Millet FETÖ'yü Bitirdi

Uzun dönem devletin içine sızmış FET֒cü cuntanın dikkate almadıkları husus, Türkiye toplumunun, siyasetin ve siyasi liderliğin birçok sınamadan geçtiği ve dönüştüğü meselesidir.

Devamı
Millet FETÖ'yü Bitirdi
Perspektif FETÖ ve PKK'nın Lider Kadrolarının Tasfiyesinin Terörle Mücadeleye Katkıları

Perspektif: FETÖ ve PKK'nın Lider Kadrolarının Tasfiyesinin Terörle Mücadeleye Katkıları

Lider kadronun tasfiyesi terör örgütlerine karşı mücadelede etkili bir strateji midir? Lider tasfiyesinin FETÖ ile mücadelede etkileri ne olur? Bu yaklaşım PKK ile mücadelede de uygulanabilir mi?

Devamı

Türkiye’yi yakından takip eden bütün yabancılar, FET֒nün dış basındaki çırpınışının gerçek amacını görüyordur. Aynı şekilde ABD de girişimin arkasında FETÖ olduğunu belki de bizden iyi biliyordur.

FET֒nün son birkaç senedir sistematik olarak yürüttüğü Türkiye ile DAİŞ terörünü bağdaştırma çabalarının derinine indikçe FETÖ ile DAİŞ arasındaki ilişki faş olacak.

AB Türkiye’yi kendisi için büyük bir tehlike olarak görüyor. Ancak AB liderlerinin bunu açıkça ifade edip, üyelik müzakerelerini durdurup, Türkiye’ye yeni bir ortaklık çerçevesi önermeleri de mümkün değil.

Kemalistlerin Kurtuluş Savaşı sırasında laikçi görüşlerini saklaması gibi Gülen mensupları da devleti ele geçirme yolunda gerçek niyetlerini gizlediler.

FETÖ Hala Kullanılabilir mi?

FET֒nün birçok ülkede sivil toplum ve eğitim kılıflarıyla ettiği istihbaratı ABD’ye servis ettiğinin altını çizen SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, bu açıdan FET֒nün hala kullanılabilir bir örgüt olarak görüldüğünü söyledi.

Devamı
FETÖ Hala Kullanılabilir mi
Türkiye-Rusya İlişkilerinin Bozulmasında FETÖ'nün Parmağı Var mı

Türkiye-Rusya İlişkilerinin Bozulmasında FETÖ'nün Parmağı Var mı?

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın Türkiye Rusya ilişkilerini değerlendirdi.

Devamı

Amerika PYD’yi DAEŞ’le mücadelenin bir enstrümanı olarak kullanıp meşrulaştırmak isterken, Türkiye PKK’nın Suriye kolu olan bu örgüte alan açılıp meşruiyet kazandırılmasını istemiyor.

Darbe girişimi sırasında ve sonrasında Türkiye ile kimin dayanışma içerisinde olduğuna bakıldığında, Rusya ve Kazakistan gibi ülkelerin öne çıktığını görüyoruz.

Yenikapı mitingi ile iktidar ve muhalefet vatanseverlik kavramında uzlaşırken HDP "Batı'nın içimizdeki taşeronu" algılamasını pekiştiren bir yolda, yeni dönemin kaybedenler kulübünün asıl üyeleri arasında.

Çatışma ve düşmanlık düzleminde olmasa da 15 Temmuz süreci Türkiye’nin özellikle batılı müttefikleri ile bir muhasebe ve yüzleşme yaşamasını kaçınılmaz hâle getirdi.

Erdoğan'ın Rusya ziyareti, Türkiye'nin yeni ekonomi hikâyesini AB ve ABD ile değil, bölgede kendi coğrafi konumuyla, işbirlikleriyle ve kendi imkânlarıyla yazabileceğini göstermesi açısından önemli.

15 Temmuz, kırk senedir tüm hesaplamaları yapan FETÖ’nün, silah ve kelle karşılaştırmalarına girerken hesaba katmadığı ilahi müdahalenin ve halk dinamiğinin darbecilerin yüzüne çarpıldığı gecedir.

Artık "Batı'daki Türkiye imajı" üzerinden Türkiye'yi dizayn etme imkanı kalmamıştır. Esas olan, "Batı'daki Türkiye imajı" değil, "Batı'nın kabul etmek zorunda olduğu Türkiye gerçeği"dir.

15 Temmuz Türkiye'nin kendi kazanımlarına sahip çıktığını bütün dünyaya gösterdiği bir gün oldu. Halkın ortaya koyduğu ortak iradeyle Türkiye bir kez daha vatan, bu millet bir kere daha millet oldu.

Türkiye'nin esas sahibi bu ülkenin asli gerçeğinin ne olduğunu gösterecek dosta, düşmana. Sebat ettiğini, vatanı için ayakta olduğunu, olmaya devam edeceğini haykıracak.

Yeni bir devlet, yeni bir anayasa, yeni bir güvenlik sektörü ve bunların içinde yeni bir ordu. Tarihi bir dönemeçteyiz. Geçici tedbirlere değil kökten çözümlere ihtiyaç var.

Bugün yakaladığımız millî birliği en azından ülke güvenliği ve ülke çıkarı konularında devam ettirebilmemiz için yapmamız gereken en önemli şey muhasebe yapmak.

Batılı ülkelerin FETÖ/PDY örgütünün ülkelerindeki faaliyetlerine izin vermeleri ve destek olmaları onların Türkiye’ye karşı emperyalist politika arzusu içerisinde olduklarının ispatı olacaktır.

Demokratik dönüşümden yana tavır alan "yeni demokratik blokun" sivil-asker ilişkilerini dönüştürmesi için mücadele stratejisinin iki eksen üzerine oturması gerekiyor.