ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve geldikten sonra ilgilendiği ilk konulardan birisi Gazze bağlamında yaşanan gelişmeler oldu. Trump, Şubat’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu kabulü sonrasında yapılan basın toplantısında Gazze’nin geleceğine dair ortaya koyduğu planda ABD’nin Gazze üzerinde siyasal ve ekonomik tahakküm kuracağını ifade etti. Söz konusu plan kapsamında Mısır ile Ürdün topraklarında Gazzelilere daha güvenli ve daha yaşanabilir konutlar inşa edileceğini belirten Trump, bu sürecin sonunda Filistinlilerin geri dönüş hakkı olmayacağını ifade etti.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 99. sayısı raflarda yerini aldı.
Devamı
ABD Başkanı Donald Trump, son günlerde Gazze özelinde yaptığı açıklamalarla seçim propaganda sürecinde kullandığı söylemin aksi bir pratiği hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Trump’ın Gazze'deki Filistinlileri yerinden etme planı, bölgesel güvenliği tehdit eden, uluslararası hukuku ihlal eden ve Filistin davasını yok etmeye yönelik bir projedir.
5 Şubat 2025’te Amerikan Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun ABD ziyareti sırasında Gazze’ye ilişkin bir plan açıklamıştır. Bu plana göre bölge ABD’nin kontrolüne bırakılacak ve Gazze yeniden inşa edilecektir. Ancak Trump tüm bu adımların ancak Gazze halkının bölgeden tahliye edilmesinin ardından gerçekleştirilebileceğini ileri sürmüştür.
İkinci Balfour Deklarasyonu olarak tanımlanan bu hukuksuz adım özellikle Körfez ülkeleri tarafından kesin bir dille reddedildi ve “etnik temizlik” olarak nitelendirildi.
7 Ekim’de başlatılan Aksa Tufanı Operasyonu’ndan bugüne bir direniş örgütlenmesi olarak Hamas eş zamanlı olarak askeri ve siyasi hamleler yaparak İsrail’in işgal ve soykırım çabasına karşı mücadele etmektedir.
Devamı
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze halkının Ürdün ve Mısır’a gönderilmesini istediği yönündeki sözleri şüphesiz en çok muhataplarını tedirgin etmiş vaziyettedir. Öyle ki bu tedirginlik Ürdün Kralı Abdullah’ı konunun detaylarını görüşmek üzere geçtiğimiz hafta ABD’nin yolunu tutmaya zorlamıştır. Kral Abdullah’ın görüşme öncesi, esnası ve sonrasındaki söylemleri ve eylemleri büyük yankı uyandırmıştır.
Devamı
Trump-Netanyahu görüşmesinin dolaylı bir etkisi de Netanyahu’ya ve onun sağ ortaklarına bir alternatif olarak çıkması beklenen Naftali Bennett’in olası planlarının suya düştüğü söylenebilir.
Libya’daki krize fazla müdahil olmayan İsrail yönetiminin, yakın olduğu tarafa dair renk vermemeye çalışsa da Mısır'ın etkisiyle ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e askeri destek sağladığı ifade ediliyor.
Doğu Akdeniz’de ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, Mısır ve İsrail gibi bölgesel güçlerin bir parçasını oluşturduğu çetin bir rekabet söz konusu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de bu rekabetin bir parçası.