Mısır'da "Hayır' Oyu İçin Propaganda Yapılamadı

SETA Ankara Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Özkan, Mısır'da gerçekleşen Anayasa Referandumu öncesi muhalefetin ‘Hayır' oyu için propaganda yapmasına izin verilmediğini, yapanların hapse atıldığını belirtti.

Devamı
Mısır'da quot Hayır' Oyu İçin Propaganda Yapılamadı
Mısır Darbe Anayasası'nı Oyluyor

Mısır Darbe Anayasası'nı Oyluyor

SETA Dış Politika Araştırma Asistanı Can Acun, Mısır'da gerçekleşen referandum sonucu kabul edilecek yeni Anayasa ile ordu-yargı-polis vesayetinin kurumsallaşacağını ve bürokratik tüm unsurların yetkilerini genişleteceğini belirtti.

Devamı

Mısır'da yaşanan Anayasa Referandumu sürecini yorumlayan SETA Dış Politika Araştırma Asistanı Can Acun, Sisi'nin ordu-yargı-polis vesayet rejiminin kurumsallaştığı bir yapıda arka planda kalmasının daha rasyonel olduğunu aktardı.

SETA Dış Politika Araştırma Asistanı Can Acun, Mısır'da devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin yargılanacağı davanın 1 Şubat'a ertelenmesinin nedenlerine dair değerlendirmelerde bulundu.

Mısır'da Savunma Bakanı General Sisi için bir sonraki adımın Cumhurbaşkanlığı makamı olacağı söylenebilir. Çünkü adaylığını desteklemek için yeni kampanya grupları ve hareketler ortaya çıktı bile.

Gülen Cemaati'nin bürokrasideki gücüne dayanarak giriştiği operasyonel mühendislik yeni bir vesayet formunun gelişimine tekabül ettiği için Türkiye demokrasisini tehdit etmektedir.

Mısır'da Asker-Yargı-Polis Devletini Kurumsallaştıran Yeni Anayasa

Mısır'da şimdi paradoksal şekilde tamamen seküler, liberal ve Nasırcı pozisyonlar tarafından domine edilerek darbe sonrası süreçte sivil siyasetin alanını daraltan ve Asker-Yargı-Polis devletinin kurumsal alt yapısını oluşturan yeni bir Anayasa var karşımızda.

Devamı
Mısır'da Asker-Yargı-Polis Devletini Kurumsallaştıran Yeni Anayasa
İhvan Neden Terör Örgütü' İlan Edildi

İhvan Neden ‘Terör Örgütü' İlan Edildi?

İhvan'ın terör örgütü olarak ilan edilmesi, Mursi'nin devrildiği 3 Temmuz'dan bu yana alınan en radikal kararlardan birisi olarak nitelendiriliyor.

Devamı

30 Eylül'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ‘Demokratikleşme Paketi'nde başörtülü kadınların kamu kurumlarında herhangi bir yasak ve sınırlamaya maruz kalmaksızın çalışabileceği açıklandı. Her ne kadar bazı meslek gruplarının kararın dışında tutulması bu konudaki ayrımcılığı tam olarak ortadan kaldırmasa da, şüphesiz yaklaşık elli yıldır kadınlara yönelik süren bir keyfi uygulamaya son verilmiş olması demokratikleşme adına ve Türkiye'de kadınların sosyal hayatta aktif bir şekilde yer alabilmesi açısından önemli bir dönüm noktası oluşturuyor. Açıklamanın ardından Meclis'e beş başörtülü vekilin girmesi ve giriş esnasında 1999'da yaşananların aksine partilerin daha sağduyulu bir tavır sergilemesi normalleşme konusunda önemli bir işaret olarak görülebilir. Başbakan tarafından atılan bu önemli adımın Türkiye'nin sosyal ve siyasal hayatında pek çok olumlu gelişmeyi beraberinde getireceği kesin.

Mısır'da 3 Temmuz Darbesi'yle yönetimden olan Cumhurbaşkanı Mursi ve İhvan yöneticilerinin yargılanacağı duruşma 4 Kasım'da başlıyor. Muhalefet, haftayı “Halk İradesinin Yargılanış Haftası” ilan etti.

30 Eylül 2013'te açıklanan demokratikleşme paketi Kürt meselesi ve PKK açısından yeni bir dönüm noktası oldu. Ortaya çıkan paketi elinin tersiyle iten Barış ve Demokrasi Partisi'nin demokratikleşmeye katkı vermediği ortada. Kürt siyasi hareketi yıllar içinde kendisine bir 'Kürt meselesi dünyası' yarattığının farkına varamadı. Bu dünyanın en temel özelliği Kürt meselesinin adeta hiç bitmeyecek, hiç normalleşmeyecek bir sorun olarak algılanması var. Özellikle sıradan bir Kürt bireyin sadece Kürt olmaktan kaynaklı şikâyetleri ortadan kalkmaya başlayınca Kürt siyasi hareketi ciddi bir boşluğa düşüyor. Tam da bu sebepten, Kürt sorunu çözüldükçe PKK vesayetinden kurtulması beklenen Kürt siyasi hareketi daha fazla PKK'nın dipnotuna dönüşüyor.

Tartışma ve ayrışma paket üzerinden yaşansa da, aslında, Erdoğan'a yönelik tutumdan besleniyor. 12 Eylül 2010 referandumundan beri, Erdoğan'a ilişkin tutum alışlar, siyasal mevzilenmenin temel göstereni haline dönmüş durumda.

Gezi eylemleri, demokrasi talebinin yaşam tarzı kaygılarına feda edilmesini sembolize etmektedir.

Sadece Mısır halkının değil Mısır elitlerinin de Erdoğan'a sempati duyduğu bir ortamda Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kopmasından bahsetmek gerçekçi olmaz.

Son birkaç gündür Kahire'de adım adım darbeye şahitlik ettik. 30 Haziran hedefli komplo, Genelkurmay Başkanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'ye 48 saatlik süre tanıdığını ifade eden ‘Ulusa Sesleniş' konuşması sonrası darbesever muhalefetin sokaklarda kutlamalar yapması ve nihayetinde tankı-topu ile ordunun cebren Mursi'yi devirmesi ile sonuçlandı.