31 Mart'a Doğru İYİ Parti

Bu analizde İYİ Parti’yi bugünkü konumuna getiren sorunlar ideolojik kimlik, özgün siyaset ve Meral Akşener’in liderliği olmak üzere üç ana başlık altında değerlendirilmekte ve bu sorunların yerel seçim sürecine etkisi ele alınmaktadır.

Devamı
31 Mart'a Doğru İYİ Parti
İmamoğlu Paradoksu

İmamoğlu Paradoksu

31 Mart yaklaştıkça seçim gündemi de yoğunlaşıyor. Bu yoğunluğu artıran temel tetikleyici ise İstanbul'da yaşanan kritik rekabet. Zira İstanbul seçimleri, gerek sosyal gerekse geleneksel medyada Türkiye'nin geriye kalan tüm yerlerinin toplamından daha fazla konuşuluyor, tartışılıyor. Nitekim Murat Kurum ile Ekrem İmamoğlu arasındaki rekabet kritikleştikçe İstanbul'un gündemde edindiği yer daha da artıyor.

Devamı

Her yerel seçim döneminde olduğu gibi 2024 seçimleri için de en çok konuşulan büyükşehirlerin başında İstanbul geliyor. Birçok partinin adayını açıklamasına rağmen İstanbul'da seçim yarışı esas olarak Murat Kurum ile Ekrem İmamoğlu arasında. Bu noktada Kurum, seçim kampanyasını büyük oranda sahada sürdürürken söylemlerinde ise proje ve vaatlere odaklanıyor. İmamoğlu'nun ise 2019 yerel seçimlerindeki strateji ve söylemini büyük oranda tekrar ettiği görülüyor. Özellikle 2019'da kullandığı "Ya Kanal Ya İstanbul" sloganı etrafında şekillendirdiği ve geniş bir seçmen kesiminde ortak bir tepki oluşturma amacı taşıyan stratejisini yeniden kullanıyor.

31 Mart'ta gerçekleştirilecek 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri için aday belirleme süreçlerinde sona yaklaşılıyor. Siyasal partiler büyük oranda adaylarını açıklamış durumda. Yüksek Seçim Kurulu'nun ilan ettiği seçim takvimi 1 Ocak itibariyle işlemeye başlamıştı. Temayül yoklamaları, kamuoyu araştırmaları ve parti içi görüşmelerin akabinde AK Parti de adaylarını açıklamaya devam ediyor. Bu kapsamda 7 Ocak'ta İstanbul'da düzenlenen aday tanıtım toplantısında 11'i büyükşehir olmak üzere toplam 26 ilde AK Parti'nin adayları açıklanmıştı.

Yerel seçimler yaklaştıkça gündem ısınmaya devam ediyor. Özellikle büyükşehirler açısından ciddi tartışmaların olması muhakkak. Seçim dönemi boyunca özellikle hizmetler ve vaatler açısından bu tartışmaları izlemeye devam edeceğiz.

Yeni yıla girerken muhalefetin üç aktörü, CHP, İYİ Parti ve DEM Parti'nin yerel seçim stratejileri de somutlaşmaya başladı. Özellikle partilerden gelen açıklamalar ve kamuoyuna yansıyan haberler, üç partinin hem son yerel seçimler hem de 2023 seçimlerinde uyguladıkları stratejileri değiştirme arayışında olduğunu gösteriyor.

Muhalefetin Çok Bilinmeyenli İttifak Denklemi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener arasındaki görüşme, geride bıraktığımız haftanın en dikkat çekici gelişmelerinden biriydi. Görüşmenin ana gündem maddesi önümüzdeki yerel seçimlerdi. Bu doğrultuda Özel'in Akşener'e İYİ Parti ile seçim iş birliği yapmak istediklerini ilettiği belirtildi. Dolayısıyla Özel tarafından Akşener'e İYİ Parti'nin "seçimlere hür ve müstakil" şekilde girme kararını en azından bazı yerlerde, özellikle de kritik büyükşehirlerde esnetilip esnetilemeyeceğinin sorulduğu kamuoyuna yansıdı. Akşener'in ise bu konuyu pazartesi günü yapılacak İYİ Parti Genel İdare Kurulu toplantısında gündeme getireceği açıklandı.

Devamı
Muhalefetin Çok Bilinmeyenli İttifak Denklemi
CHP de Yeni Dönem ve Değişimin Sınırları

CHP’de Yeni Dönem ve Değişimin Sınırları

Bu analiz CHP’nin yeni döneme girerken içinde bulunduğu durumu incelemekte ve ortaya detaylı bir perspektif koymayı amaçlamaktadır

Devamı

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı geçtiğimiz hafta sonu tamamlandı ve Özgür Özel yeni genel başkan seçildi. Kemal Kılıçdaroğlu ise 2010'da CHP Genel Başkanı olmasıyla zirveye ulaşan ve o günden beri serbest düşüş içerisinde olan siyasi kariyerini yine bir mağlubiyet ve başarısızlık ile sonuçlandırdı. Dolayısıyla CHP için artık yeni bir dönem başlamak üzere.

