Ateşkeste Son Durum: İsrail Yine Aşırı Sağa Teslim

Netanyahu'nun operasyona devam kararıyla bir yandan Divan’ın temennisi çiğnendi, diğer taraftan yargılama sürecine yönelik İsrail'in hanesine bir çentik daha atıldı.

Devamı
Ateşkeste Son Durum İsrail Yine Aşırı Sağa Teslim
Gazze de Ateşkes Çabaları ve İsrail in Uzlaşmazlığı

Gazze’de Ateşkes Çabaları ve İsrail’in Uzlaşmazlığı

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de uygulamaya koyduğu soykırım devam ederken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın "bölge turları" ve onunla birlikte Katar ve Mısır gibi bölgesel aktörlerin ateşkes girişimleri de devam ediyor. Blinken bir taraftan İsrail tarafındaki nispeten "makul" aktörlerle görüşmeye çalışarak Netanyahu ve aşırı sağcı müttefiklerini dengelemeye çalışıyor, diğer taraftan da Mısır ve Katar'dan Hamas'ı ikna etmelerini istiyor. Ancak hem Blinken'ın beyhude çabalarında hem de ateşkes girişimlerinin başarısızlığında sorun aynı yerde düğümleniyor: İsrail'in uzlaşmazlığı.

Devamı

Son üç günde gerçekleşen bir röportaj ve bir konuşma dünya siyasetinin nereye gittiği hususunda alarm zillerini çaldırıyor.

Başkan adaylığı yarışındaki Trump yeni NATO söylemi ile dünya gündemine yerleşti. Daha önce NATO'yu "modası geçmiş bir örgüt" olarak nitelediği ve yüzde 2'lik savunma harcama kotasını karşılamayan üyeleri suçladığı biliniyordu. Trump bu defa, Güney Carolina'daki mitingde "harcama kotasını karşılamayan müttefiklere karşı Rusya'yı ne isterse yapmaya teşvik edeceğini" söyledi. Bu açıklama Cumhuriyetçilerin Ukrayna'ya yeni askeri desteği Kongre'de bloke ettiği ve Putin'in NATO'nun beş kez genişlemesini Ukrayna'daki savaşın temel sebebi ilan ettiği mülakattan sonra geldi.

SETA Dış Politikası Araştırmacısı Bilgehan Öztürk, TV Net ekranlarında yayınlanan 19. Saat programında, İsrail’in Gazze şeridinde soykırıma varan eylemleri ve uluslararası kamuoyunun ateşkes çabaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adaylığına kesin gözüyle bakılan Trump’ın NATO’yla ilgili sözleri Amerika’nın küresel liderlik iddiasının ne kadar kırılgan olduğunu tekrar gösterdi. Trump bazı NATO üyesi ülkelerini askeri harcamalarını yeterli seviyeye getirmedikleri takdirde tehdit edeceğini söyledi. Rusya’nın onlara ‘ne isterse yapabileceğini’ dile getiren Trump, başkanlığı dönemindeki anti-NATO söylemini daha da ileri bir seviyeye taşımış oldu. Önceden beri ABD’nin ortak savunma konseptini sorgulayan Trump’ın NATO üyesi bir ülkeyi korumaması bu askeri ittifakın pratikte sonu anlamına geliyor. NATO’nun 5. maddesine dayanan kolektif savunma anlayışının caydırıcılığının ortadan kalkması ittifakın güvencelerinin bitmesiyle kalmayıp ABD’nin de Batı ittifakı içindeki liderliğinin sonu anlamına gelecektir. Rusya ve Çin’le küresel güç mücadelesi içinde olan Amerika’nın Batı ittifakı içinde birlik sağlamadan bu mücadeleyi yürütmesi çok zor hale gelecektir.

Kahire ile Yeni Dönemin Kapıları Açıldı

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'nin Erdoğan ve heyetini eşi ile birlikte karşılaması geçtiğimiz on iki yılda yaşanan ikili sorunları geride bırakma ve imzalanan anlaşmalarla yeni bir işbirliği dönemine geçme iradesini sembolik olarak da gösterdi.

