Mısır ve ‘Siyasal İslam'ın Sonu' Tartışmaları

Siyasal İslam, tanımlamaları çeşitlilik arz etse de genel olarak “bir ülkede siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamın İslami referanslar doğrultusunda şekillendirilmesi” olarak tanımlanır. Bu kavram, kendi idaresini meşrulaştırmaya çalışan Suriye lideri Esad'ın “dini siyasi emellere alet etmek” şeklindeki tanımına indirgenemeyecek kadar derinliğe de sahip. Siyasal İslam denildiği zaman akla ilk gelen oluşumlardan biri Müslüman Kardeşler (Arapça adıyla İhvan-ı Müslimin). Hem dini hem siyasi bakış açısına sahip bu örgüt, 1928'de Hasan el Benna tarafından kuruldu ve Arap Baharı'yla birlikte güncel siyaset sahnesinde önemli bir aktör haline geldi. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde de yayılma alanı bulan ve çağdaş bir İslam toplumu kurmada Kur'an ve Sünnet'i rehber olarak dikkate alan Müslüman Kardeşler, seküler rejimlerce hep bir tehdit olarak algılandı.

Devamı
Mısır ve Siyasal İslam'ın Sonu' Tartışmaları
Mursi'nin Bir Yılı ve Güç Mücadelesi

Mursi'nin Bir Yılı ve Güç Mücadelesi

Mısır'da Mursi'nin fiili Cumhurbaşkanlığı'nın sona ermek üzere olduğu söylenebilir. Ancak Müslüman Kardeşler'in ülke siyasi geleceğinin en önemli aktörü olmaya devam edeceği bir güç mücadelesi başlıyor.

Devamı

Mısır'da muhalefet, 30 Haziran merkezli senaryolarını ekonomik gerekçeler üzerine bina etti. Ancak genel olarak ülkeyi bundan sonra bekleyen süreç için öngörüler üç senaryo üzerinde yoğunlaşılıyor.

Erdoğan yeni karakter suikastını ancak ve ancak Türkiye'nin temel demokratikleşme meselelerine odaklanmaktan vazgeçmeyerek bertaraf edebilir.

SETA Kahire'de düzenlenen ve Türk-Arap araştırmacıların katıldığı çalıştayda “3. yılında Arap devrimlerinin geleceği” tartışıldı.

Washington'da SETA DC tarafından düzenlenen “21. Yüzyılda Küresel Düzen ve Adalet” başlıklı konferansta konuşan Erdoğan, dünya kamuoyuna ‘adalet' çağrısında bulundu.

Türkiye, Amerika ve Suriye Krizi

Bugün gelinen noktada Suriye krizi, ilgili bütün aktörler açısından ahlaki ve reel politik bir imtihana dönüşmüş durumda.

Devamı
Türkiye Amerika ve Suriye Krizi
65 Yılında Rakamlarla quot Nekbe'

65. Yılında Rakamlarla "Nekbe'

Filistinliler için 1948 yılı gerek İsrail'in kurulması gerek ise tehcir, işkence, yıkım ve enkaz getirmesi nedeniyle ‘büyük felaket' anlamına gelen “Nekbe” olarak isimlendiriliyor. Filistinliler 66. yılında Nekbe'nin yasını tutmaya devam ediyor…

Devamı

Mısır'ın güneydoğusunda Bedevilerin yoğun olarak yaşadığı Sina bölgesinden İsrail'in güneyine füze atıldığı iddiası ve sonrasında Mısır muhaberatının aynı bölgede Mossad için çalışan bir ağı çökerttiğini açıklaması, ‘25 Nisan, Sina'nın İsrail işgalinden kurtuluş yıldönümü' kutlamaları arafesine denk gelerek, ironik bir zamanlama şeklinde tezahür etti. Camp David antlaşması çerçevesinde Mısır ile İsrail arasında tampon bölge olarak dizayn edilen Sina yarımadası; Cihatçı Selefi hareketlerden, İsrail ile güçlü ilişki ağına sahip bedevi aşiretlere kadar birçok farklı aktörüyle bölge jeopolitiğinin önemli fay hatlarından biri olarak enerji biriktirmeye devam ediyor.

