Başlarda özgürlüklerin genişletilmesi bağlamında değerlendirilen sanal mecralara yönelik aşırı iyimser tutumların yerini korku ve endişeye bıraktığı görülmektedir. Ulus devletler Facebook ve Twitter gibi küresel şirketleri kendi egemenliklerini tehdit edici aktörler olarak değerlendirmekte ve bu yönde önlemler almaktadır.
Devamı
Partiler arasında seçim ittifakının çerçevesi ile kamuoyuna yansıyan netleşmiş hususlar..
Devamı
Türkiye'nin ve bölgenin önde gelen akademik dergilerinden biri olan Insight Turkey, 2018 yılının ilk sayısında Çin’in dış politikasına odaklanmaktadır. “Çin’in Israrcı Yükselişi: Küresel Zorluklar ve Bölgesel Dinamikler” adlı bu sayıda alanında uzman kişiler tarafından kaleme alınan, Çin’in bölgesel ve uluslararası politikalarında artan rolünü inceleyen yazılar yer almaktadır.
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür TÜİK’in açıkladığı büyüme verileri hakkında değerlendirmede bulundu.
Başarılı bir yayın yılı geçiren Insight Turkey dergisinin 2017 yılı son sayısı olan “Bölgeye Dönüş: Rusya, Batı ve Orta Doğu,” bu başarılı yayın yılını tamamlıyor. Daha önceki sayılarımızda olduğu gibi okuyucularımızın bu sayıyı da bilgilendirici ve ufuk açıcı bulacağını umuyoruz!
Demokratik bir siyasal sistemde bir partiyi “hâkim parti” olarak tanımlamak gerekirse kesintisiz en az 20 yıl iktidarda kalması gerekiyor. Ama hâkim partilerin hâkimiyetini devam ettirme bağlamında bakıldığında AK Parti “hâkim parti”ler sınıfına girmiş bulunuyor.
Devamı
Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman Myanmar’da yaşanan insanlık dramı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Trump’ın başkanlık koltuğuna oturduğu günden bu yana, Afgan hükümeti, Beyaz Saray’daki yeni yönetime ilişkin herhangi bir açıklama yapmamış, böylelikle bir çeşit belirsizlik havası ortaya çıkmıştı.
Amerika müttefikleri de dahil milyonlarca insanı yok edecek ve kendi sahip olduğu uluslararası düzeni ortadan kaldıracak bir eylemi başlatmak istemez.
Avurpa’nın rahatı bozulmasın diye milyonlarca insanın Avrupa’ya gitmesini engelliyor Türkiye. Çünkü Avrupa Birliği ile mülteciler konusunda 2016 yılında imzaladığı anlaşmaya sadık kalmaya çalışıyor.
Karşımızda ne Gandhi gibi gücünü milletten alan sahici bir lider ne de millet iradesinde temellenen bir demokrasi hareketi var. Ve dahası, millet iradesini iplemeyen bu eylem için rüzgar arkadan değil karşıdan esiyor.
Dünyanın birçok ülkesine ihracat yapılması ve ihracat pazarlarının çeşitlenmesi, hedeflenen yüksek ekonomik büyüme rakamlarına ulaşmayı da kolaylaştıracak.
Avrupalıların Trump ile ilgili korkularının yavaş yavaş gerçeğe dönüştüğü bir dönemde artık yeni dönemin muhtemel ittifaklarından da çokça söz edilmeye başlandı.
Suudi Arabistan’ın başını çektiği bir grup Arap ülkesinin İran’ı dizginleme amacı peşinde koşarken, ABD’nin Ortadoğu siyasetinin bir aracı haline gelebilecekleri ihtimalini de göz ardı etmemeleri bölge barışı açısından hayati önemdedir.
Gelişmiş ülke olma potansiyeli taşıyan, bazı alanlarda benzer sorunları ve hedefleri olan Türkiye ve Çin’in ekonomik ve ticari ilişkilerini güçlendirebilecek birçok alanın olduğu ortada.
İçeriye yatırım çekme isteğimiz mütemadiyen sürerken, sınırların dışına taşma girişimlerimiz de şüphesiz yerinde durmuyor.
Bu görüşmenin sonucuna ilişkin esas odaklanılması gereken nokta, ABD’deki FETÖ yapılanması ve elebaşı Gülen’in durumu. Sonraki süreçte, Washington yönetimi bir adım atarsa bu görüşme başarılı geçmiş demektir.
Türkiye ile Hindistan arasındaki ikili ticarette yerli para kullanımı konusunda güçlü bir mutabakat var ancak burada dengelerin ve piyasanın nasıl işleyeceğini görmemiz gerekecek.
Şiddetle, dış müdahalelerle, terörle, darbe girişimleriyle bu ülkeyi kuşatma operasyonlarının içine girmemiş olanların tedirgin olacağı hiçbir şey yok.
16 Nisan'ı geçmiş olmak Türkiye siyasetinin ateşini düşürmedi. Nisan sonu ve mayıs yoğun bir hareketliliğe sahne oluyor ve olacak.