Devamı
Kahire ile Yeni Dönemin Kapıları Açıldı
Erdoğan ın Eleştirisi CHP Seçmenini Rahatsız Eder mi

Erdoğan’ın Eleştirisi CHP Seçmenini Rahatsız Eder mi?

Mayıs 2023 zaferinin verdiği özgüvenle Erdoğan, partisinin önümüzdeki seçimlerden başarıyla çıkacağından emin. Muhalefetin dağınıklığını ve CHP içindeki çekişmeyi bir süredir gündem yapan Erdoğan, iddiasında bir adım daha ileri gitti: "31 Mart kesinlikle bazılarının siyaset sahnesinden tamamen silindiğini göreceğimiz gün olacaktır. Nasıl ki 28 Mayıs'ta bazıları silindiyse, bazıları şu anda yarım yamalak ayakta durmaya çalışıyorsa bunların neticesi de benzer olacak."

Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır ziyaretinden kısa bir süre önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Türkiye'nin Mısır'a insansız hava aracı satacağını açıklamasıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin artık tam anlamıyla dönüşüm geçireceği beklenen bir durumdu. İki ülke arasında on yılı aşkın bir süredir devam eden sorunların geride bırakıldığı artık resmileşti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çarşamba günkü Kahire ziyareti ile Türkiye'nin yürüttüğü normalleşme politikasının bir halkası daha tamamlandı. 

Washington Post’ta yayınlanan bir görüş yazısında, ABD’nin İsrail’in nükleer kapasitesi hakkında artık gerçekleri konuşması gerektiği çağrısı yapıldı. Nükleer silahların yayınlaşması meselesinde uzman isimlerin imzasıyla yayınlanan yazıda, Amerikan devleti yetkililerinin 60 yıldır yürürlükte olan gizli bir başkanlık emri dolayısıyla İsrail’in nükleer silahlarının varlığını inkâr eden bir politika takip ettiği not ediliyor. Uzmanlar, bu politikanın İsrailli siyasetçilerin Gazze’de nükleer silah kullanma tehditleri savurduğu bir dönemde iyice anlamsız hale geldiğini ve Amerika’nın bölgesel çatışma senaryolarını sağlıklı bir şekilde çalışamadığını savunuyor. Bu tür bir çağrı ilk kez yapılmıyor olsa da, bu tür tartışmaların Amerikan kamuoyunda İsrail algısının değişmekte olduğunu ve Amerika’nın İsrail politikasının sorgulandığını gösterdiği söylenebilir.

Günümüz dünyası, hızla değişen güvenlik dinamikleri ve artan jeopolitik rekabetle karşı karşıya. Özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte hızlanan ve biçim değiştiren söz konusu rekabet, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve İsrail'in Gazze'deki saldırıları sonrası derin bir güvenlik krizini de ortaya çıkardı. Üstelik bu kriz, geleneksel askeri çatışmaların uluslararası siyaseti şekillendiren temel bir örüntü olarak geri dönmesiyle sınırlı değil. Teknolojinin giderek artan önemi, yapıcı olduğu kadar yıkıcı olan tarafı, iklim değişiminin neden olacağı olası geniş çaplı krizler, küresel ekonomide yaşan sistemik değişim ve dünya nüfusunun her geçen gün artması, sistemik düzeyde bir kaygı döneminin içinde olduğumuzu bize gösteriyor.

Kriter Dergisi Yayın Koordinatörü Mustafa Caner, Kanal 24 ekranlarında yayınlanan Brifing Saati programında, İsrail’in Gazze şeridinde soykırıma varan eylemlerini değerlendirdi.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Haber Ajandası programında, batılı ülkelerin Ukrayna Savaşı ile Gazze Savaşı karşısındaki ikiyüzlü tavırlarına dikkat çekti.

