Uluslararası Teamüller Yerle Bir Olurken

Uluslararası norm ve kurumlar gözümüzün önünde teker teker çöküyor.

Devamı
Uluslararası Teamüller Yerle Bir Olurken
Riyad ın Başı Fena Dertte

Riyad’ın Başı Fena Dertte

Kaşıkçı skandalı, Türk-Suud ilişkilerine zarar verebilecek bir mahiyet taşıyor... Ayrıca, bu hadisenin Riyad için uluslararası sonuçları olacak bir skandal olduğunu da söylemeliyiz..

Devamı

Türkiye işbirliğine açık olduğunu ilan ediyor. Uyum gösterenlerle yol yürüyor. Göstermeyenlere de mecburiyeti yok. Otonom Türkiye'nin doğuşu zorlu bir mücadele gerektiriyor.

Prof. Dr. Kemal İnat, ''Eşit ortaklık ilişkisine hangi taraf daha çok riayet ederse Türkiye onunla ilişkisine devam edecektir. Kim bu eşit ortaklığa hazır olursa Türkiye onunla devam edecektir." dedi.

Türk-Alman ilişkilerini normalleştirmede Merkel'e zorlu bir görev düşüyor. Hem Avrupa siyaseti hem de kendi ülkesi için Türkiye'ye olan ihtiyacı iyi biliyor. Ancak birkaç yıldır Alman kamuoyunda yükseltilen Türkiye ve Erdoğan karşıtlığının bitirilmesi ve algı toparlamasının yapılması gerekiyor.

Son iki üç yılın tortuları aşılabilirse Ankara-Berlin arasında yeni bir "stratejik ortaklık" şekillenebilir. Bunun temel sebebi aslında ABD Başkanı Trump ve Erdoğan'ın peş peşe yaptığı BM Genel Kurul konuşmalarında bulunabilir. Sundukları "uluslararası sistemin geleceği" vizyonlarındaki farktan anlaşılabilir.

BM Reformu Mümkün mü?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dünya beşten büyüktür” söylemi, Almanya ve Japonya’nın istediği gibi, beş daimi üyenin sayısının artırılıp kendisine de veto hakkı verilmesi talebini ifade etmiyor. Aksine Türkiye, bütün BM üyelerinin barışın korunması için hak ve sorumluluk üstleneceği veto engelinin olmadığı adil bir BM sistemi istiyor.

Devamı
BM Reformu Mümkün mü
Dünya Merhametsizlikten Can Çekişiyor

Dünya Merhametsizlikten Can Çekişiyor

ABD’de SETA Vakfı’nın panelinde konuşan Emine Erdoğan, Türkiye’nin insani yardım vizyonunu anlattı. Pakistan, Somali ve Myanmar ziyaretlerinden örnek veren Erdoğan, dünya ülkelerinin insani yardımda sınıfta kaldığını söyledi

Devamı

SETA DC ve MÜSİAD ABD'nin New York'ta ortaklaşa düzenlediği panelde konuşan Emine Erdoğan, mülteciler, insani yardım ve Türkiye örneği konularında değerlendirmelerde bulundu.

Trump, uluslararası siyasal sistemi "America first" anlayışıyla yalnızca ABD'nin çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Halbuki Türkiye, bütün ülkelerin çıkarlarının gözetildiği bir uluslararası sistem kurulması çağrısında bulunuyor.

SETA Araştırmacısı Dr. Özdemir, "Kudüs meselesi Obama'dan Trump'a devam diyor. Trump'ın Kudüs'te aldığı pozisyon aynı sertliği korudu. Hatta artarak da devam etti." dedi.

BM, ilk kurulduğu günden itibaren kritik tüm konularda işlevsizleşmiş ve sadece bir tek konuda, Kore müdahalesi dışında, hep yanlışlıkla işlemiş bir örgüt.

ABD kısa vadeli yaklaşım ve stratejik yoksunluk ile aslında kendini sorgulatan ve ittifak ilişkilerini oldukça derinden zedeleyen bir noktaya doğru ilerliyor.

Erdoğan'ın gösterdiği sabra ve iyi niyete rağmen, Trump, ABD'nin asimetrik ve nobran müttefiklik anlayışı ile Türkiye'ye yaklaşıyor. Kendisinin Erdoğan'a yaptığı jestleri aşırı önemsiyor. Yönetiminin Türkiye'ye karşı somut hatalı politikalarını ise görmezden geliyor.

Trump'ın, Nixon gibi istifa etmesini ve yardımcısı Pence'in görevi devralmasını hedefliyor. Kasım seçimlerinde Demokratlar Kongre'de çoğunluğu elde etse bile Trump'ı istifaya zorlayacak bir aritmetiğin oluşması beklenmiyor.

Transatlantik ittifakın Avrupa yakasında derin kaygılar var. "Batı ittifakı" olgusu Avrupa başkentlerinin güvenlik başta olmak üzere milli çıkarlarını garanti etmiyor. Aksine Washington giderek "sorunun kendisi" haline dönüşüyor.

Görevinin ikinci yılında olan ABD Başkanı Donald Trump, uyguladığı dış politika ve ticaret yaklaşımlarıyla ülkesini uluslararası arenada giderek yalnızlaştırıyor.

Amerika iki dönemdir uluslararası sistemde istikrarı korumak gibi bir siyasetle ilgilenmiyor. Kendisinin merkezinde bulunduğu uluslararası düzeni korumak bir kenara onun yıkılması için uğraşıyor bile denebilir.

Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerilimi, aktör merkezli tek bir nedene indirgemek yerine ilişkilerin karşılıklı dış politika tercihlerinin yapısal sonuçları olduğunu bilerek hareket etmek daha doğru bir yaklaşım olur.

Türk-Amerikan ilişkilerinde ne zaman bir kriz baş gösterse 'bu sefer çok farklı, diğerlerine benzemiyor' değerlendirmesi yapılır.