Salgın sonrası jeopolitik denklemler Türkiye'nin bölgesel rolünü güçlendirecek bir değişime işaret ediyor.
Devamı
Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti Hafter güçlerini gerileterek alan kontrolünü genişletmeye devam ediyor. UMH, aradaki mesafe ve lojistik zorluklara rağmen Türkiye'nin sağladığı stratejik destek ile Rusya, BAE ve Mısır'dan destek alan Hafter güçlerini önce durdurdu ve son günlerde ise geriletmeye başladı. Bu da hem sahada hem de uluslararası alanda dengelerin değişmesi anlamına geliyor. Önce Trablus'tan Tunus sınırına kadar olan bölgenin sonra da Vatiyye askeri üssünün kontrol edilmesi bu anlamda büyük bir başarı ve önemli bir dönüm noktası.
Devamı
Libya'da baş döndürücü gelişmeler görüldükçe Akdeniz'in suları bir başka ısınmaya başladı. Birçok devlet, büyük hesaplarının peşinde, Libya'yı maske olarak kullanmaya ve uzun vadeli çıkarlarını Libya'da kurulan kirli denklem dahilinde gerçekleştirmeye çalışıyor. Yorum yapabilmek için "Libya oyunu"nu anlamak için, oyuna dahil olan ülkelerin ana amaçlarının ve stratejilerin incelenmesinde fayda var. Ancak öncelikle Libya'nın, halen istismar edilen iç dinamiklerini anlamak gerekiyor.
Libya'da askeri denklem değiştikçe diplomasi arayışları da öne çıkıyor.
Türkiye Ortadoğu'nun belki de en aktif askeri oyuncusu oldu. Suriye'den Libya'ya kadar askeri operasyonlar yapıyor. Cumhuriyet tarihimizde görmediğimiz bir hareketlilik ve müdahaleler dönemine girdik.
Türkiye'nin Kasım 2019'da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Doğu Akdeniz'de yetki sınırlandırması ve karşılıklı işbirliğini içeren iki muhtıra imzalaması çerçevesinde UMH'ye destek vermeye başlaması ile birlikte sahada da ciddi değişimler meydana gelmeye başladı.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Fransa, Mısır, Yunanistan, Güney Kıbrıs ve BAE’nin imza attığı bildirinin amaç ve muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.
Devamı
Covid-19 salgını sırasında Doğu Akdeniz'deki gerilim düşerken Libya krizi derinleşiyor. Salgın petrol fiyatlarını vurunca ExxonMobil, Total ve ENI, 10 ve 6 numaralı parsellerdeki sondaj projelerini durdurdu. Bu kararlar, Türkiye'nin donanması ve üç sondaj gemisiyle Doğu Akdeniz'deki haklarına sahip çıkarak önerdiği hakkaniyetli paylaşıma katkı sağlayacak mahiyette.
Devamı
Covid-19 salgını nedeniyle yaşanan krizin bütün dünyayı çok önemli oranda etkileyeceği, kriz sonrasında oluşacak “yeni normalin alıştığımız normal olmayacağı” neredeyse herkesin ortak kanaati.
Aldığı tüm silah desteğine rağmen başkent Trablus'u ele geçiremeyen Halife Hafter, müttefiklerinin desteğiyle yurt dışından getirilen paralı askerleri kullanıyor.
Nisan 2019 itibarıyla Trablus'a saldıran milis lider Halife Haftar bu hafta başında, "halkın kendisine verdiği yetkiyle", "Libya Siyasi Anlaşması"nı rafa kaldırdığını, "önümüzdeki zor süreçte Libya Ordusunun yönetimde olacağını" duyurmuştur. Bu duyuru zımnen doğu bölgesindeki bütün siyasi yapıların feshi anlamına gelmektedir.
Önce pazartesi akşamı "halkın iradesini kabul ettiğini" söyleyerek "yeni bir hükümet kuracağını" ilan etti. Hafter, Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) başında. Görünüşte LUO da Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin emrinde.
Bazı çatışma bölgelerinde ateşkes ilan edilmiş olsa da genel kanı, silahlı grupların, koronavirüs salgınının neden olduğu belirsizlik ve hareketsizliği bir fırsat olarak gördüğü yönünde.
Ortadoğu'nun çatışma bölgelerindeki hareketlilik devam ediyor. Koronavirüs salgınının uluslararası sistemin yapısını, dünya ekonomisini ve devletlerin istikrarını nasıl etkileyeceği tartışmaları sürerken özellikle Libya'da sıcak gelişmeler yaşandığını belirtmek gerekir. BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile darbeci Hafter güçleri arasındaki çatışmaların seyri son bir aydır değişim gösteriyor.
Libya sahasında son durum nedir? Sahada yaşanan gelişmelerin siyasi ve diplomatik etkileri olur mu? Libya krizinin toplumsal etkileri neler? Berlin Deklarasyonu’nun uygulanmasında gelinen nokta nedir?
SETA, internet üzerinden takip edilen "Ortadoğu'nun Çatışma Gündemi - Libya" konulu panel düzenledi.
Libya'da, Haftar üzerinden askeri bir diktatörlük kurarak Libya halkının Şubat Devrimi'yle devirdiği Kaddafi rejimini hortlatıp, ülkeyi BAE ve onun üzerinden İsrail'in bölge stratejisinin aparatına dönüştürme girişimleri Türkiye-Libya arasındaki iş birliğiyle bozulmuştu.
Kovid-19 pandemisi ile mücadele ettiğimiz günlerde gönlümüz felaketten insanlığın ders almasını istiyor. Ama pandeminin varlığı bile güç mücadelesini, çatışmaları bitiremiyor.
Değişim her daim “devamlılığa” meydan okuyan bir olgudur. Ancak değişimin kontrollü, kontrolsüz veya travma şeklinde gelişmesi söz konusudur. Kontrollü değişim genellikle heyecan verici ve sükunet istikametinde duygu kabarmasına neden olurken kontrolsüz değişim sahip olunan kapasite ve kabiliyetin ötesine geçtiği durumlarda panik ve güvensizlik hissini tetikleyebilir.
Ne yazık ki büyük güç rekabetinin yoğunlaşması yönündeki emareler daha güçlü. Pandemi sonrası yeni bir düzenin kurulması değil, düzensizliğin artması bekleniyor. Uluslararası sistemde yeni bir güç dağılımı, yeni politik ekonomi ve normlar oluşmadıkça düzen kurulamaz. Ülkeler de yeni ittifaklara mecbur kalacak ölçüde çaresizliğe düşmedikçe radikal değerlendirmeler yapmayacaktır.
İdlib'in batısı ve kuzeyinde güvenli bir bölge kurulması için faaliyetlere şimdiden başlanmalı. Ateşkes bir daha bozulduğunda Türkiye ya İdlib'den tümüyle çıkmaya zorlanacak. Bu da diğer üç güvenli bölgeyi sıkıntıya sokar. Ya da Ankara, daha kapsamlı bir çatışmayı göze alacak. Bu iki kötü ihtimalden kaçınmak için sahada askeri anlamda tedbirler bugünden alınmalı.