Geçmişe kıyasla her ne kadar iyi yönde bir ilerleme olsa da siyasi partilerin listelerinde kadınlara ve gençlere verdiği yer yetersizdir. Bu bağlamda partilerin toplum dinamiklerinin meclise taşınabilmesi adına daha güçlü adımlar atması önem arz etmektedir.
Devamı
14 Mayıs seçim sonuçları, Türk siyasal tarihinin dönüşümüne dair önemli çıktılar sundu ve muhtemelen önümüzdeki beş yıllık dönemi şekillendirecek ölçüde etkiler yaratacak. Mevcut sonuçların pekişmesi ve Türkiye'nin geleceğini nasıl şekillendireceğini ise tam olarak 28 Mayıs'ta görmüş olacağız.
Devamı
21 yıllık iktidarın yüküne rağmen AK Parti 35'in üzerinde oy alırken Cumhur İttifakı yüzde 50'ye ve Meclis çoğunluğuna ulaştı. Erdoğan, ikinci tura çok rahat gidiyor. Yine MHP'nin yüzde 10, Yeniden Refah'ın 2.8 ve BBP'nin yüzde 1 alması Erdoğan ile birlikte hareket eden partilerin kazandığını gösteriyor. Erdoğan'ın yeni zaferi sadece kendisinin önceki seçim başarılarıyla yarışıyor.
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli seçimlerinden biri için seçmenler yarın sandığa gidecek. Türkiye'nin aşağı yukarı 150 yıllık seçim tarihi var. 70 yıllık demokrasi tarihimizde seçimlere, hep "kritik" ya da "hayati önemde" betimlemeleriyle gidilmiştir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılındaki bu seçimler gerçek anlamda "hayati" tanımlamasını hak edecek bir mahiyet arz ediyor.
Dünyada yükselişte olan milliyetçiliğin terörle mücadele yürüten Türkiye'de de kritik öneme sahip olması şaşırtıcı değil.
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin günlük meseleleri hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararları’nı dahi beş genel başkanın onayıyla verebilecek. Dolayısıyla günün sonunda Millet İttifakı konsensüs arayışından icraat üretmeye fırsat bulamayabilir. Zaten koalisyonların -bir de zayıf liderliklerle birleşirse- en önemli dezavantajlarından biri birlikteliği korumak için icraatın niteliğinden taviz vermek zorunda kalmasıdır.
HDP (YSP) öncülüğündeki Emek ve Özgürlük İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğini açıkladı. Malumun ilamı olsa da bu desteğin gerekçesi "Türkiye siyasi tarihinin en önemli seçiminde faşizme karşı zafer elde etmek" olarak belirtildi. Bu açıklamanın Kandil'deki PKK elebaşlarının birbiri ardına Millet İttifakı'nı ve Kılıçdaroğlu'nu desteklediklerini açıktan söylemelerinden sonra gelmesi dikkatlerden kaçmadı.
Devamı
Sonuç fark etmeksizin, 2023 seçimleri sonrasında kamuoyunda tartışılacak en önemli konuların başında siyasal sistem gelmektedir. Öyle ki gerek Cumhur İttifakı, gerekse muhalefet blokunun seçim sonrası planlarında ağırlıkları değişmekle birlikte siyasal sistem reformu veya değişikliği önemli yer tutmaktadır.
Devamı
Türkiye artık iyiden iyeye seçim sathına girmişken, siyasi pozisyonlar da ittifaklar altında kampanyalarını yürüterek seçimlerden kendi adlarına zaferle çıkmanın gayretinde. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı diğer yanda ise Meclis seçimleri için büyük bir mücadele söz konusu. Buraya kadar olağan şekilde tanımlanabilecek süreçte, ilginç ve üzerinde durulması gereken hususlardan biri HDP ve yedek parti olarak teşkil edilen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile kurduğu angajman. PKK/KCK’nın legal alandaki siyasal uzantısı olan HDP/YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, çeşitli müzakereler sonrasında aday çıkarmama ve Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı dikkate değer. Ancak tamamlayıcı diğer bir gelişme ise PKK/KCK terör örgütünün tüm gücüyle seçim sürecine asılması. Doğası itibarıyla meşru siyasal sistem ve seçim süreçlerine uzak kalması gereken bir terör örgütü adeta siyasi kampanya yürütmeye başlamış durumda.
