Rapor: Balkanlarda Almanya ve Türkiye | İhracat ve Yatırımlar

Bu çalışma, Türkiye ve Almanya’nın birbirleri ile potansiyel olarak en çok rekabette bulunabileceği Balkan ülkeleri ile olan ihracat hacimleri ve ih¬racata konu olan mal kalemlerini kıyaslayarak, iki ülke arasındaki ticari rekabeti mercek altına alıyor.

Devamı
Rapor Balkanlarda Almanya ve Türkiye İhracat ve Yatırımlar
Türk-Alman İlişkilerindeki Sorunlar -II

Türk-Alman İlişkilerindeki Sorunlar -II-

Berlin’in Ankara ile ilişkilerinde ekonomik çıkarlarını esas alan bir politikaya yönelmesi ve bu doğrultuda ekonomik ilişkilere zarar verecek gerginliklerden kaçınması gerekirdi.

Devamı

Raporda finans merkezlerinin tarihsel süreçleri, önemli finans merkezlerinin özellikleri ve İFM projesi incelendi.

Bizdeki haline aldanmayın. Gıda fiyatları son yıllarda, küresel ölçekte pek de parlak günler geçirmedi. 2014 ve 2015 yıllarında genel itibariyle düşüşler kaydeden gıda grubu, 2016 yılında ise bir parça stabilize olmayı başarmış görünüyor.

ABD'nin içe dönük ve korumacılığı ön plana çıkarması karşısında küresel ekonomi ve dünya ticareti nasıl etkilenir?

İhracatçımız 2017 yılında pozitif bir gelişime imza atmayı umut ediyor. Nitekim çeşitli uluslararası kuruluşların son günlerde yayınladığı raporlarda da, küresel talepte bu yıl bir toparlanma beklentisi dile getiriliyor.

Türkiye’nin Direniş Ekonomisi

2013’ün yaz aylarından itibaren farklı cephelerden gelen tehditlerle yüzleşmek durumunda kalan Türkiye ekonomisi, tüm olumsuzluklara rağmen büyümesini devam ettirerek ayakta kalmayı başardı.

Devamı
Türkiye nin Direniş Ekonomisi
Ekonomide Operasyon Devrede

Ekonomide Operasyon Devrede

Yeni anayasayı, yalnızca bir sistem değişikliği olarak değil, ülke ekonomisinde yeni bir hikâye başlatacak itici güç olarak da değerlendirmeliyiz.

Devamı

İşte 2016 Türkiye ekonomisinin “en”leri…

2017 yılının da, Türkiye'nin enerjide sahadan çıkması ve oyunu kenardan izlemesi için girişimlerin artacağı bir sene olmasının ihtimali oldukça yüksek.

Türkiye ekonomisinin uzun vadeli dönüşümüne serinkanlılıkla bakabildiğimizde, güçlü finansal düzenleme yapısı, bankacılık sistemi ve mali disiplin uygulamasının makroekonomik krizlere karşı güçlü bir koruma oluşturduğunu görebiliriz.

Terör siyasal müzakereyle tatmin olmaz. Hele de daha fazlasını alabileceği yanılgısına sahipse, hiç yanaşmaz.

Güzel ülkemize ve ekonomimize vereceğimiz en gerekli ilaç güven dolu ve sükûnetli bir ortam iken, dış mihraklar da ne yazık ki canımızı yakmaya devam ediyor.

İlerlemesine ya da en azından ilerleme hızına dair ümitlerin zayıfladığı TTIP'in üzerine, bir de Trump'ın serbest ticaret tantanası gelince, anlaşmaya dair algılar iyice bir sersemlemiş oldu.

Kur savaşı ile ticaret rekabetinde kendilerine daha avantajlı bir pozisyon sağlamayı hedefleyen ülkeler, bu yolla ulusal paralarının değerini düşürerek ihracatlarını artırmaya çalışıyor. Bu politika “rekabetçi devalüasyon” olarak adlandırılıyor.

Gazeteci İsmet Berkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi ve devletin yeniden yapılandırılmasını Kriter‘e değerlendirdi.

AB’nin Türkiye ile ilgili politikasını “Dostunu yakın tut ama düşmanını daha yakın tut” politikası olarak nitelendirmek mümkündür. Diğer taraftan Türkiye haklı olarak yıllar boyunca derinleşmiş olan ekonomik ve teknolojik bağımlılıklardan dolayı AB ile köprüleri atmamaya özen gösteriyor. Böylece ortaya sürekli krizler ve iniş çıkışlarla malul tuhaf bir ilişki biçimi çıkıyor.

Ekonomik açıdan bakıldığında Rusya ile hızla ilerlemesi beklenen yakınlaşma sürecinde ‒2016 yılının ilk altı ayında 8,5 milyar dolar seviyesine düşen‒ ticaret hacminin geçtiğimiz yıllarda oturduğu yıllık 30 milyar dolar seviyesi üzerine çıkarılması ve uzun vadede 100 milyar dolar hedefinin kovalanması gündemde.

Kısa vadede uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve sıcak parayı kontrol eden uluslararası aktörlerden Türkiye’nin kredibilitesi ve yatırımların güvenliği ile ilgili tepkisel tavırlar beklenebilirse de orta ve uzun vadede yapısal reform gündemine dönülmesi ile hem doğrudan yatırımların hem de portföy yatırımlarının artacağını öngörüyoruz.

Yeni dönemde belki yüzlerce reform adımını içeren “grand” paketlerden ziyade içeriği net tanımlanmış ve sektörel odakları belirli mikro reformlara ihtiyaç var. İmalat sanayiinden enerjiye, tarımdan dış ticarete, risk sermayesinden üniversite reformuna kadar acil kapsamlı reform ihtiyacının hissedildiği pek çok alanda somut adımların hızla atılması gerekli.

Küresel Finans Krizi’nden bu yana iktisat politikaları ile ilgili hararetli tartışmalar yaşanıyor. Krizden önce birçoklarının adeta iman ettiği neoliberal tandanslı politikalar günümüzde ciddi bir şekilde sorgulanıyor.