ABD’nin Ortadoğu’dan Geri Çekilmesi

ABD Ortadoğu’dan geri çekilsin tabi ki ama Ortadoğu’da kendi ürettiği sorunları da beraberinde alıp gitsin. En azından geri çekilmeden bahsederken PKK’ya verdiği destek gibi giderayak yeni ve köklü sorunlar üretmeye çalışmasın.

Devamı
ABD nin Ortadoğu dan Geri Çekilmesi
Almanya Bu Riski Neden Alıyor

Almanya Bu Riski Neden Alıyor?

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Devamı

Almanya'nın bu meseleyi gündeme getiriş biçimi ve zamanlaması, meseleyi bir siyasi manivela olarak kullanmak istediğinin kanıtıdır.

Katar'ın sahip olduğu yaklaşık 250 milyar dolar fonun yön arayışı içerisinde olduğu bir dönemde, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımlar için yatırım ortamını iyileştirme konusunda atacağı adımlar sayesinde farklı ülkelere giden fonlar, Türkiye'ye çekilebilir.

SETA'nın 25 ülkede yaptığı son araştırma Avrupa'da İslamofobi'nin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Raporda, Avrupa'daki krizlerin yabancı düşmanlığıyla birleştiği ve Müslüman karşıtlığının hızla arttığı bilgisi verildi.

Laiklik kavramı uzun süre elitlerin "iktidar mücadelesini" yansıtmak gibi bir fonksiyonu üstlendi. Bu yüzden de geçmişin "ağır yükünü" taşımakta.

Başkanlık Seçimleri ve Amerika’nın Ortadoğu Politikasının Geleceği

Yeni başkanın, Obama’dan çok farklı bir Ortadoğu politikası izlemesi kolay olmayacak. Zira Amerikan halkı Ortadoğu’da siyasi sorunların adeta çözülmesi imkânsız hale geldiğine ikna olmuş durumda. Yeni başkanın kamuoyunu yeni bir dış politika aktivizmine ikna etmesi çok zor.

Devamı
Başkanlık Seçimleri ve Amerika nın Ortadoğu Politikasının Geleceği
Obama nın Körfez de quot Nafile quot Çabası

Obama’nın Körfez’de "Nafile" Çabası

ABD- Suud ilişkilerindeki yapısal ayrışma Obama döneminde yerleşik hal aldı. Bu da Arap isyanlarını yönetemeyen Obama'nın ana ilgisini Ortadoğu'dan çekmesiyle irtibatlı.

Devamı

ABD-Suudi Arabistan ilişkilerinin bugünden sonra asla bir daha eski yakın müttefik ve dostluk ilişkisi seviyesine çıkmayacağını söylemek mümkün. Menfaat ilişkileri devam edecek, ancak taraflar arasındaki güven ciddi bir şekilde zedelendi.

Müslümanlar arasında birlik ve kardeşlik hissiyatının ciddi bir erozyona uğradığı çok açık. Aynı dine inanmakla siyasi olarak işbirliği yapmanın veya ortak hareket etmeninin farklı şeyler olduğu fikri yaygınlaşmış.

Filistin her şeyin merkezinde duruyor fakat Filistin dışında sorunlar da oldukça çok.

PKK, bütün süreçte çok ciddi moral motivasyon kaybetti. Bu kaybı telafi etme işi Erdoğan düşmanlığı ortak paydasında birleşen yazar- çizer takımına düştü.

Doğalgaz ihracı gibi somut çıkarlar söz konusu iken İsrail neden isteksiz? Bu sorununu cevabı için Moskova'ya bakmak gerekir.

Bugün Amerika eğer sorumsuz bir biçimde müttefikini terk etmiş olma görüntüsü vermekten çekinmiyorsa, Türkiye de benzer bir şekilde Amerika’yı sürükleyebilme mekanizmasını devreye sokabilir.

Rusya krizi, Türkiye'nin bundan sonraki dönemde enerjide çizeceği yol haritasını belirleyecek nitelikte.

Türkiye'nin İsrail yönetimine getirdiği eleştiri de ideolojik olamaz. Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişki değerler ile çıkarların sentezlendiği bir düzlemde yürütülmek durumunda.

Enerjiyi arz ve talep eden ülkelerin yeni güzergâh ve pazar arayışında, Türkiye'nin kilit bir aktör konumuna geldiğini söyleyebiliriz. Yani, bölgede Türkiye'nin olmadığı bir enerji senaryosu yazılamıyor.

Türkiye’nin selameti için, İsrail’le yapılan görüşmelerin İsrail’e operasyon alanı yaratmayacak ölçüde şeffaflaşması ve farklı kurumlar tarafından koordineli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir.

Gazze ablukasının kalkmaması durumunda Türkiye-İsrail yakınlaşmasının ne yöne gideceğini yorumlayan Muhittin Ataman, ablukanın kalkmaması durumunda ilişkilerin kalıcı değil konjonktürel olacağına işaret etti.

Rusya'nın, İran'ın bütün maddi ve askeri desteğine rağmen çökmek üzere olan Esed rejimini kurtarmak ve bölgede daha iddialı ve söz sahibi olmak için Suriye iç savaşına müdahil olması en çok Türkiye ile İsrail'i endişelendirdi.

Dış politikanın iç siyasetteki rekabet çerçevesinde suiistimal edilmesi bütün ülkelerde karşılaşılan bir durum olsa da, Türkiye'de bunun ülkemizin çıkarlarına ciddi zararlar verecek düzeye ulaştığının altını çizmek gerekir.