Millet İttifakı partilerinin ve adayları Kılıçdaroğlu'nun boş bıraktığı alanı YSP (HDP), TİP ve CHP destekçisi medya dolduruyor.
Siyasi hayatımızda artık pek etkisi kalmadığı düşünülen sol-sağ kutuplaşmasını seçimlere giderken yeniden üretiliyor.
26 parti 9 Nisan'da milletvekili aday listelerini YSK'ya sundu. Her seçimde listeler eleştirilir. Bu defa da farklı değil. Parti genel merkezleri listeleri birçok denklemi hesap ederek zorlu hesaplamalarla oluşturuyor. Yerel beklentilerin tam karşılanamaması ve bazı kırgınlıkların olması kaçınılmaz.
Türkiye güvenliği için her türlü tedbiri alır!
14 Mayıs seçimleri için cumhurbaşkanı aday listesi dün kesinleşti. 4 adaydan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 43 günlük propaganda döneminin başladığı gün, Gaziantep- Kilis afet konutlarının temelini atmak için deprem bölgesindeydi. Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu, eski cumhurbaşkanlarından A.Necdet Sezer'den sonra A.Gül ile görüşerek sofrayı genişletme gayretindeydi.
HDP kurulduğundan bu yana Türk solunun irili ufaklı çok sayıda örgütüyle birlikte hareket ediyor. Hatta partileşmeden önce kurulan Halkların Demokratik Kongresi adlı çatı örgütü, PKK ve bağlı kuruluşlarının yanı sıra bu sol partilerden ve STK’lardan oluşuyordu.
Insight Turkey'in “Yol Ayrımında Türkiye: 2023 Seçimi” başlıklı bu sayısının, Türkiye'de son dönemde siyaset gündemine yön veren bazı konuları ele alacağına inanıyor ve umut ediyoruz ve inanıyoruz ki, konuyla ilgili ortaya atılan anlayışlı ve teşvik edici tartışmalar okuyucularımıza faydalı olacaktır.
Dört cumhurbaşkanı adayı öne çıkarken iki ana ittifakın genişleme ve iç dizayn çabaları sürüyor.
14 Mayıs seçimleri tartışmasız, yakın tarihimizin en kritik seçimi. İttifakların ve adayların telaşından, giderek sertleşen söylemlerinden bunu her düzlemde görmek mümkün. Kampanya döneminin son düzlüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki polemikler yükselmeden iki adayın ülkemizin geleceğine dair ne söylediğine ve daha önemlisi neyi muğlak bıraktığına odaklanmak faydalı olacak.
Muhalefet kesiminde tehditler, mahalle baskıları, ümit ile rövanş arzusunun karışımı öfke hissiyatı giderek birbirine karışıyor. 14 Mayıs seçimleri seçmenin siyasi-ideolojik ayrımları ve kapışmaları anlamlandırmakta zorlanacağı bir seyre yöneliyor. Şimdiden "pusu, dayatma, terörün gölgesi" gibi suçlamalar Millet İttifakı'nın iki büyük partisi arasındaki çekişme için kullanılıyor.
ABD, Türkiye’deki seçim sonuçlarına göre PYD/YPG’yi KYB ile de güçlendirilmiş şekilde Türkiye’ye kabul ettirebileceğinin ve burada Öcalan’ı da yeniden aktörleştirebileceğinin hesabını yapıyor olabilir. Ancak Bafel’in oynadığı bu riskli oyunun kendisi adına büyük bir bedeli olacağı da çok açıktır. Türkiye’nin düşmanlarıyla dost olmak Türkiye’nin de düşmanı olmak anlamına geldiğinden bundan en büyük zararı KYB ve Bafel görecektir.