Seçim sonuçlarına bakıldığında, bu seçimlerde kültürel reflekslerin, kimlik algılarının önemsiz olacağına ilişkin öngörülerin boşa çıktığı görülüyor.

Bu seçim bile sadece Türkiye'nin değil, içinden geçtiğimiz süreçte küresel ölçekteki birçok kesimin kutuplaştığının en bariz göstergesiydi.

Bu tarihsel bloğa kimliğini ve rengini veren asıl dinamik, pratikte AK Parti karşıtlığı gibi gözükse de, esasında daha derinlerde yerleşik olan demokrasi, siyaset ve halk karşıtlığıdır.

Fahrettin Altun, “Bizim temel meselelerimiz var. Türkiye'nin temel meseleleri var. Bir de bir rutin var. O rutinin işlemesi gerekiyor.” hatırlatmasında bulunarak, “Umuyorum bu süreç bir türbülans halini almaz.” dedi.

Türkiye koalisyonlara henüz hazır değil. Önümüzde ya koalisyonların istikrarsızlığından kaçmak için erken bir seçim var ya da koalisyonları mümkün kılacak yeni bir elit yönelimi.

Türkiye'yi bugünkü refahına taşımış isimler, bundan sonrası için de istikrarın direklerinden olacaktır.

Ufuk Ulutaş, erken seçime gidilmesinin ekonomiye zararı göz önüne alındığında, MHP ile AK Parti'nin koalisyona girme ihtimalinin erken seçimden daha düşük olduğunu ifade etti.

Hatice Karahan: “İstikrarsızlık görünümü, tanım itibariyle de algı itibariyle de şuan oluşmuş durumda.”

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, "Mesele bir kağıda imza atarak bir koalisyon hükümeti kurulması değil, yeni Türkiye'nin yönetilmesi meselesidir" dedi.

Murat Yeşiltaş: “Dünya basınına baktığımız zaman seçim öncesi ve sonrasına ilişkin tavırlar arasında ciddi bir farklılık olduğunu gözlemlemek mümkün.”

8 Haziran tarihi itibariyle Türkiye siyasetinde bir kilitlenme yaşandığı açık. Koalisyon fetişizmiyle bu kilitlenmeyi görmezden gelmek, mevcut duruma güzelleme yapmak doğru değil.

AK Parti bir dava partisi olduğu ölçüde halktan teveccüh alıyor. AK Parti'yi ayakta tutan ana ideolojik omurganın daha ön plana çıkarılması ve bu omurgadan gelen yeni ve yıpranmamış yüzlerin partiye enerji ve heyecan katması elzem.

HDP, artık dindar Kürtlerin de oy verebileceği bir parti noktasına gelmiştir. Dindar Kürtleri de içine alan bu yükselen Kürt milliyetçiliği hem Türkiye'nin hem de AK Parti'nin en önemli sorunudur.

Fahrettin Altun, HDP'nin “siyasi taktikler yumağına” döndüğünü belirtti.

Çözüm sürecinin diğer tarafı olan Kürt milliyetçi hareketi, her şartta gücünü ve etkisini maksimize eden, realist ötesi makyavelist bir hareket olduğunu açıkça gösterdi.

Erdoğan'a dostluk veya düşmanlık edenler onun kutsallığına veya insani kötülüğüne değil, siyasal fonksiyonuna tavır alıyorlar.

Medyada AK Parti, CHP, MHP ve HDP arasında, farklı konfigürasyonlarla kurulabilecek hükümet senaryoları tartışılıyor. Seçim öncesinde AK Parti'nin iktidardan düşürülmesi gerektiğini söyleyenler de dahil olmak üzere AK Parti'nin içinde bulunduğu bir koalisyon senaryosu en güçlü senaryo.