ABD Geri Adım Mı Atıyor?

ABD, Esed ve Suriye'nin geleceği konusunda Türkiye'nin desteğini istiyorsa ve birlikte çalışmaya meyilli ise önce YPG konusunda verdiği sözleri tutmalı.

Devamı
ABD Geri Adım Mı Atıyor
Amerika ve Rusya arasında Türkiye'nin PKK Stratejisi

Amerika ve Rusya arasında Türkiye'nin PKK Stratejisi

Nihayetinde her iki güç de PKK ve ona müzahir silahlı ve siyasi grupları destekliyor..

Devamı

Türkiye FKH'den elde ettiği tecrübe ve başta antitank silahlarına karşı olmak üzere asimetrik-hibrid çatışmalarda kullanabileceği etkili çözümler ve SİHA'lar gibi yeni donanımlarla Afrin harekâtı için geçmişe nazaran çok daha iyi bir yerde olduğunu da unutmamak gerek.

Geldiğimiz noktada ABD, açık bir şekilde PKK’yı kendi stratejine vekalet edecek bir aktör olarak tayin etmiş görünüyor.

Trump yönetiminin Suriye'de birincil hedefi askeri üslerini koruyarak denklemde etkin olmayı sürdürmek.

Türkiye ve Rusya'nın güven esaslı yaklaşımları bölgede birçok alanda faydalı iş birliklerine kapı açabilir.

İdlib Operasyonu: Stratejik Mücadelede Yeni Safha

İdlib Operasyonu'nun başlatılması gerek zamanlaması gerekse de Astana sürecinin bir yansıması olarak önemlidir.

Devamı
İdlib Operasyonu Stratejik Mücadelede Yeni Safha
Afrin e Operasyon

Afrin’e Operasyon

Suriye'de Türkiye'nin pozisyonu aslında çok net bir hal aldı. Öncelik öyle ya da böyle PYD tehdididir.

Devamı

Başkan Trump'ın, Obama bürokratlarının kendi dönemlerini aklamak için ürettikleri argümanlara değil, sahayı bilenlerin öngörülerine kulak vermesi gerekli.

ABD’nin Suriye’deki pozisyonuyla ilgili hala birçok belirsizlik var ancak Türkiye, ABD, Rusya ve diğer aktörler arasındaki müzakerelerle Suriye’de siyasi bir çözüm bulunabilir.

Sincar operasyonu, Türkiye'nin yeni terörle mücadelede stratejisi nedeniyle atması gereken adımlardan biriydi.

Yeni dönemde Türkiye savunmadan saldırıya geçebilir ve Fırat Kalkanı'nın yerini Fırat Mızrağı alabilir..

Türkiye'nin Kuzey bölgelerini tuttuğu Amerikalıların da Rakka'ya girdiği bir senaryo en akla yatkın senaryo olarak karşımıza çıkıyor.

Türkiye Musul Operasyonu başladığında gereksiz bir saldırganlık tuzağına düşmedi. Başika'dan da çekilmedi. İleri de gitmedi. Suriye'de ise ilerlemeye devam etti. Ne Musul düştü. Ne Türkiye devre dışı kaldı.

Türkiye ilerledikçe düşmanları saldırıyor. Sıkıştıkça canımızı yakmaya çalışıyorlar. Belki sonuç alırız diye. Ama nafile.

Ne diyorlardı? 'Dokunulmazlıklar kaldırılırsa felaket olur, bütün dünya bize düşman olur, demokratik siyaset yara alır...' Peki n'oldu?

Ortadoğu'da istikrarsızlığın ortadan kaldırılması için atılan adımlar en az problemin kendisi kadar sorun üretmekte ve mevcut krizin çözümü yolunda istenileni vermemektedir.

Suriye- Irak denklemi henüz oturmadı; yeni bir sürü gelişmeye tanıklık edebiliriz. Hatta PKK-YPG gibi "devletimsi" yapıya ulaşmaya çalışan grupları uzun vadeli bir çatışma ortamı bekliyor.

Türkiye'yi Musul'a davet edebilecek aktör olarak görülen Nuceyfi Türkiye'ye "ajanlık suçlaması" ile tasfiye edilmeye çalışılıyor. Bu kaotik rekabette sürpriz, tek taraflı adımlar atılması sahanın yakıcı gerçekliği.

Bölge halkının vahşi bir mezhep çatışmasına sürüklenmemesi için Türkiye kararlılık sergilemek zorunda. Peki daha fazlası olur mu?

Washington'da SETA DC tarafından düzenlenen panele katılan uzmanlar, Fırat Kalkanı Harekatı'nın Suriye'nin kuzeyindeki denklemi Türkiye lehine değiştirdiği görüşünde birleşti.