Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türk delegasyonu BM Genel Kurulu görüşmeleri için New York’a geldi. Heyetin ana gündemi Türkiye’nin dış politika öncelikleri doğrultusunda uluslararası barış ve istikrarın sağlanması olarak öne çıkıyor. Uluslararası sistemin ilke ve kurallarını belirleyen ve küresel barış ve güvenliği sağlayan bir kurum olarak tasarlanan Birleşmiş Milletler’in ana görevini yerine getirmekte ne kadar zorlandığı malum. Türkiye’nin böyle bir dönemde inisiyatif alarak uluslararası sistemin temel ilkelerini güçlendirmesi küresel barışa katkı sağlayacaktır.
Devamı
Hindistan’daki G20 zirvesi Biden’ın Çin’in etkisini azaltma çabalarını güçlendirmesine vesile oldu. Biden, Başbakan Modi’nin büyük bir prestij aracı olarak gördüğü zirveye katılarak alttan alta Hindistan’ın Çin’e alternatif olabileceği mesajını verdi. Bu bağlamda zirvede açıklanan yeni ticaret güzergahının Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne alternatif sunma amacı taşıdığı açıktı. Biden’ın zirveden hemen sonra Vietnam’a uğraması da Çin’in Hint-Pasifik’teki etkisini kırma stratejisine yönelik bir adımdı. Ancak Putin ve Şi’nin zirveye katılmaması ve dahası sonuç bildirgesinin Rusya’yı rahatsız etmeyecek bir dil kullanması Biden’ın işinin hiç de kolay olmadığını bir kez daha gösterdi.
Devamı
Geçen hafta sonu dünyanın diplomasi gündeminde Yeni Delhi'de gerçekleşen "Tek Yeryüzü, Tek Aile, Tek Gelecek" temalı G20 Zirvesi vardı. Çin ve Rus devlet başkanları Şi ve Putin'in katılmadığı zirveden ilk defa ortak bildiri çıkmaması ihtimali söz konusuydu. Bu, "Küresel Güney'in sesi" olmaya çalışan Hindistan ve seçimlere hazırlanan Başbakan Modi için açık bir başarısızlık olurdu.
Ekonomiden jeopolitiğe pek çok konunun ön planda olacağı ve yıl boyunca bakanlar, üst düzey yetkililer ve sivil toplum kuruluşları arasında gerçekleştirilen tüm G20 süreçlerinin ve toplantılarının bir sonucu ve doruk noktası olan bu yılki zirve, aynı zamanda büyük küresel zorlukların yaşandığı bir döneme de denk geliyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 82. sayısı raflarda yerini aldı.
Rusya’nın Ukrayna işgal girişiminin Putin Rusya’sının Batı’yla keskin bir kopuş yaşamasına neden olduğunu gösteriyor. Büyük güçlerin G-20 gibi platformlarda küresel problemlerle mücadele için ortak gündem oluşturması ve özellikle ekonomik çözüm üretmeleri beklenirken birbirleriyle konuşamaz ve sonuç bildirgesi yayınlayamaz duruma gelmeleri bu kopuşun altını çiziyor. Önümüzdeki dönemde Batı’yla Rusya-Çin arasında yeni bir Soğuk Savaş’a doğru mu eviriliyoruz yoksa Hindistan gibi ülkelerin yapmaya çalıştığı tansiyonu düşürme çabaları başarılı olur mu? Bu sorunun cevabını vermek kolay değil ancak Ukrayna’daki savaşın akıbetinin her halükârda belirleyici rol oynayacağı kesin.
Saldırı PYD tarafından Haseke ve Münbiç'te planlandı, İstanbul'da siviller hedef alınarak gerçekleştirildi. PKK veya PYD saldırıyı üstlenmeyerek Batının 'göreceli teessüfünü' önlemek istese de tescil edilmesi gereken belli: PYD bir uluslararası terör örgütüdür! KCK çatısı altında PKK ile PYD aynı örgütlerdir.
Devamı
Dünya'nın gündemini belirleyen başat toplantılardan olan G20 Liderler Zirvesi 15-16 Kasım tarihlerinde Endonezya ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Devamı
Uuslararası siyasette kendisini iyi hisseden Erdoğan, parti siyasetindeki söylem ve hamlelerine başlıyor.
Batı başkentleri, Moskova ve Tahran, terörle mücadelenin 'senin-benim teröristim ayrımı' ile yapılamayacağını artık görmelidir. Terörün kınanması ve acımızın paylaşılması yeterli değil.
IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kurumlar dünya savaşı sonrası ABD öncülüğünde kuruldu ve küresel ekonominin önemli birer parçası haline getirildi. IMF ekonomik krizlere acil müdahale görevini alırken liberal piyasa şartlarını gözetti. ABD’nin izni olmadan kurtarma paketleri devreye alınmazken, Dünya Bankası ülkelerin fiziksel altyapılarını iyileştirmek için kredi verdi. Dünya Ticaret Örgütü’nün öncülü GATT sistemi ise küresel ticaretin Batılı ülkelerin hegemonyası altında sürdürülmesine yardımcı oldu.
Önümüzdeki 10-20 yılda, dünyanın en büyük 5 ekonomisinden 4'ünün Asya'da olması bekleniyor. Çin, Hindistan, Japonya, Rusya ve Endonezya gibi büyük ekonomiler, küresel ekonominin ağırlık merkezini Asya'ya doğru kaydırmaya devam edeceklerdir.
Küresel yönetişim açısından önem arz eden G20 ve COP26 toplantıları, etkileri itibari ile de önümüzdeki aylarda tartışılmaya devam edecek.
Ankara'nın Afganistan konusunda öncülük yapmasına katkı verilmeli. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 bünyesinde Afganistan çalışma grubu oluşturulması önerisi ve Türkiye'nin bu grubun başkanlığına talip olması desteklenmeli.
Türkiye, 2015 yılında henüz anlaşma imzalanmadan önce Ulusal Katkı Beyanı'nı iletmiş ve 2030 yılına dek sera gazı emisyon artışını yüzde 21 oranında azaltmayı planladığını belirtmiştir.
Avrupa’da ekonomik aktivitelerde hissedilir bir iyileşme yaşanırken, vaka sayılarının yeniden artmaya başlaması risk teşkil ediyor. Önümüzdeki günlerde gözler yeni kısıtlama önlemlerinde olacak
Euro/dolar paritesi 2 yıl aradan sonra 1.20’nin üzerini gördü. ABD’deki gelişmeler doları değer kaybına sürüklediği için euro parlıyor. Euro güçlendikçe Avrupa’nın enflasyon hedefini tutturması ve dış ticarette rekabet etmesi zorlaşıyor
Liberal iktisadın en büyük temsilcileri bile kendilerini belli ölçülerde yeni döneme adapte ederken, bizdeki bir kesim, bu değişimi görmezden gelme noktasında büyük bir direnç gösteriyor. İktisada giriş kitaplarındaki teorilerden öteye geçemiyorlar
Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediği gibi tek taraflı bir “kazan” sistemi oluşturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı.
Somali ziyareti, yıllarca Afrika'da istediği gibi tek taraflı bir kazan sistemi oluşturanlar için Afrika denklemine hiç beklemedikleri Türkiye'nin dâhil olmasıyla sonuçlandı.