 çözüm sürecinin yaygın şekilde kitlelerce fark edilmesi de medya tarafından yapılan bir provokasyon sayesinde oldu. Medyanın ilerleyen süreçte de benzer provokasyonlara imza atma potansiyelinin sürecin selametine katkı verme ihtimalinden daha yüksek olduğunun hesabı şimdiden yapılmalıdır.

‘Kürt meselesinin' çözümü ve ‘PKK'nın silahsızlanması' başlıklarında, en popüler konuların başında ise ‘çatışma çözümleri' denilen, 20. yy ikinci yarısında icat edilen karma disiplin gelmektedir. Batılı sosyal muhayyilenin, Hıristiyanlığın ezici bir şekilde anlam dünyasını belirlediği ‘savaş ve barış', ‘iyi ve kötü', ‘çatışma ve uzlaşma' ve ‘çile ve refah' gibi dikotomik tarifler etrafında oluşan çatışma çözümleri dünyasının, batı dışı toplumlar için ne kadar anlam ifade ettiği şüphelidir. 19. yüzyıl pozitivizminin nihai kavramsal çerçevesini belirlediği ‘çatışma' ve ‘çözümleri', II. Dünya Savaşı sonrası dönemde ise ete kemiğe bürünecek şekilde metodolojisine ve uygulamalarına kavuşmuş oldu.

Irak işgaliyle ilkel Ortadoğu ekosistemi, Arap isyanlarıyla da Camp David Düzeni çöktü. Yeni bölgesel düzen, yeni aktörlerin elinde, yüzyıllık statükonun maliyetine hızla şekilleniyor.

Bir bakıma tarihin akışına yetişememe gibi bir problemle karşı karşıya kalan Türkiye toplumu, görece durgun geçen zaman dilimlerinde yaşanan gelişmelerin sağlamasını ve değerlendirmesini şimdilerde yapıyor.

Ana muhalefet partisinin çözüm süreci özelinde Baykal stili muhalefete savrulması, bizzatihi bu siyaset tarzına bir alternatif temsil eden Kılıçdaroğlu'nun liderliğine mal olabilir.

Bahreyn Meclisi 27 Mart'ta Hizbullah'ın terör örgütü listesine alınmasını oy çokluğu ile kabul etti. Hizbullah'ın Bahreyn'de yaşanan protestolarla ilgili sürekli açıklamalar yaptığı ve Şiilere destek verdiği hatırlandığında bu karar sürpriz sayılmaz. 2011 Şubat'ından bu yana Bahreyn kraliyet ailesi ve meclisi düzenlenen gösterilerden, ülkedeki siyasi istikrarsızlıktan ve reform çabalarının sonuçsuz kalmasından İran'ı sorumlu tutarak, isyanın mezhepsel boyutunu öne çıkardı. İki yılı aşkın süredir Halife yönetiminin aynı pozisyonu koruması, protestocuların amacının gerçekten ileri sürüldüğü gibi Şii devrimi yapmak, İran tarzı bir teokrasi ile yönetilmek ve Halife yönetimine zarar vermek olup olmadığı sorusunu gündeme getiriyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Merkezi (SETA) Başkanı Taha Özhan, Kerkük'te son günlerde meydana gelen şiddet olaylarının kökeninde ABD işgalinin bulunduğunu söyledi.

Aralık 2011'de Amerikan askerlerinin çekilmesi İran ile Irak arasındaki ilişkilerin daha fazla gelişmesinin önündeki en önemli engelin, yani Irak'taki Amerikan etkisinin azalmasına neden oldu.

Yargının siyasi nitelikli gerilimlerde taraf olmasının ve daima tartışmaların odağında bulunmasının nedeni, mevcut sistemin yargıya biçtiği roldür.