Kürt sorunu Türkiye'yi sadece bir iç sorun olarak meşgul etmemiş, yaratmış olduğu görece istikrarsızlaştırıcı etkisiyle küresel ve bölgesel ölçekte bir önem de kazanmıştır. Bugün içinde olduğumuz geçiş sürecinin en önemli nedenleri iç dinamiklerle ilgili olmakla birlikte, bütün resmi görebilmek için bu gelişmenin küresel ve bölgesel dinamiklerine de bakmak gerekmektedir. Suriye'deki durumun bölge ülkeleri arasındaki gerilim hatlarını ısındırdığı ve küresel bir bilek güreşine dönüştüğü bir dönemde, gerilim unsurlarından birinin soğutularak başka gerilim unsurları üzerinde olası bir olumlu etkinin yaratılması gerekmiştir. Bu nedenle de uluslararası arenada etkisi olacak şekilde güvenlik ve istikrar ortamını artırıcı şekilde bir adımın atılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakılınca Türkiye'de iç barışı artıracak şekilde atılan bu adımın dış boyutlarını incelemek gerekmektedir.

ABD'nin Türkiye-İsrail'in ilişkilerinin normalleşmesi konusundaki çabalarını ABD'nin Suriye politikasında ciddi bir değişikliğe gideceğine yormak isabetli olmayacaktır.

Obama Washington'da bileğini bükmekte zorlandığı İsrail'in ya da Netenyahu'nun, Ortadoğu'da Türkiye'ye 'yenilmesine' aracı olmak durumunda kaldı.

Türkiye'nin diplomatik başarı hanesine eklenen koca bir artının yanında gerçekçi olmak adına Türkiye ile İsrail arasındaki bölgesel vizyon çatışmaları, İsrail-Filistin sorunu vb. yapısal problemler hesaba katılmalı.

Ulutaş: "İsrail'in komşularıyla özellikle de Filistin ile ilişkilerini normalleştirmeden Türkiye ile sürdürülebilir bir normalleşme yaşaması oldukça zor."

Antisiyonizm ile antisemitizm arasında oldukça belirgin bir çizgi olmasına rağmen, İsrail yanlısı çevrelerde antisemitizmin tanımını antisiyonizmi de içine alacak şekilde tahrif etme eğilimi vardır.

CHP'nin Sosyalist Enternasyonal ile son dönemde yaşadığı krizler, CHP siyasetinin uluslararası sol standartlara uyum sağlamakta yaşadığı güçlükleri ortaya koydu.

Analizde, Mısır'da yapılan anayasal düzenlemelerin nedenleri inceleniyor ve Cumhurbaşkanı Mursi'nin göreve geldiği 30 Haziran 2012'den beri izlediği politika değerlendiriliyor.

Suriye isyanında Baas rejiminin ve arkasında duranların arzulayacağı şeylerin başında, İsrail'in sürece müdahil olması gelmektedir.

Türkiye'de sadece Kürtler devletin yanlış politikalarının hışmına uğramadılar. Doğrudur, en uzun süreli ve maliyetli politikalara Kürtler maruz kaldı, ama bundan diğer kesimler de muaf değil. Kaldı ki, Kürtlerin maruz kaldığı politikalar, Kürtler dışındaki toplumsal kesimlerde de yadsınamaz kötü sonuçlar üretti. Belki de meseleyi şöyle okumak gerekir: Devlet diye sabit, değişmez bir olgu yoktur. Devlet, onu yöneten kadroların zihniyetine göre politikalar üretir. Toplum, aslında, başından beri bu ayrımın bilincinde oldu. Karar mekanizmalarının tepesindeki kişilerle ilişkili olan meselesini devlete mal etmedi. Faili meçhul cinayetleri, o gün karar mekanizmasını ellerinde bulunduran kişilerin bir sorumluluğu olarak algıladı ve onlara oy vermedi. Bugün iç ve dış dinamiklerin değişmesiyle, Türkiye'nin öncelikleri, tehdit algısı, gelecek tasavvuru değişiyor ve bunların bir yansıması olarak da Kürt sorununa bakışı değişiyor.

Kürt sorunu, Irak'ın işgalinden sonra bölgesel bir sorun haline geldi. PKK terörü ve Kürt sorununun yönetilebilir bir hal alamamasının nedeni ise Türkiye'nin hesap ve çıkarlarının ABD, Avrupa, İsrail, İran ve Kuzey Irak Kürt yönetimin çıkarlarıyla çelişiyor olmasıdır. Bu noktalarda yapılması gereken, öncelikle diplomatik yöntemlerle meseleyi uzun vadeli bir müzakere süreci olarak görerek, en azından ABD ve Avrupa ülkelerinden bir kısmının Türkiye'nin yanında yer almasını sağlayabilmek, diğer bölge ülkeleriyle de bu konuyla ilgili uzlaşı alanlarını artırmak ve çok boyutlu bir diplomasi sürdürmektir.