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı (Divan) önüne ilk kez 2003 yılında, BM Genel Kurulu'nun bir danışma görüşü talebi bağlamında çıkmıştır. BM Genel Kurulu 8 Aralık 2003 tarihinde aldığı karar ile "İşgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in duvar inşasının hukuki sonuçlarının ne olduğuna dair" Divan'dan hukuki görüş talep etmiştir.

Antalya Diplomasi Forumu için dün Antalya'daydım. 147 ülkeden gelen siyasetçilerin, diplomatların, akademisyenlerin, gazetecilerin ve düşünce kuruluşu temsilcilerinin katıldığı forum dünyanın önde gelen forumları arasında saygın bir yere yerleşti. Forum, Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yılına girdiği ve İsrail'in Gazze'de katliamlarına devam ettiği günlerde "krizler döneminde diplomasiyi öne çıkarmak" teması ile toplandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, forumdaki konuşmasında "21. yüzyılın buhranlar çağına dönüşmesinden" duyduğu üzüntüyü anlattı: "Herkesin diline pelesenk ettiği 'kural temelli uluslararası düzen' anlamını ve ağırlığını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir."

ADF, Türkiye'nin bölgede istikrar kurma, güvenliği sağlama ve işbirliğini arttırma hedefinin Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'ın 2023 beyannamesinde ortaya koyduğu ve Türkiye Yüzyılı olarak da söylediği çabaların çok önemli bir göstergesi olarak, bir aktivitesi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 88. sayısı raflarda yerini aldı.

Hafta sonunda Dışişleri Bakanlığı’nın düzenlediği Antalya Diplomasi Forumu’nu takip etme fırsatı buldum. Türkiye’nin dış politika önceliklerini içeren birçok meselenin ele alındığı forumda, bölgesel istikrarsızlık ve küresel meydan okumalar çağında uluslararası sistemin yeniden inşası sorunu benim için öne çıkan tema oldu. ABD’nin 2. Dünya Savaşı sonrası kurduğu ‘kurala dayalı’ uluslararası sistemin ne sorunları çözebildiği ne de istikrarı sağlayabildiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu temel soruna ilişkin farkındalığın öne çıktığı forumda, diplomasinin imkân ve sınırlarının gerçekçi bir şekilde tartışılması Türkiye’nin ayakları yere basan bir liderlik arayışında olduğunun göstergesiydi. Önceden belirlenmiş genel bir paradigmanın katılımcılara sunulması şeklinde gerçekleşen birçok uluslararası toplantının aksine, kavramsal çerçevenin bizzat katılımcıların katkılarıyla oluşturulmaya çalışıldığını gördük. Bu yaklaşım, Türkiye’nin güçlü liderliğinin aynı zamanda ne kadar mütevazı olduğuna ve meselelerin paydaşlarının katılımıyla çözümüne odaklandığına işaret ediyor.

SETA Akademi Direktörü Ferhat Pirinççi, TV Net ekranlarında yayınlanan 19. Saat programında, Kahire’de Hamas ile İsrail arasında gerçekleştirilen ve sonuçsuz kalan ateşkes görüşmeleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Ortadoğu'daki çatışma ve krizler sadece bölgesel değil, aynı zamanda küresel siyasetin dinamiklerini de etkilemektedir. Bu anlamda İsrail'in yalnızca Filistin ölçeğinde bir güvenlik problemi olmadığı, aynı zamanda küresel siyasetin istikrarına ve evrensel barışa da doğrudan tehdit olduğu ifade edilebilir. Nitekim İsrail uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler kararları gibi üzerinde uzlaşıya varılmış, uluslararası barışın tesisini hedefleyen her türlü sürece karşı çıkıp aykırı bir aktör olmaya devam ediyor. Bu kapsamda Gazze'deki sivilleri, özellikle kadın ve çocukları kasten hedef alan İsrail, apaçık bir soykırım işliyor.