"Ya Sancılı Demokrasi Ya Mübarekizm"

Mısır ‘sancılı bir demokratikleşme’ ile ‘askeri-yargı vesayeti’ arasında tercih yapacak. Birincisinin ismi ‘siyasal türbülans’. İkincisi ise Mısır’ın yıllarca mahkum olacağı Mübarekizmin önünü açabilecek ‘bürokratik oligarşi’.

Devamı
quot Ya Sancılı Demokrasi Ya Mübarekizm quot
Filistin Dışişleri Bakanı El-Maliki SETA'da konuştu

Filistin Dışişleri Bakanı El-Maliki SETA'da konuştu

SETA’da düzenlenen konferansta konuşan Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El-Maliki, Filistin’in BM Genel Kurulu’nda ‘gözlemci devlet’ statüsü elde etmesi, bunu hazırlayan süreç ve Filistin’in geleceği üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

"Yavaş ama istikrarlı şekilde güçlenen muhalefet ve yavaş ama düzensiz şekilde güç kaybeden Baas rejimi" yeni Suriye isyanı eksenini oluşturdu.

Türkiye öncelikle Filistinli yetkilileri, ABD'den ve İsrail'den gelen tehditlere rağmen statü yükseltme adımını atmaları konusunda cesaretlendirdi.

Türkiye’de İsrail’e ilişkin meseleler gündemin aceleciliğine kurban ediliyor ve konunun arka planı çoklukla es geçiliyor. Bu bakımdan “İsrail’i Anlama Kılavuzu” İsrail’in genel siyasi yapısını anlamaya dönük bütünlüklü bir İsrail çalışması niteliğinde.

SETA Ortadoğu uzmanı Ufuk Ulutaş Arap Baharı sürecinin İsrail-Filistin meselesine yansımalarını değerlendirdi.

SETA 2009 Yıllığı

SETA 2009 Yıllığı, SETA penceresinden 2009 yılının önemli olaylarına ilişkin zengin ve yetkin bir panorama sunuyor.

Devamı
Analiz Gazze'de Katliam Türkiye Ortadoğu ve Filistin Sorunu

Analiz: Gazze'de Katliam | Türkiye, Ortadoğu ve Filistin Sorunu

Analizde, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırı ardındaki nedenler ve el-Fetih ile Hamas arasındaki iktidar mücadelesinin soruna yansımaları değerlendirilmektedir. Türk dış politikası açısından sorunun ele alındığı son bölümde aynı zamanda Türkiye'nin yapabileceği katkılar üzerinde durulmaktadır.

Devamı

Cumhuriyet’le birlikte medyanın taşımaya başladığı milleti modernleştirme/Batılılaştırma rolü, bugün dahi hâlâ kendini gösteriyor.

Yaşananlar “medya devrimi” olarak nitelendirilebilir. Zira yıllardır baskı altında olan Arap toplumları, “korku duvarını” büyük oranda medya ile aştı.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki devrimlerde medyanın etkisi analiz edilmeden yaşanan süreci anlamak ve anlamlandırmak mümkün değil.

Devrim sonrası Tahrir meydanında temsil edilen meşruiyet seçimlerle birlikte parlamentoya geçecek, iktidarın sivilleşme süreci ivme kazanacaktır.

25 Ocak 2011'de başlayan Mısır'daki dönüşüm sürecini ve 3 Temmuz 2013'te Muhammed Mursi'nin görevden alınmasıyla gerçekleşen askeri darbeyi daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA'da yayımlanan Mısır raporlarını bir arada sunuyoruz.

SETA'nın ev sahipliğinde gerçekleşen “İsrail Seçimleri, Ortadoğu ve Türkiye” başlıklı panelde, İsrail seçimleri masaya yatırıldı.

Yeni Knesset'te daha zayıf bir Netanyahu, cesaretlenmiş bir Bennett, iyimser bir Lapid, savunmacı bir Şas, daha aktif bir Meretz ve İşçi Partisi, ayakta kalmaya çalışan bir Livni ve tükenen bir Mofaz izleyeceğiz.

Salı günü gerçekleşen İsrail parlamento seçimlerinde Netanyahu, koalisyon hükümetini kurup gerekli çoğunluğu sağlaması halinde yeniden İsrail başbakanı olacak.

SETA Dış Politika Uzmanı Ufuk Ulutaş, Kanal 24'te 22 Ocak'ta yapılan İsrail seçimleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

İsrail'in yeni hükümetini Tal Yasası'ndan ekonomik problemlere, Filistinle müzakerelerden derinleşen izolasyona kadar birçok sorun beklemektedir.

Obama'nın, 2016 ABD seçimlerine daha fazla dünya gündemli bir miras bırakması için de gerçekçi bir siyasi zemin bulunmamaktır.

Son 25 yıldır medya, Kürt meselesinde kendine özgü oldukça sorunlu bir dil inşa etmiş durumdadır. Halkın tüketimine yıllardır sunulan bu sorunlu dil yine halkın sağduyusu sayesinde Kürt meselesinin toplumsal çatışma düzeyine gelmesini engellemiştir. Dolayısıyla bugün nispeten olumlu bir tutum takınan medyanın meselenin önemine binaen daha ciddi bir şekilde sorumlu davranmaya davet edilmesi elzemdir. Gazete manşetlerinden dizilere, tartışma programlarından köşe yazılarına kadar azami dikkatin sergilenmesi gerekmektedir. Bu ise temenni ile hayata geçebilecek bir durum değildir. Milli güvenlik konsepti içerisinde tavsiyelerin yapılması elzemdir.

Türkiye'de sadece Kürtler devletin yanlış politikalarının hışmına uğramadılar. Doğrudur, en uzun süreli ve maliyetli politikalara Kürtler maruz kaldı, ama bundan diğer kesimler de muaf değil. Kaldı ki, Kürtlerin maruz kaldığı politikalar, Kürtler dışındaki toplumsal kesimlerde de yadsınamaz kötü sonuçlar üretti. Belki de meseleyi şöyle okumak gerekir: Devlet diye sabit, değişmez bir olgu yoktur. Devlet, onu yöneten kadroların zihniyetine göre politikalar üretir. Toplum, aslında, başından beri bu ayrımın bilincinde oldu. Karar mekanizmalarının tepesindeki kişilerle ilişkili olan meselesini devlete mal etmedi. Faili meçhul cinayetleri, o gün karar mekanizmasını ellerinde bulunduran kişilerin bir sorumluluğu olarak algıladı ve onlara oy vermedi. Bugün iç ve dış dinamiklerin değişmesiyle, Türkiye'nin öncelikleri, tehdit algısı, gelecek tasavvuru değişiyor ve bunların bir yansıması olarak da Kürt sorununa bakışı değişiyor.