İhsanoğlu Son Derece Siyasi Bir Figür

SETA İstanbul Genel Koordinatör Yardımcısı Fahrettin Altun, cumhurbaşkanı adaylığı gibi siyasi bir sürecin içerisinde bulunduğundan dolayı İhsanoğlu'nun son derece siyasi bir figür olduğunu belirterek, böyle bir figürü siyaset dışı olarak lanse etmenin kabul edilebilir olmadığının altını çizdi.

Devamı
İhsanoğlu Son Derece Siyasi Bir Figür
İhsanoğlu Tercihi Oy Endeksli Bir Tercih

İhsanoğlu Tercihi Oy Endeksli Bir Tercih

CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanlığı Seçimleri için ‘çatı aday' olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tercih etmesini değerlendiren SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, muhalefetin İhsanoğlu tercihinin oy endeksli olduğunun altını çizdi.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, “CHP seçmeninin büyük bir çoğunluğu Ekmeleddin İhsanoğlu lehine oy verecektir, huzursuz olanlar ise sandığa gitmemeyi tercih edecektir” değerlendirmesinde bulundu.

Muhalefetin cumhurbaşkanlığı için çatı adayı İhsanoğlu'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hatem Ete, İhsanoğlu'nun adaylığıyla Meclis dışı muhalefetin seçmeninin hedeflendiğini belirtti.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, AK Parti'nin İhsanoğlu'ndan sonra şansının daha da yükseldiğinin altını çizerek, İhsanoğlu'nun aday olarak gösterilmesinin doğru bir muhalefet stratejisi olmadığını belirtti.

Muhalefet partileri bu seçime de AK Parti'nin söylemsel ve stratejik hâkimiyeti altında giriyorlar. Zira Erdoğan karşıtlığı söylemi o kadar tüketildi ki muhalefet partileri tersinden bağımlı hale geldiler AK Parti liderliğine.

Bir Ekmeleddin İhsanoğlu Analizi: Lider Değil Yönetici

İhsanoğlu'nun yönetim pratiklerine yansıyan ve kişiliğinin belirleyici unsurlarından biri olarak öne çıkan unsurlardan biri de "küçük reformlarla vaziyet idare etme." Eğer yönetim bilimlerinin kavramları ile ifade edersek, İhsanoğlu lider değil yönetici.

Devamı
Bir Ekmeleddin İhsanoğlu Analizi Lider Değil Yönetici
Küresel Sistemde Türkiye'nin Yeri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Küresel Sistemde Türkiye'nin Yeri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi

Gerçek hesabın seçim sürecinde Cumhurbaşkanı adayları arasında sahici bir rekabet ortamı oluşturmak değil; Erdoğan karşıtı kesimleri sermaye destekli bir medya girişimi marifetiyle mobilize etmek ve "otoriterleşme" söylemi üzerinden negatif propaganda yapmak olduğunu görmek zor değil.

Devamı

Bundan on sene önce El-Ezher Üniversitesi'nden yolu geçmiş herhangi bir kişinin bırakın Cumhurbaşkanı olmasını, sıradan devlet memuru bile olamadığı düşünüldüğünde, gelinen bu noktayı her şeyden önce Türkiye'de siyasetin dönüşümü ve normalleşmesi olarak açıklamak gerekmektedir.

İç ve dış politika arasındaki ayrım silikleştiğinden seçim ortamında AK Parti'nin Suriye ve Irak politikaları siyasi kutuplaşmanın konusu haline geliyor.

Demirtaş'tan ilk beklenti, Erdoğan'a yönelebilecek HDP'li Kürt seçmeni engellemek. İkinci beklenti ise, İhsanoğlu tercihiyle demoralize olan CHP ve çeperindeki sol seçmenin boykot eğiliminden vazgeçirilerek Demirtaş lehine sandığa gelmesini sağlamak.

“Ekmek için Ekmeleddin” sloganı ve onun içine sıkıştırılmış “sevimli Ekmek” hikayesi siyasal iletişime giriş kitaplarında örneklerine sıkça rastlayacağımız türden bir kampanya aracı.

Erdoğan güçlü ve sahici bir siyasal öyküye sahip, İhsanoğlu'nun ise bu topraklarda herkesin şahit olduğu, bir parçası olduğu siyasal veya sosyal öyküsü yok

SETA analisti Taha Özhan, İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adaylığının, iki buçuk yıldır Türkiye siyasetinde güçlenen anti-siyasetin üzerine tuz biber ektiğini belirtti.

SETA Siyaset Araştırmacısı Galip Dalay, İhsanoğlu'nun korku siyasetine, Erdoğan'ın ise ümit siyasetine yatırım yaptığını belirterek, toplumun sandığa giderken korku ile ümit siyaseti arasında bir tercih yapacağının altını çizdi.

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun kendisini seçmene doğru bir aday olarak gösterecek iletişim stratejilerine ağırlık verdiğine, Tayyip Erdoğan'ın ise bir siyasal stratejisi olduğuna dikkat çekti.

İhsanoğlu'nun Erdoğan-karşıtlığı üzerinden kendisine bir imaj inşa etme sürecini bırakıp, bunun yerine kim olduğu, neyi temsil ettiği ve nasıl bir Türkiye vizyonuna sahip olduğunu Türkiye toplumuna anlatması gerekir.

Gezi eylemleri sürecinde absürd ‘sandık-demokrasi' tartışması başlatıp iktidarı sokakta belirlemek üzere siyaset teorisine takla attıran çevreler bile, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde şaşırtıcı sandık güzellemeleriyle seçmenleri sandığa kanalize etmeye çalışıyorlar.

Muhalefet, başvuracağı birçok taktiğe rağmen Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyemeyeceğini de öngörüyor. Bu nedenle, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını kabullenerek seçim sonrası gündemi esir almaya yönelik birçok başlık açılıyor, bu başlıklar üzerinden tartışmalar yapılıyor.

Öteden beri sert bir üsluba sahip olan ve her Salı gerçekleştirdiği Meclis Grup toplantılarında sıfat üretme ve analoji kurma performansıyla öfke ve nefret dilinin en mümtaz örneklerine imza atan Bahçeli, Bayram konuşmalarıyla yeni bir faza geçti.

Erdoğan'ın İsrail'in Gazze'deki mezalimini milyonların önünde tartışan siyasal söylemi, Türkiye'nin kaderini Filistin ile birlikte yeniden yazmaktadır.