CHP'nin 38. kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlığı Özgür Özel'e kaybetti. İBB Başkanı İmamoğlu'nun saha desteği ile "değişimciler" olarak bilinen grubun adayı olarak kurultayın ikinci turunda kazanan Özel'in nasıl bir genel başkan olacağı ve partisini ideolojik olarak nereye konumlandıracağı merak konusu.

Özgür Özel dün "değişim" vurgusuyla CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını açıkladı. CHP'ye yeni bir vizyon kazandırmak amacıyla "Değişimin Yüzyılı, Yüzyılın Değişimi" başlıklı bir tutum belgesi paylaştı. İlk adımını attığı kadro hareketinin amacının "parti içi iktidarı kazanmak" değil "CHP'yi, Atatürk'ün partisini iktidar yapabilmek" olduğunu söyledi. Özel, CHP'nin hikayesini yeniden yazma iddiasında.

Ekrem İmamoğlu, hafta içi yaptığı basın toplantısında CHP Genel Başkanlığı'ndan en azından şimdilik vazgeçtiğini ve asıl hedefinin 2024 İstanbul Seçimleri olduğunu açıkladı. Bu doğrultuda parti başkanlığı için Özgür Özel'i işaret ederken kendisini de muhalefeti tekrar tek bir çatı altında toplama göreviyle sorumlu kıldı. Ancak tıpkı 2023 seçim mağlubiyeti sonrası yaptığı çıkışta olduğu gibi net bir adaylık ilanı yapmak veya ortaya güçlü bir iddia koymak yerine en azından açıklamaları itibariyle yine gri alanda kalmayı tercih etti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra CHP'de sular bir türlü durulmuyor. Geçtiğimiz hafta, Parti içinde yaşanan genel başkanlık tartışmaları yeni bir boyut kazandı. Aralarında Kılıçdaroğlu'na yakınlıklarıyla bilinen isimlerin de bulunduğu bazı CHP yöneticileriyle Ekrem İmamoğlu'nun gizli bir toplantıda buluştukları ortaya çıktı...

Muhalefet Mart ayının ilk yarısını hayli hareketli geçirdi. Sürekli ertelenen ortak aday müzakeresi önce krizle neticelendi ardından Meral Akşener'e "onurlu bir çıkışla" geri adım attırılması sayesinde dağılan masa yeniden toparlandı. 2 Mart tarihli altılı masa toplantısı sonrası Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşılıklı ifşaatları ortakların birbirleri hakkındaki tespitlerini de gün yüzüne çıkardı. Mesela Akşener'in açıklamaları ile "altılı masada millet iradesi doğrultusunda değil kişisel ikbal hesapları için siyaset yapıldığını" öğrendik. Kılıçdaroğlu'nun Akşener'e verdiği cevapta ise İYİ Parti'nin masadaki ortaklarından oy devşirmeye çalıştığını, siyasi oyunlara başvurduğunu işittik.

HDP'nin aday çıkarma kararı 6'lı masa karşısında elini güçlendiriyor. İster ilk turda müzakere ile adayını geri çekme ister pazarlığı ikinci tura bırakma anlamında olsun... HDP, beklediği müzakereyi yapamazsa bu 6'lı masa için ikinci tura kalmak demek.

Muhalefet cephesinde yürütülmeye çalışılan işbirliği görüntüsü, muhalefet içi sert rekabetle kilitleniyor. Önümüzdeki süreçte, hem parlamento seçimlerinde, hem de cumhurbaşkanı adayının kim olacağı meselesinde tartışma ve rekabet derinleşerek devam edecek.

Hangi siyasal sistem olursa olsun, demokrasinin gelişmesi için siyasi alanın yapısal olarak güçlü olması gerekir.

CHP'nin öncülük ettiği muhalefet bloku, seçimleri kazansa bir parlamenter sisteme geçmek için çabalar mı?

Muhalefet partileri kendi içindeki bu zorlu süreçleri kutuplaştırma siyasetini derinleştirerek aşacağını düşünüyorlar. 

Türkiye, neredeyse çok partili siyasi hayata geçiş yaptığı günden itibaren muhalefeti ve muhalefetin açmazlarını konuşuyor. Sorun, kronikleşmiş durumda; ana muhalefet partisi CHP, zamanın ruhunu yakalamaktan ve iktidara alternatif olmaktan veya alternatif siyaset üretmekten gittikçe uzaklaşıyor.