BM'nin mevcut güç konfigürasyonunda İsrail'e karşı etkin önlemleri harekete geçirmesi mümkün değil. Ancak İsrail'e karşı meşru, geniş katılımlı yegane uluslararası platform anlamında bir imkan olarak değerlendirilmesi de önemli.
Devamı
Tarihte Yahudilerin yaşadıkları trajediyi araçsallaştıran İsrail devleti kendilerine yönelik en ufak bir eleştiriyi bile antisemitizm üzerinden geçersiz kılmaya çalışmakta ve anti-semitizmi adeta bir susturucu (great sliencer) olarak kullanmaktadır.
Devamı
İsrail’in Filistin genelinde ve Gazze özelindeki saldırıları bu denli cüretkâr şekilde gerçekleştirirken yapay bir şekilde inşa edilmiş 'meşruiyet' unsuruna dayandığı görülüyor.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, İsrail ordusunun abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını değerlendirdi.
İsrail devletinin kuruluşunun hukuki bir temeli var mı? İsrail’in kuruluşuna zemin oluşturduğu söylenen BM Genel Kurulu kararının niteliği nedir? İsrail devletinin ilanından sonraki gelişmelerin hukuki niteliği nedir? İsrail’in “kendini savunma hakkı”nın hukuki esası mevcut mu? İsrail’in hukuk ihlallerine karşı neler yapılabilir?
İsrail’in Filistinlilere yaptığı büyük zulüm Gazze’yi ekonomik anlamda da zorluyor. Eğer saldırılar ve abluka olmasaydı, Gazze’de kişi başına gelir bugünkü seviyesinden % 47 daha fazla olabilirdi
Elbette sorumluluk sıralaması İsrail zulmünü durdurmaz, acılarımıza da derman olmaz. Ancak meseleye doğru açıdan bakmayı ve gereksiz savrulmaları engeller.
Devamı
İsrail'in son saldırıları bütün zayıflığını yeniden göstermiş ve güvenlik krizini daha da derinleştirmiştir. Bu güvenlik krizi ya İsrail'i daha fazla zayıflatacaktır ya da İsrail tamamen kontrol dışına çıkan bir 'haydut devlete' dönüşecektir.
Devamı
İsrail barbarlığının elbette ki sonuçları olacaktır. Bu sürecin sonunda Netanyahu'nun seçim hesaplarının tutmadığını ve hatta Batı Şeria'daki statükoyu bozduğunu bile görebiliriz.
Bugün gördüklerimizi daha önce görmedik ve bu yaşananların önemli yansımaları olacaktır. İşgalci İsrail 1948'den beri bu kadar zayıf görülmemiştir.
Kudüs’te yaşananların arkasında ne var? Şeyh Cerrah olayı nasıl anlaşılabilir? Filistin davası bağlamında son Kudüs ayaklanması nasıl anlaşılmalıdır? Olaylar Kudüs’ten bütün tarihi Filistin’e nasıl taşındı? Bundan sonra neler olabilir?
Mısır tarihinin, demokratik seçimlerle göreve gelen ilk sivil devlet başkanı olan Mursi’nin ölümüyle ülkenin 2011 yılında başlayan demokrasi mücadelesi de ciddi biçimde yara aldı.
Kuşkusuz İsrail işgali denilince akla gelen ilk ülke ABD'dir. Kuruluş sürecinde İngiltere'nin katkısı ve desteği göz ardı edilemezse de sonraki süreçte Amerikan yönetimleri İsrail ile ABD'nin kaderini ortak görmeye başlamıştır. Bu bağlamda dönemsel olarak ABD için Büyük İsrail veya İsrail için Küçük Amerika ifadelerinin de kullanıldığı görülmektedir.
ABD ile İran arasındaki gerilim son haftada tehlikeli bir tırmanışa geçti. Her iki taraftan 'savaş olmayacak' açıklamaları gelse de gidişatın bir savaşla sonuçlanması ihtimali giderek güçleniyor.
Doğu Akdeniz’de ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, Mısır ve İsrail gibi bölgesel güçlerin bir parçasını oluşturduğu çetin bir rekabet söz konusu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de bu rekabetin bir parçası.
Devrim Muhafızlarını terör örgütü ilan etmesi ile ABD'nin hem İran'la ilişkileri hem de, Ortadoğupolitikası açısından önemli bir eşiğe geldiğini gösteriyor.
İran’ın nükleer çalışmaları konusunda atacağı adımlar şimdi daha da ağırlaştırılmış olan Amerikan yaptırımlarının sona ermesi için kesinlikle yeterli olmayacak. Washington yönetimi, İran’ın bütün dış politikasını değiştirmek istiyor.
Bugün ABD'nin İran'a ikinci tur yaptırımları başlıyor. Böylece, 2015 nükleer anlaşması ile kaldırılan yaptırımlar geri dönüyor. Başkan Trump'ın 'emsali görülmemiş' diye tanımladığı yaptırımlarla İran'ın taşıma, finans ve enerji sektörleri hedefleniyor.
Trump'ın aldığı Kudüs kararı ile oynanan bu tiyatro sona erdi. Mahmud Abbas'ın İstanbul zirvesinde yaptığı Amerika'yı doğrudan karşısına aldığı son derece sert konuşma bu manada Oslo sonrası dönemde İsrail ile barış adına sürekli taviz veren Filistin Özerk Yönetimi'nde bir paradigma değişikliği yaşandığını göstermektedir.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Filistinlilerin ABD’nin aldığı Kudüs kararına karşı gösterdiği direnç hakkında değerlendirmede bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Bürosu’nun yıllık olarak çıkardığı ülke terörizm raporlarının sonuncusu geçtiğimiz haftalarda yayınlandı.