Reform ‘Seferberliğinden’ Rahatsız Olanlar

AK Parti'nin dönüşüm hikayesinin iki düzlemi var, biri olmadan diğeri başarısız olur: Reform ve mücadele. Erdoğan, demokrasi-ekonomi-dış politika denkleminde yeni bir dengenin peşinde. 'Reform seferberliğinden' rahatsız olanlar mücadele döneminin kaçakları ya da tasfiye edilenleri.

Devamı
Reform Seferberliğinden Rahatsız Olanlar
Reformcu Siyaset ve Değişimi Yönetmek

Reformcu Siyaset ve Değişimi Yönetmek

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz' ve 'yeni bir reform dönemi başlatıyoruz' açıklamaları, siyasetin tartışma önceliklerini bir anda değiştirdi.

Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “değişim dinamik bir süreçtir. Biz reform gündeminden hiç kopmadık” sözleri ile başlayan yeni reform dalgasını etkisizleştirmeye çalışanlar çok. Bu süreci, zehirlemeye, tartışmalara boğmaya ve mecrasından saptırmaya yeltenenler özel bir gayret gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan reformu milletin talebi ve dünyanın gidişatının gereği olarak görüyor. Yani, 'mücadele ediyoruz' diyerek reforma direnenlere de müsamaha etmeyecek. Zamanlamasını, kapsamını, aktörlerini ve hızını kendisi belirleyecek. Unutmayalım, Erdoğan bu altın sentezi her seferinde tutturabildiği için hâlâ iktidarda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ay içerisinde yaptığı konuşmalarla ekonomi, demokrasi ve hukuk alanında kapsamlı reformların haberini verdi. Ayrıntıya girmese de yaptığı vurgularla ve değindiği bazı somut adımlarla bunun sadece geçici bir söylem olmadığını ve devamının geleceğini gösterdi. Yargı ve hukuk alanındaki reformları yürütmesi beklenen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül konuşmalarında Cumhurbaşkanı'nın bu söylemini destekleyen ifadeler kullandı ve geleceğe ilişkin bazı ipuçları verdi.

AB, Borrell'in anlayışına göre, 'gücünün yettiği'ne efelenecek, yetmediğini sinesine çekecek. Ancak yanıldığı bir konu var. Türkiye o kadar kolay bir lokma değil. Şu an sadece köprünün yıkılmasını bekliyor. Eğer ilişkiler koparsa Türkiye, AB için daha tehlikeli bir rakip olabilir. O halde AB'nin artık Türkiye'yi 'ötekileştiren' ikiyüzlü tavrını gözden geçirmesi lazım.

Belirsizlik Çağı’nda Ekonominin Yön Arayışı

Aşı çalışmalarından gelen olumlu haberler ve ABD’de başkanlık seçimlerinin sonuçlanması, belirsizlik bulutlarını dağıtıyor. Dünya Belirsizlik Endeksi’nde aşağıya doğru kayda değer bir kırılma var

Devamı
Belirsizlik Çağı nda Ekonominin Yön Arayışı
Paris Yanıyor Görmüyor musunuz

Paris Yanıyor, Görmüyor musunuz?

Macron'un yeni Güvenlik Yasası'nı Paris'te on binler protesto ediyor, şehir yanıyor. Küresel Batı medyası ise adeta kör ve sağır. Avrupa'da demokrasi, insan hakları, özgürlükler, ifade hürriyeti, yaşam hakkı, protesto hakkı... Hepsi fantastik bir masalın öğelerine dönüştüler.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, İranlı nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade'ye yapılan suikasti değerlendirdi.

Netanyahu’nun temel hedefinin Tahran’ı provoke edip Biden’ı İran’a karşı güç kullanmaya zorlamak ya da en azından yeni bir anlaşmadan uzak tutmak olduğu görülüyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 52. sayısı çıktı.

Ankara, AB’ye üye olmak istese de istemese de Almanya ve Fransa gibi ülkeler Türkiye’yi kendi nüfuz alanında görüyorlar.

Yunan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından oluşturulan ve Fransa tarafından desteklenen Türkiye'ye karşı sert yaptırımları içeren tasarı 22 üye ülke tarafından veto edildi.

Karabağ'da Azerbaycan lehine gelişen sürece dair genel bir değerlendirme yapıldığında, yaklaşık bir buçuk ay süren operasyonun başarıya ulaşmasının arka planındaki faktörler ulusal, bölgesel ve uluslararası faktörler olarak üçe ayrılabilir.

Başta Almanya ve Fransa gibi ülkelerin öncü oldukları bu girişimler, Türkiye'nin de gündemini meşgul etmiş ve bu alandaki gelişmeler, yeni hukuksal düzenlemeleri zorunlu kılmıştır.

16 Nisan 2017'de yapılan referandum ile kabul edilen Anayasa değişiklikleri, 24 Haziran 2018'de cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan'ın göreve başladığı tarih olan 9 Temmuz 2018'de yürürlüğe girmiş ve Türkiye'nin yeni hükümet sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Hükümet sistemi tartışmalarının önemli bir yönü de Cumhurbaşkanına tanınan kararname çıkarma yetkisiydi.

Türkiye'ye yakın coğrafyada güçsüz devletler ve devlet dışı aktörler yaygın. Bu nedenle güçlüye meydan okuma ancak asimetri ile sağlanabiliyor. Örneğin terörist örgütler hukuk ile kendini bağlamıyor ve maliyet etkin araçlarla büyük etkiler yaratabiliyor.

Türkiye'nin son yıllarda demokratikleşme ve kapasite artırımı konularında kat ettiği mesafe ülkeyi özgürleştirdi ve rasyonel ufkunu genişletti.

Süresiz nafaka tartışmaları yargı reformuna ilişkin çalışmalar kapsamında medyada yer alan kimi haberlerle yeniden gündeme geldi. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafın geçimini sağlayabilmesi için diğer tarafın mali gücü oranında ödediği yoksulluk nafakası, yargı uygulamasında süresiz olarak karara bağlanmaktadır. Süresiz nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkmaktadır. Ayrıca, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâllerinde ise mahkeme kararıyla nafaka kaldırılmaktadır.

Moderatör: Cem Duran Uzun, SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmaları Direktörü Konuşmacılar: Faruk Bilir, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı