Kriter’in Eylül Sayısı Çıktı: Türkiye Küresel Krizden Güçlenerek Çıkacak

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 27. sayısı raflardaki yerini aldı.

Devamı
Kriter in Eylül Sayısı Çıktı Türkiye Küresel Krizden Güçlenerek Çıkacak
NATO'da ABD-AB Gerilimi ve Türkiye'nin Konumu

NATO'da ABD-AB Gerilimi ve Türkiye'nin Konumu

ABD, NATO’nun en güçlü ülkesi olarak ittifakı yeniden dizayn etmek istiyor ve üyelerin bu durumu kabul etmesini bekliyor. Ancak AB'nin bu yeni NATO görüşüne karşı çıkması Transatlantik ilişkilerde gerilime yol açıyor.

Devamı

Trump'ın dış politikasına benzer, ABD tarihinde önemli örnekler var. En çarpıcısı Wilson’dan Roosevelt’e uzanan süreçte ABD’nin benzer şekilde attığı adımlar. Bu örnekler bize dünya savaşlarını hatırlatıyor.

ABD'nin ekonomik refahı, iç güvenliği ve değerlerinin kurulması ilk halkayı oluşturmaktadır. Dışarıda kalan ikinci halka ise terörle mücadele, güç dengesi, NATO ve stratejik silahlara odaklanmaktadır.

Yeni dönemde, siyasi istikrarın, ekonomik büyümenin ve güçlü siyasal liderliğin hedefe konacağından emin olabiliriz.

Türkiye, Batı'daki siyasi aktörlerin iç çekişmesinin ana konusu haline gelmiş durumda. Ve bir yüzyıl öncesinde olduğu gibi küçülen, parçalanan bir "Türkiye" değil bu, büyüyen bir "Türkiye"!

Kuzey Irak’ta Etnik Çatışma Planı Var mı?

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan B. Yalçın, Kuzey Irak’ın etnik unsurlarının bölgenin şekillendirilmesi üzerindeki etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Kuzey Irak ta Etnik Çatışma Planı Var mı
ABD Türkiye nin Ağırlığını Azaltmaya Çalışıyor

ABD Türkiye’nin Ağırlığını Azaltmaya Çalışıyor

SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse Türkiye-ABD ilişkileri ve ABD’de açılan davalar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Körfez’de gelinen noktada taraflardan beklenen karşılıklı adımlar atarak krizi yumuşatmalarıdır. Bu açıdan Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a atfettiği rol önemli.

Trump yönetimini tahkim edebilmiş değil. Böyle olunca Trump'ın kendine has bir dış politika üretmesi imkânsız hale geliyor. Obama'nın sahneye sürdüğü siyaset değişmiyor.

Mısır’daki darbe yalnızca Mursi'nin yerine Sisi iktidarını tesis etmekle kalmadı, aynı zamanda bütün Ortadoğu'da yaşanan değişim rüzgarlarının tersine dönmesine zemin hazırladı.

Karşımızdaki bir yıpratma savaşıdır. Vekiller üzerinden yürütülen bir yıpratma savaşı. Tarafların savaş enerjisi tükenene kadar devam eder.

Yaşanan onca sarsıntıya, maruz kalınan onca saldırıya rağmen hâlâ uykusundan uyanamayanlar var. Sayıları da hiç az değil. Gördükleri rüyaların tadına varmaya çalışıyorlar. Postmodern rüyalar...

Trump patlamaya hazır bomba. Her an herkesin üzerine sıçrayabilir. Her konuda bir şey söylüyor. Ufak denemeler yapıyor. Fakat bu adımlar henüz kendini bağlayacak nitelikte değil.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörlüğü, “Ortadoğu’da Ulusal Güvenlik Stratejileri” başlıklı bir kitap derleyecek.

DEAŞ ile mücadelede öne çıkan strateji hem Musul ve Rakka'nın düşürülmesi hem de Suriye- Irak bağlantısının koparılmasıydı. Bu hedefe yaklaşıldıkça rakip güçlerin Deyr ez Zor'u ele geçirme kavgası büyüyor.

Amerika, kendi kıtasına çekildikçe NATO üyeleri arasındaki sorunların sayısı da artış gösterecektir.

Avrupa'nın en güçlü ekonomisi tabii ki bir ordu kurabilir. Ancak böylesi adımlar atması tüm Avrupa siyasetinin dengelerini alt üst etmek anlamına gelir.

2011’den bu yana Ortadoğu’dan çekilen ve Suriye gibi olaylarda çözümsüzlüğü bir yöntem olarak benimseyen ABD’nin bu tavrı, çok ülkenin canını acıttı. Müttefiklerinin hepsi bundan zararlar gördü.

Türkiye Trump'tan müttefiklik hukukuna uygun hareket etmesini ve CENTCOM'un PYD'ye verdiği desteği kesmesini isteyecek. Karşılığında Türkiye'nin dostluğunu önerecek. Eğer kabul görmezse kendi yolunu çizmek zorunda kalacağını söyleyecek.

Amerika atacağı her adımda Rusya'nın Suriye içerisindeki askeri varlığını dikkate almak zorunda. Bu da Trump'ın ağır hareket etmesine neden oluyor.