SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Suriye’nin günümüzdeki durumu ve geleceği üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Eğer Barzani bağımsızlık konusunda diretir ve Kuzey Irak’ı bir çatışma bölgesine çevirirse, bundan en fazla fayda sağlayacak aktörlerden birisi PKK olacak.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Astana Süreci sonrasında İdlib’te ortaya çıkan yeni konjonktürü değerlendirdi.
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun Astana Süreci sonrasında İdlib’teki son durumu değerlendirdi.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Prof. Dr. Kemal İnat Türkiye, Rusya ve İran’ın Astana’da gerçekleştirdikleri Suriye görüşmeleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Irak'ın bölünmesi durumunda II. Dünya savaşından beri bölgenin değişmeyen jeopolitiği somut anlamda kırılmış olacak ve etnik yapının belirleyici olacağı yeni bir devlet ortaya çıkacak.
Türkiye’nin İdlib’e yönelik askeri bir angajmana girmesiyle Tahran, Suriye krizini Türkiye’nin Esed rejimini sorunsallaştırmadığı bir denkleme oturtmayı hedefliyor.
Devamı
Batılı ülkelerden DEAŞ’e gerçekleşen katılım hiç sorunsallaştırılmadı. Nasıl büyüdüğü, hangi unsurlarla hangi şartlarda işbirliği yaptığı neredeyse hiç sorgulanmadı.
Devamı
Suriye'de Türkiye'nin pozisyonu aslında çok net bir hal aldı. Öncelik öyle ya da böyle PYD tehdididir.
İdlib'e yönelik askeri bir operasyonun gerçekleşme ihtimali olsa da ABD'nin bunu tek başına yapamayacağını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kurt'a göre Türkiye böyle bir seçeneğe sıcak bakmayacak.
Geç kalınmış ancak başarıyla sonuçlandırılmış bir harekat olarak FKH'nın TSK'nın askeri kabiliyetlerini hem teknik hem de yerel ortaklarla işbirliği açısından geliştirdiği şüphesiz.
Türkiye’nin amacı, ‘İstikrarın Tesisi’ girişimleri ile bölgede şiddeti tekrar ortaya çıkaracak ve düzeni bozacak her türlü gerilimi asgari düzeye indirmektir.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Suriye’deki son gelişmeler üzerine değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, İdlib’in Türkiye için stratejik önemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Küresel güç olmayı hedefleyen Türkiye ve İran’ın hedeflerine ulaşmak için hem ekonomik ilişkilerini hem de Orta Doğu sorunları konusunda aralarındaki rekabet ve çatışmayı iş birliğine dönüştürmeleri kaçınılmazdır.
İdlib’deki Nusra dominasyonu sürdükçe İdlib’in felaketi kaçınılmaz olacak.
Türkiye, ilk defa kendi bölgesine güvenlik algısı parçalı olmayan, özgüven sahibi bir devlet gücüyle bakıyor. Kendi çıkarlarını önceliyor, dayatmalara direniyor.
Avurpa’nın rahatı bozulmasın diye milyonlarca insanın Avrupa’ya gitmesini engelliyor Türkiye. Çünkü Avrupa Birliği ile mülteciler konusunda 2016 yılında imzaladığı anlaşmaya sadık kalmaya çalışıyor.
ABD tam da Türkiye'nin PYD-YPG'ye yönelik kapsamlı bir operasyon yapabilmesi adına konjonktürün oluşmaya başladığı bir dönemde Türkiye'ye İdlib üzerinden yeni bir gündem dayatıyor.
Moskova’nın ‘öngörülemezliği’ karşısında tedirginlik yaşayan Avrupa’yı cesaretlendi. En can alıcısı, Suriye’de tek büyük aktör olarak kaldığını varsayan Rusya’nın imajını zedeledi.
ABD'nin Rakka operasyonunda YPG'nin rolüne dair sorulara verdiği cevap. Ve bu sözü Suriye iç savaşına müdahil aktörlerin önümüzdeki aylarda yüzleşeceği ortak bir meydan okumaya işaret ediyor.