Gezi'nin ve 17-25 Aralık'ın Yarattığı Değer Erezyonu

Vandallığın ve ahlaksızlığın siyaset zemini haline geldiği bir ortamda maalesef patlayan bombalar, akan kan ve gözyaşları da siyasallaşmıştır.

Devamı
Gezi'nin ve 17-25 Aralık'ın Yarattığı Değer Erezyonu
Seçime Yönelik quot Oyun quot Peşindeler

Seçime Yönelik "Oyun" Peşindeler

Türkiye, tarihinin en ağır terör saldırısını yaşadı. Belli odaklar kaos oluşturup insanları huzursuz etmek, ülkenin yönetilemediği algısını yerleştirmek ve kişilerin siyasal davranışlarını manipüle etmek amacı güdüyor.

Devamı

1 Kasım'da ise sadece bir tek şeye karar vereceğiz. AK Parti tek başına iktidar olacak mı, olmayacak mı?

Yusuf Özkır, HDP’ye verilen yüzde 13 oyun, PKK’nın kangrenleştirdiği sorunları çözmesi ve sivil siyasete alan açılması için verildiğini ancak HDP’nin bu yetkiyi kullanacak iradeye sahip olmadığını belirtti.

Yanı başımızda yeni haritalar çizilirken ve gelecek şekillenirken, parçadan bütüne geçmekten, milli şuurla kenetlenmekten başka şansımız yoktur.

Seçimin son haftasının temel iki meselesi var. Birincisi, Ankara saldırılarının yorumlanma ve anlamlandırılma biçimi. İkincisi ise, partilerin kendi seçmenini sandığa götürüp götürememe meselesi.

AK Parti'nin 1 Kasım Sonrası Sorumlulukları

1 Kasım akşamı sandıktan tekrar parçalanmış bir meclis yapısı ve dolayısı ile bir koalisyon hükümeti çıktığını düşünelim.

Devamı
AK Parti'nin 1 Kasım Sonrası Sorumlulukları
7 Haziran Sonrası HDP Propagandaları Havada Kaldı

7 Haziran Sonrası HDP Propagandaları Havada Kaldı

Yusuf Özkır: “7 Haziran’dan sonra HDP’nin geliştirdiği propaganda havada kalmaya başladı ve geniş kitlelerde artık yankı bulmamaya başladı.”

Devamı

Seçim sonuçlarında beklenenin üzerinde değişim oldu. 7 Haziran seçimlerinde nasıl özel ve güçlü bir psikoloji oluşmuşsa, bu sefer de tersinden özel bir psikoloji oluştu.

Siyaset normale döndü, uluslararası statüko kaybetti, İslam dünyasının dört bir yanında ellerini açanlar kazandı.

Evet, beklediğimiz gün geldi çattı. Türkiye kararını verdi. Zor bir ortamda girdik seçime. Her şeyden önce illegal yapıların, yasadışı terör örgütlerinin siyaseti zehirlemeye çalıştığı bir ortamda sandığa gittik.

Muhtemel bir koalisyon hükümeti durumunda AK Parti döneminde başlatılan çok boyutlu, dinamik ve inisiyatif alan dış politika anlayışı yerini düşük profilli, pasif ve reaktif bir dış politikaya terk edecektir.

AK Parti sosyolojik değişim dalgasının ürettiği ve değişime yön veren aktör konumunda oldu.

Bir yanda Ahmet Davutoğlu konuşuyor. Diğer yanda Kılıçdaroğlu, Demirtaş ve Bahçeli. Davutoğlu'nun konuşmalarının odağında partisinin tek başına iktidar olması durumunda yerine getireceği taahhütler var.

Siyasetin ahir zamanları bu zamanlar olsa gerek. PKK, MHP'ye oy istiyor. Hakkını yemeyelim, sadece ona istemiyor, CHP'ye de, HDP'ye de oy istiyor.

Burhanettin Duran HDP’nin, 7 Haziran seçimlerinde almış olduğu yüzde 13 oyu taşıyamayacak bir parti olduğunun tescillendiğine dikkat çekti.

1 Kasım istisnai bir seçimdi, sonucu da sürpriz oldu. Bu seçimler yepyeni bir dönemin kapılarını açtı.

Seçimlere iki gün kala hepimiz sandıkların muhtemel sonucuna odaklandık. Tek başına AK Parti iktidarı mı yoksa koalisyon mu?

Murat Yeşiltaş, HDP’nin oylarının sert bir şekilde düşmesinin ardında bölge insanının ticari kaygıları olduğuna işaret etti.

1 Kasım genel seçim sonuçlarını yorumlayan Nebi Miş, “Seçmen Türkiye’de belirsizlikten hoşlanmıyor.” dedi.

Ufuk Ulutaş: “Bu dönem Demirtaş’ın esprilerini dinlememiz gereken bir dönem değildi ama Demirtaş 7 Haziran’da ne yaptıysa 1 Kasım’da da benzer bir söylem içerisine girdi; benzer bir tavır içerisine girdi. Türkiye’de olan olayları hiç dikkate almadı.”