Geceyarısı Ekspresi Hâlâ Çalışıyor Mu?

Film endüstrisini elinde bulundurmanın şımarıklığını olabildiğince kullanan ABD, sorun yaşadığı ülkelere yönelik, "Geceyarısı Ekspresi" gibi operasyonlar yapıyor.

Devamı
Geceyarısı Ekspresi H l Çalışıyor Mu
Almanya'da Irkçılık Suç Değil Milliyetçilik Suç

Almanya'da Irkçılık Suç Değil Milliyetçilik Suç

Mesut Özil'e yönelik eleştirilerle, göçmenlerin, Alman ana akımı tarafından belirlenen bazı 'kırmızı çizgileri aşamayacakları' ve bu noktada uyumlu olmalarının beklendiği mesajı verilmek istenmiştir.

Devamı

Muhalefetin devamlı bir biçimde Suriyeli mültecilerle ilgili ırkçı söylemleri yaygınlaştırması potansiyel faşizm olarak tarif edilen olgunun yaygınlaşmasına hizmet etmekte ve Türkiye’nin geleceği açısından ciddi sorunlar taşımaktadır.

FETÖ ile mücadeledeki en etkin adım “lider tasfiyesi” olarak gözükmektedir. Bu literatür, etnik temelli ayrılıkçı hareketlere kıyasla dini görünümlü örgütlerde çözülmeyi daha fazla hızlandırdığını göstermektedir.

Bütün bu süreç, "mülteci krizi" başta olmak üzere ihtilaf içinde olunduğu düşünülen hususlarda Türkiye'yi köşeye sıkıştırma çabasının bir ürünü. Oysa bu hiç de rasyonel bir adım değil.

Bütün bu süreç, "mülteci krizi" başta olmak üzere ihtilaf içinde olunduğu düşünülen hususlarda Türkiye'yi köşeye sıkıştırma çabasının bir ürünü. Oysa bu hiç de rasyonel bir adım değil.

Soykırım Endüstrisinin Yeni Müşterisi: Almanya

Almanya'nın bu meseleyi gündeme getiriş biçimi ve zamanlaması, meseleyi bir siyasi manivela olarak kullanmak istediğinin kanıtıdır.

Devamı
Soykırım Endüstrisinin Yeni Müşterisi Almanya
Avrupa'da Faşizmin Ayak Sesleri

Avrupa'da Faşizmin Ayak Sesleri

Faşizm tehlikesi artık Avrupa için uzak olan bir tehdit olmaktan çıkarak somut bir tehdit haline gelmiştir. Her ne kadar faşist hareketler Müslüman düşmanlığını merkeze alsalar da esasen Avrupa'nın çok kültürlülüğünü hedef almaktadırlar.

Devamı

Mağdur olanın hesap sorması belli kurallar dâhilinde adalete hizmet eder. Ancak siyasi konjonktürün etkisiyle bu hesap sormanın başka şiddet biçimleri doğurabileceğini de hesaba katmak gerekir.

Gazze bombalandığında, çocuklar öldüğünde, dans ederek sevinen Yahudi tipi, dünyanın her tarafında ortalama insanın midesini bulandıracak kadar çirkin.

‘Abluka altındaki Gazze'de dolaşırken, nereye düşeceğini bilmediğiniz bomba seslerinin dışında, sürekli duyduğunuz bir tek ses var: İsrail'in insansız hava araçlarının vızıltısı!

İran'ın içeride ve bölgede karşı karşıya olduğu sorunlar, salt halkla ilişkiler kampanyasıyla çözülebilecek türden değil. Batı'nın İran algısı da sadece olumlu mesajlar ve gülen bir yüzle değişebilecekmiş gibi durmuyor.

Antisiyonizm ile antisemitizm arasında oldukça belirgin bir çizgi olmasına rağmen, İsrail yanlısı çevrelerde antisemitizmin tanımını antisiyonizmi de içine alacak şekilde tahrif etme eğilimi vardır.

Bu yıl Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle düzenlenen bir sempozyum 'İslam Medeniyetinde Bir Arada Yaşama Tecrübesi' üst başlığını taşıyordu.

Fransa Meclisinin onayladığı sözde Ermeni soykırım yasası, gündemimizi uzun bir süre meşgul edecek. Fakat yasa Türkiye’den çok Avrupa ve AB için bir imtihan. Çünkü Avrupa’nın düşünce ve ifade özgürlüğü ilkesine sadık kalıp kalmayacağını, bu yasaya ilişkin tavrı belirleyecek.Öncelikle şunu belirtelim: Fransa’nın bu kararı siyasi bir provokasyon niteliği taşıyor. Batının kışkırtıcı hatalarına İslam dünyasından gelen her ölçüsüz tepki, Avrupa’daki muhafazakar ve ideolojik siyasi çevrelerin elini güçlendiriyor.

Garton Ash’in, 27 Temmuz 2006 tarihli The Guardian’da yayımlanan yazısı “Avrupalılar olarak Orta Doğu’daki çatışmayı bizim yarattığımızı asla unutmamamız gerekir” başlığını taşıyordu. Ash’e göre, kökenleri tarihin derinliklerine uzanan Yahudi düşmanlığı Orta Doğu’yu kana bulayan, son Lübnan örneğinde görüldüğü gibi sivillerin hayatlarını kaybetmelerine ve yurtlarından ayrılmak zorunda kalmalarına yol açan başlıca nedenlerden biri. Avrupa tarihine bakıldığında sistematik bir Yahudi düşmanlığının olduğu ve bu kıtada istenmeyen Yahudilerin zamanla kendi devletlerini kurmayı amaçlayan siyasi siyonizm bilincini geliştirdikleri ve Avrupa’nın da yardımıyla nihayet 1948 yılında bağımsız bir devlet İsrail kurduklarını görüyoruz.