12 Eylül'den 12 Haziran'a Siyasal Partiler: BDP

SETA PANEL   Oturum Başkanı:     Yılmaz Ensaroğlu, SETA    Konuşmacılar:    Ruşen Çakır, Vatan Gazetesi     Feridun Yazar, Siyasetçi    Hüseyin Yayman, Gazi Üniv.  Tarih: 4 Mayıs 2011 Çarşamba  Saat: 17.00-19.00  Yer: SETA, Ankara

Devamı
12 Eylül'den 12 Haziran'a Siyasal Partiler BDP
Bosna-Hersek'te Sıkıntılı Günler

Bosna-Hersek'te Sıkıntılı Günler

Sırp Cumhuriyeti ile Bosna siyasi aktörleri anlaşamadığı için 3 Ekim seçimlerinden beri Bosna'da hükümet kurulamıyor.

Devamı

Seçimler, bütün siyasal partiler açısından refarandum sonuçlarını tamir veya tahkim etme çabasına sahne olacak.

12 Haziran 2011'de yapılacak genel seçim, 2000'lerin başından itibaren statüko lehine mevzi kazanan değişim iradesinin en kritik duraklarından biri olacak.

Tunus'ta başlayıp Ortadoğu'yu hızla kuşatan siyasal dalga, değişimin kaçınılmaz ve sonuçlarının birçok aktör için muğlâk olduğunu gösterdi.

1990'larda yapması gereken yeniden yapılandırmayı başaramayan Türkiye'nin, Erdoğan seçeneğini iyi kullanmadığı takdirde daha büyük faturalar ödemesi mukadderdir.

Endişeli Modernlerin Demokratlık Testi

AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana dönem dönem bazı enstrümanların bağlamından koparılmasıyla oluşturulan bu kampanyalar ve öne sürülen iddialar, toplumsal bir endişeden öte siyasal hesaplara dayanıyor.

Devamı
Endişeli Modernlerin Demokratlık Testi
Türkiye'nin Düzen Arayışı

Türkiye'nin Düzen Arayışı

Referandumdan önce yeni düzenin imkânsız kılınması üzerine verilen uğraş, referandumdan sonra yerini yeni düzenin sınırları üzerindeki müzakereye bırakacak.

Devamı

SETA Araştırmacılarının 2010 yılındaki gelişmeleri değerlendirdikleri "2010'da Türkiye" analizi yayınlandı.

9 Ocak'ta başlayan ve bir hafta sürecek olan Güney Sudan’daki referandum, Sudan’ın 1956'da bağımsızlığını kazanması kadar tarihi bir gelişmedir.

CHP, AK Parti'nin demokratikleşme hamlelerinin, kendi tabanının kaygılarını da hesaba katan bir düzlemde ilerlemesi için değişim rotasına girme zorunluluğunu hissediyor.

Hürriyet gazetesinin 1966’dan beri mensubu, 1974’ten beri de başyazarı olan Oktay Ekşi, 28 Ekim 2010 tarihli köşe yazısından dolayı istifa etti.

Türkiye ve İsrail’in ilişkilerinin gerçek manada düzelmesi için İsrail’in Mavi Marmara katliamının diyetini vermesi sadece bir başlangıç olacaktır.

Wikileaks adlı internet sitesi,  yayımladığı belgelerle Amerikan Dişişleri'nin  (tabiri uygunsa) yatak odasını açmış oldu.

İktidar partisinin Alevi Açılımı adımına kendini yakın hissetmeyen Aleviler, siyasi merkezle ilişkilerini Kılıçdaroğlu dönemindeki CHP üzerinden revize edebilirler.

Referandum sonrasında bugün MHP, Orta Anadolu'daki seçmeni tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.

Başbakan’ın yeni dönemde tarih yapan, öncü bir rol üstlenip toplumu üçüncü değişim projesine ikna etmesi gerekiyor. Türkiye siyasetinin en buhranlı dönemlerinden birinde kurulan ve toplumun değişim talebini siyasi bir projeye dönüştüren Adalet ve Kalkınma Partisi, girdiği dört seçimden birinci çıkarak kalıcı bir parti olup olmayacağı tartışmalarına net bir cevap verdi. Düzenin yeniden yapılandırılması arzusunu doğru okuyan AK Parti, geçen sekiz yılda önce kendi tabanını, sonra ülkeyi önemli ölçüde değiştirdi/dönüştürdü. Adalet ve Kalkınma Partisi ANAP gibi bir dönem partisi olacağı öngörülerini boşa çıkartarak Türkiye’nin ‘kadim partisi’ olma yolunda köklü adımlar attı. Bazı entelektüeller tarafından kuruluş sürecinde ‘bir konjonktür’ partisi olarak tarif edilen Adalet ve Kalkınma Partisi, bu öngörüleri boşa çıkartarak Türkiye’nin ‘büyük partisi’ olma yolunda epey mesafe aldı. Partinin güçlü liderliği, kurumsallaşma yolunda dezavantaj olarak görülse de Erdoğan, bu dezavantajı avantaja dönüştürerek partisinin sahih ve kalıcı bir toplumsal harekete dönüşmesini sağladı ve bu dönemde ciddi bir AK Partililik kimliği inşa etti. Erdoğan ismi üzerine inşa edilen AK Partililik kimliği her seçimde daha da pekişti ve siyasal bir hüviyet kazandı.

AK Parti’nin sözcülüğünü üstlendiği siyasal değerlerin karşıtlığında kendisini üreten yeni bir siyasal kimliklenme süreci yaşanmaktadır.

Referandum süreci Türkiye’deki siyasi yapıyı kökünden sarsacak dinamikleri harekete geçirdi.

“Söz”ün değeri sahibine göre ölçülür; yani sözün kendisi kadar onu “kimin” söylediği ve “nasıl” söylediği de önemli. Dolayısıyla doğru bir sözü doğru bir şekilde ortaya koyabilmek sahici bir meziyet. Bunun aksine yanlış bir sözü doğruymuş gibi aktarmak ya da doğru bir sözü yanlış bir biçimde iletmek ise vahim sonuçlar doğuruyor. Türk medyasının en temel sorunlarından biriyle tam da bu noktada yüzleşiyoruz: Medyamızda sözün özüne, yani “ne” söylendiğine, tarafsız bir biçimde bakmadan ve de sözün doğruluğunu yeterince araştırmadan haberler üretilebiliyor.