Ani Spekülatif Atakta Faiz Artışı Kaçınılmaz

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür Merkez Bankası’nın faiz artırma kararı hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
Ani Spekülatif Atakta Faiz Artışı Kaçınılmaz
Dolardaki Artışın Sebebi Spekülatif Hareketler

Dolardaki Artışın Sebebi Spekülatif Hareketler

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür, dolardaki hızlı yükselişe ilişkin değerlendirmede bulundu.

Devamı

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür yüksek faiz politikası hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Mevlüt Tatlıyer yüksek faiz politikası hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür MB’nin faiz artırıma politikası hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür faiz artışlarının Merkez Bankası’nın politikasına etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

2018’de Enflasyon Tek Hanelere İnecek mi?

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür 2018 yılının enflasyon oranı beklentisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
2018 de Enflasyon Tek Hanelere İnecek mi
Ambargo Davasının Bankacılık Sektörüne Etkisi

Ambargo Davasının Bankacılık Sektörüne Etkisi

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür Ambargo davasının bankacılık sektörüne etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

2016 yılı, çok zor bir yıl olmasına rağmen, ülke ekonomisi güçlü halk desteğiyle alnının akıyla çıktı.

Referandum sürecinin tamamlanıp belirsizliklerin ortadan kalkması ve ardından dönüşüm ajandamıza samimiyetle odaklanmamız, ekonomik anlamda kritik bir eşik olarak önümüzde duruyor.

Merkez Bankasını güçlendiren ve makro ihtiyati politikalar dediğimiz politikaların karar alıcısı durumuna gelmesi, Merkez bankalarının kredibilitesini daha yüksek bir kurum haline getirecek.

Raporda finans merkezlerinin tarihsel süreçleri, önemli finans merkezlerinin özellikleri ve İFM projesi incelendi.

Kısa vadede uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve sıcak parayı kontrol eden uluslararası aktörlerden Türkiye’nin kredibilitesi ve yatırımların güvenliği ile ilgili tepkisel tavırlar beklenebilirse de orta ve uzun vadede yapısal reform gündemine dönülmesi ile hem doğrudan yatırımların hem de portföy yatırımlarının artacağını öngörüyoruz.

Ekonomik açıdan bakıldığında Rusya ile hızla ilerlemesi beklenen yakınlaşma sürecinde ‒2016 yılının ilk altı ayında 8,5 milyar dolar seviyesine düşen‒ ticaret hacminin geçtiğimiz yıllarda oturduğu yıllık 30 milyar dolar seviyesi üzerine çıkarılması ve uzun vadede 100 milyar dolar hedefinin kovalanması gündemde.

TCMB bu süreçte faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirerek de çok cesur bir adım atmıştır. TCMB’nin siyasi olarak çalkantılı dönemlerde faiz artırımı kararı aldığına geçmişte birçok kez şahit olduk. Faiz indirimi kararına rağmen kur ve borsa endeksinin buna olumsuz tepki vermemesi Türkiye ekonomisinin istikrarı ile ilgili piyasalara önemli bir mesajdır.

Küresel Finans Krizi’nden bu yana iktisat politikaları ile ilgili hararetli tartışmalar yaşanıyor. Krizden önce birçoklarının adeta iman ettiği neoliberal tandanslı politikalar günümüzde ciddi bir şekilde sorgulanıyor.

Kur savaşı ile ticaret rekabetinde kendilerine daha avantajlı bir pozisyon sağlamayı hedefleyen ülkeler, bu yolla ulusal paralarının değerini düşürerek ihracatlarını artırmaya çalışıyor. Bu politika “rekabetçi devalüasyon” olarak adlandırılıyor.

Göreve geldikten sonraki ilk söyleşisini Kriter’e veren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, merkez bankacılığı tartışmaları, TCMB’nin para politikası, 15 Temmuz ve ekonomi yönetimiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çetinkaya, Kriter Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Altun’un sorularını yanıtladı.

Bu çalışmada 2016 yılında Türkiye’de Siyaset, Dış Politika, Güvenlik ve Terörle Mücadele, Hukuk ve İnsan Hakları, Ekonomi, Enerji, Eğitim ve Medya alanlarında yaşanan gelişmeler detaylı bir şekilde betimlenmiş kapsamlı bir analize tabi tutulmuştur.

Türkiye ekonomisinin şu anda yaşadığı sıkışıklıkta ve kuşatmada son 3 yılda yaşadıklarımızın önemli rol oynadığı açık değil mi?

Türkiye ekonomisinde yapılamayan, bu kez toplumsal yaşamda güvenlik korkusu oluşturularak Türkiye resmini, umutsuz ve karamsar bir şekilde gösterme çabası devrede.