Türkiye’nin Matematik İmtihanı

Platon'a göre; matematik, gerçeği anlamının yoludur. Bu bağlamda Platon, akademisinde, matematiği felsefenin bir dalı misali, yıllar süren yoğun bir müfredatla vermiştir.

Devamı
Türkiye nin Matematik İmtihanı
Paranın Diplomasisi

Paranın Diplomasisi

Cazibemizi artırmak için, hem ilgili stratejiyi iyi belirlemeli hem de ona, layıkıyla bir tanıtım ve diplomasi yüklemeliyiz.

Devamı

Ekonomik güç dengesinin Çin, Hindistan gibi Uzak doğu ülkelerine evirildiği, Avrupa ülkelerinin ekonomik alanda yeni çıkışlar aradığı bu dönemde İpek Yolu'nun önemi artıyor.

2015'te turist çekim gücümüz neden durakladı?

Finansal gelişimin büyümeye katkıda bulunduğuna ve yoksulluğu azalttığına dair bulgulara ampirik çalışmalarda bolca rastlıyoruz. Ve bir ülkede finansal gelişmişliğin önemli ayaklarından biri de, özellikle son yıllarda adından sıkça bahsettiren “finansa erişim”.

Küreselleşme ve görece hızlı zenginleşmenin getirdiği kültürel hazım sorunları, etik problemler, piyasa çarpıklıklarını meşru görme anlayışı ve aşırı pragmatizm, muhafazakar girişimcileri de etkiliyor.

Kime Ne Kadar Güveniyoruz?

Devlete güveniyor musunuz? Ya iş dünyasına? Peki, STK'lar kulağa daha güvenilir geliyor mu? Tabii bir de medya var… Topluma derinden nüfuz eden bu 4 yapı, işlerini sizce ne kadar düzgün yapıyor?

Devamı
Kime Ne Kadar Güveniyoruz
İran'a Gün Doğarken

İran'a Gün Doğarken

İran ekonomisi için yepyeni bir dönemin resmen başlamış olduğu ortada.

Devamı

Dünya, gelişmekte olan ekonomilerin gelecekte inovasyonun merkezi olabileceği kanısında.

SETA’nın Washington ofisinin düzenlediği, "Insight Turkey: 5. Yıllık Konferansı – Türkiye’nin Dış Politikası” başlıklı programa katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin son yıllarda ekonomik alandaki başarısına ilişkin bir sunum gerçekleştirdi.

Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili merak edilen soruları SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Sadık Ünay cevapladı.

Bundan sonra hedeflere ulaşabilmek için, tutarlı bir gücü nasıl inşa etmek gerek? Hep konuştuğumuz şu orta gelir tuzağına ayağımızı kaptırmamak için ne yapmak icap ediyor?

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

G20, mevcut krizin etkilerini azaltacak ve yeni krizleri önleyecek reformlara öncülük edecek bir platform olarak görüldü.

G-20 zirveleri özellikle finansal konularda liderlerin ‘şipşak’ çözümler ürettikleri bir yer. Türkiye'nin G-20 sevgisinin de özel nedenleri var.

20 Ağustos 2009 tarihinde Afganistan’da tüm dünya tarafından ilgiyle izlenen bir seçim yapıldı. Seçim, özelde Afganistan’ın başkanını ve eyalet meclisi üyelerini belirlemek üzere yapılsa da, seçimlerin tüm dünya tarafından ilgiyle izlenmesi sorunun sadece Afganistan’la sınırlı olmadığını gösteriyor. Afgan seçimlerinin sonucu, Afganistan’da kimlerin iktidara geleceğini göstermenin çok ötesinde, Afganistan’ın önümüzdeki yıllarda nasıl bir ülke olacağını, ülke içindeki egemen güçlerin kimler olacağını, ülkenin kurumsallaşmasının ne düzeyde kalacağını ve ülke yönetimine talip yerli ve yabancı güçler arasında ne tür ittifakların kurulacağını da belirleyecek.

ABD’nin yeni yönetimi, bölgelerinde lider olan ülkelerle (Çin, Rusya, Hindistan, Brezilya) ilişkilere özel bir ihtimam gösteriyor. Bu ülkelerin liderleri ile görüşme aralığını sıklaştırırken, bölgelerinde lider olma potansiyeline sahip ülkelerle (Türkiye, Güney Kore, Güney Afrika gibi) işbirliği arayışlarını da artırıyor.

KIRK yıllık Davos toplantılarının bir gün gerçek bir tartışmaya yol açacağı kimin aklına gelirdi? Türkiye gibi ülkelerin devlet başkanlarının lütfen davet edildiği bu tür toplantılarda merkez güçler gücünü gösterir, uydu güçler merkezden aldıkları ışığı yansıtır.

OBAMA ile yeni bir döneme giren ABD’nin önündeki en önemli sorunlardan biri, Güney Asya’daki gelişmeler, özellikle de Afganistan-Pakistan ve Hindistan arasındaki ilişkilerin yeni dönemde alacağı şekil. Ancak şurası açık ki bu gelişmeler bölgedeki diğer aktörlerden bağımsız bir şekilde ele alınamaz.

PAKİSTAN’IN eski başkanlarından ve Pakistan Halk Partisi (PPP) lideri Benazir Butto’nun öldürülmesi, bu ülkede uzun yıllardır yaşanan kaosun hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Askeri vesayet, abartılmış dış tehdit algısı, kötü yönetilmiş Keşmir sorunu, geleneksel toplum yapısı ve elitist siyasi parametrelerin arasında sıkışıp kalmış olan Pakistan’ın her istikrar hamlesi, paradoksal bir şekilde ülkeyi demokrasi ve şeffaflıktan uzaklaştırdı.