1990’lardan bugüne kurdukları, HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP ve HDP gibi partiler hiçbir zaman terörle arasına mesafe koymadı. Bu partilerin hepsi istisnasız, terör örgütüne 'legal alanda' destek veren yapılardı. Bu partiler aynı zamanda, yine kendi jargonlarıyla, 'PKK’nın kitle bağlantısını kuran', PKK’ya eleman devşirmek için zemin olarak kullanılan, PKK’ya katılacaklara 'politik bilinç' sağlayan aparatlardı.
Devamı
Maalesef CHP 2015'ten bu yana girdiği HDP'lileşme yolunda yeni bir aşamayı da Ermenistan propagandasına söylem düzeyinde katkı vermekle yakalamış oldu.
Devamı
Neden bir Türk milletvekili Türkiye'yi karalama kampanyalarının bir parçası olur?
25 Ekim 2017'de kuruluşunun ardından geçen yaklaşık üç sene içerisinde pek çok siyasi kırılma yaşayan İYİ Parti'de 20 Eylül'de gerçekleşen İkinci Olağan Kurultay sonrasında yeni kırılmalar yaşanıyor.
CHP, 'Mustafa Kemal' ve 'Atatürk' ayrımı üzerinden kendi krizini yaşıyor. Gerçek Atatürkçülerin CHP'den tasfiye edildiği konuşuluyor. Atatürkçülüğün ne olduğu parti içi kliklerin bir mücadele unsuru. Bu defa Atatürk'ün partisi CHP tehlikede.
Önder Sav, Onur Öymen gibi CHP'nin içinde kariyer derdi kalmayanlardan da güçlü bir açıklama duymadık.
CHP İstanbul il başkanı üzerinden parti içinde yeniden alevlenen Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin tartışma yeni değil. Tartışmanın tekrar tetiklenmesi, aslında parti içindeki alttan alta yürüyen “CHP’nin kurucu kodlarından uzaklaştığına” ilişkin sorgulamaların patlak vermesi ile ilgili.
Devamı
Türk halkını ayırarak Erdoğan'a saldırmaları hiçbir şeyi örtmüyor. Zira Erdoğan, iç ve dış saldırılara karşı koyan ve 15 Temmuz direnişini sergileyen bir lider. Bu iki varoluşsal meseleyi birleştirenlere karşı duran güçlü bir devlet adamı.
Devamı
Oldukça kabarık bir iddianameyle yargılanan Demirtaş kimi davalardan hüküm giydi, kimilerinden halen yargılanıyor. Ancak HDP'nin oyunu yüzde 13'lere çıkaran lider olarak Demirtaş'ın siyaset sahnesinden çekilmemesi bir sürpriz olmadı.
Soyut siyasetin imkânlarından yararlanmak, bir politikasızlık tercihidir. Politikasızlıkla da ülke yönetilemez.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğinde beri siyasette 50+1'in önemi tekrarlanıyor.
Atatürkçü CHP, milliyetçi İYİ Parti, İslamcı Saadet, PKK'lı HDP nasıl oluyor da bir araya geliyor? Tüm bunları bir araya getiren güç nedir? Ne yani, Biden konuşmasa cevabı bilmiyor muyduk?
CHP'nin gerçekten ciddi bir sorunu var. Uzun süredir küreselcilik, marjinal solculuk, hatta HDP çizgisi CHP'de kol geziyor. Bazı CHP seçmenlerinin bu durumdan rahatsız olduğunu anlamak için uzman olmaya gerek yok. Eğer İnce Atatürkçülük kavramsallaştırmasını kendi adına bir çizgi olarak belirleyebilecek olursa kendine geniş bir alan açabilir.
Türkiye'de parti siyaseti dinamizmini hiç kaybetmiyor. AK Parti'den ayrılanların kurduğu iki partiden sonra şimdi de 37. kurultayını yapan CHP, bünyesinden yeni bir partinin çıkma ihtimalini tartışıyor. 2018 cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, "CHP içerisinde Atatürk düşmanları olduğunu" söyleyerek yeni bir hareket oluşturmayı konuşuyor. CHP'nin eski genel başkanları İnce'yi ikna etmesi için Kılıçdaroğlu ile görüşerek "bölünmenin" önüne geçmeye çalışıyor. Beklenti partide hakimiyetini pekiştiren Kılıçdaroğlu'nun İnce'yi içeride tutmak için taviz vermeyeceği yönünde.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik 'evine dön' çağrısının ne anlama geldiğine dair tartışmalar devam ediyor.
CHP genel başkanı partisini değil Erdoğan karşıtı cepheyi düşünerek siyaset yapacağını ve bu yolda siyasi ilke ve duruş kaygısı gütmeden gerekli tüm adımları atacağının sözünü delegelerin alkışları içinde vererek kamuoyuna ilan etmiştir.
AK Parti’den ayrılanlar parti kurunca, “demokrasiye katkı”, “çoğulcu siyasal yaşamın gereği”, “geç bile kalmışlardı”, “temsilde adalete katkısı olur” gibi laf kalabalığı ile yeni kurulan partileri davul zurna ile karşılayanlar, Muharrem İnce’nin CHP’den ayrılarak parti kurabileceği gündeme gelince “dönem ayrışma değil, birleşme günüdür” diye feveran etmeye başladılar.
CHP’nin 37. Kurultayı Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun partiye yön verme konusundaki hakimiyetini pekiştirmesiyle sonuçlandı. On yıldır seçimlerdeki başarısızlığına rağmen Kılıçdaroğlu her geçen yıl partisini istediği ittifaklara sokabilme gücünü artırdı. "Dostlarla iktidar olmak" kavramlaştırmasıyla da 2023'de Başkan Erdoğan karşısında geniş bir ittifak kurabilmenin hazırlıklarını yürütüyor. Yeni girişiminde İP ve HDP'yi yanında tutmanın yanı sıra DEVA ve GP gibi yeni partileri de ittifaka katma niyetinde. Bunun için partisinin tabanının ve kadrolarının "ideolojik kaygılarına" bekledikleri ilgiyi göstermiyor. Bence Kılıçdaroğlu'nun 2023 hamlesi gerekirse partisi dışından (Gül ya da Babacan gibi) bir çatı adayı önerme esnekliğini içeriyor. Hedefi 31 Mart yerel seçimlerinde yaptığını daha ileriye taşımak. Halbuki son aylarda CHP'ye akıl veren çevrelerde bunun tersine bir cereyan var.
Uzun bir süredir siyasetin gündeminde olan ve partiler arasında konsensüsün sağlanamadığı sosyal medya düzenlemesi, ittifaklar arası tartışmalarda da bir bölünme yaratmış durumda. "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun"un meclise gelmesi (28 Temmuz Salı) ve kabul edilmesi aşamasında (29 Temmuz Çarşamba) özellikle CHP, HDP ve TKP'nin ağır eleştirileri söz konusu olmuştur.
CHP, 37. Olağan Kurultayı geçtiğimiz hafta sonu tamamlandı. Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart'ın etkisiyle siyasi hayatının belki de en rahat seçimine girdi ve beklendiği gibi 6. kez CHP'nin genel başkanı seçildi. Ancak kurultayda esas dikkat çeken gelişme, genel başkan ve delege seçimlerinden ziyade Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmadaki "dostlar" ve "Kürt sorunu" vurgusu oldu.
Görüyoruz ki; CHP başta olmak üzere, tüm muhalif partiler, muhalif medya ve muhalif kadın dernekleri sırf ittifaka zarar gelmesin diye kadınların zarar görmesine tepki vermiyorlar!..