2020 yılı gerçekten Türkiye açısından yeni bir safhaya geçiş denebilecek bir konjonktürde başlamıştı. Ancak Covid-19 salgını sadece Türkiye’yi değil tüm dünyayı vurdu.
Devamı
2020 yılı boyunca gerek Avrupa’dan gerekse ABD’den Türkiye’nin canını sıkacak baskı ve müdahaleler gelmeye devam etti..
Devamı
2020’nin öne çıkan bütün gelişmeleri bu yıllıkta analiz edildi. Alanında uzman araştırmacılar tarafından hazırlanan '2020'de Türkiye', Türkiye’yi anlamak için önemli bir başvuru kaynağı.
Türkiye'nin son yıllarda demokratikleşme ve kapasite artırımı konularında kat ettiği mesafe ülkeyi özgürleştirdi ve rasyonel ufkunu genişletti.
Millet İttifakı partileri siyaset üretebilecekleri konuları bilinçsizce ve yanlış siyaset tarzıyla harcadılar. Dış Politikadan, ekonomiye kadar birçok konuda söylediklerinin toplumda artık bir inandırıcılığı yok. Kamuoyu anketlerinden çıkan sonuçlar da bunu yalın bir biçimde ortaya koyuyor.
Amerikan güvenlik bürokrasisi ile Kongre’nin büyük kısmı, Obama döneminden devraldıkları Türkiye karşıtlığını Trump’ın başkanlığı döneminde tırmandırdılar.
Son yıllarda krizlerin eksik olmadığı Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni krizin adı CAATSA yaptırımları. Uzun zamandır beklenen ancak nasıl uygulanacağı konusunda Amerikan yönetiminin de karar veremediği yaptırımlar Trump'ın görevden ayrılmasına bir ay kala hayata geçirildi. Kimilerine göre bu bir uyarı; kimileri de yaptırımın beklendiğinden çok daha hafif olduğu kanaatini taşıyor.
Devamı
Washington'un yaptırım kararı uzun süredir konuştuğumuz S-400 meselesini somutlaştırdı. Kongre'nin ısrarı ile CAATSA çerçevesinde Başkan Trump giderayak, müttefik bir ülkenin Savunma Sanayii Başkanlığına yaptırım getirdi. Yaptırımların mevcut haliyle ağır olmadığı ancak genişleme imkânı olduğu, daha önemlisi ise Biden Yönetimine Türkiye ile ilişkilerde yeni bir angajman geliştirme fırsatı sunduğu açık.
Devamı
Türkiye’nin herşeye ‘Evet’ diyecek bir ülke olmadığını vurgulayan Milli Savunma Bakanı Akar: Türkiye-ABD arasında müttefiklik ilişkileri var. Bir S-400 için feda mı edeceksiniz? Temennimiz bu karardan dönmeleri
Yaptırımlar nedeniyle Türkiye'nin savunma sanayii duracak veya bitecek değil. Aksine tüm hızıyla devam edecek
Uzmanlar ABD yönetiminin, Türkiye'nin savunma sanayisini hedef alan yaptırımlarının ardından kısa vadede ikili ilişkilerde sert bir kopuşun olmayacağı görüşünde.
Yargılama süresince suçlu ile suçsuzu ayırmak ve hakikati ortaya çıkarmak için savunma hakkına, aleniyet, silahların eşitliği, sanığın susmasının aleyhine delil olmaması ve kendi aleyhine beyanda bulunmaya zorlanmaması (susma hakkı) ilkelerini her safhada gözetti ve nihayet sanıkların savunmalarının da tamamlanmasıyla hükmünü tesis etti.
Başkan olması durumunda Biden’ın FETÖ, Suriye-PKK/PYD, S-400’ler, F-35’ler, Doğu Akdeniz ve İran konularında izleyeceği politika Türk-Amerikan ilişkilerinin seyrini etkileyecek. Ama bu konuda asıl belirleyici olan ise ABD’nin Türkiye’nin bağımsızlığına saygı duyup içişlerine müdahale anlamına gelecek adımlardan uzak durup durmayacağı olacak.
Amerikan devleti ciddi bir kaosla karşı karşıya olduğu için her kim iktidara gelirse gelsin dünyadaki etkisi sınırlı olacaktır.
İYİ Parti’de 20 Eylül'de düzenlenen ikinci kurultay sonrasında başlayan parti içi kavga, partinin kuruluşundan itibaren yaşadığı varoluşsal krizi bir kere daha ortaya çıkardı.
İyi Parti’nin daha kuruluş süreci ve sonrasındaki, “kimin partisi ve hangi çevrelerin tasarımı” olduğuna yönelik sürekli gündemde yer alan tartışmanın argümanlarını da yine partinin üst kademelere kadar yükselmiş ya da kuruluşunda yer almış siyasetçiler üretiyor.
Son tartışmayı dışarıdan kimse başlatmadı. Partinin İstanbul milletvekili ve milliyetçi çevrelerin tanınan ismi Ümit Özdağ ortaya attı.
Yakın zamana kadar belirli bir çevrenin haber kaynakları arasında başlıktaki Twitter hesabı vardı. Yazdıkları neredeyse sorgusuz sualsiz itibar görüyordu. Bu hesap yalan paylaşımlarından dolayı beş ekimde Twitter şirketi tarafından askıya alındı. Oldukça geç alınmış bir karar olmasına rağmen yine de hesabın kapatılmış olması olumlu bir adım. Çünkü hesaptan yapılan paylaşımlar ve hesabın kendini konumlandırma biçimi toplumsal alana adeta zehir akıtan bir söyleme sahipti. Bu bağlamda hesabın profiline bakmakta fayda var.
Türkiye'de de selefilerin varlığı, etkinliği ve yaygın olup olmadığı tartışılmaktadır. Bir zihniyet olarak yani dini anlama ve yaşama biçimi olarak selefiliğin tüm İslam dünyasında olduğu gibi Türkiye'de de var olduğu inkar edilemez. Ancak bunun sınırlı olduğu ve yaygınlaşma imkanı bulamadığı da bir vakıadır.
Viyana’daki seçimlerde Türkiye neden gündem oluyor? Viyana seçimleri bağlamında Avusturya’daki demokratik işleyiş nasıl yorumlanmalı? Seçim sonuçlarına dair öngörüler nelerdir? Seçimlerin Avusturya’daki Türk diasporası açısından önemi nedir? Avusturya’daki Türk diasporası seçimlerde hangi tutumu takınmalıdır?
Maalesef CHP 2015'ten bu yana girdiği HDP'lileşme yolunda yeni bir aşamayı da Ermenistan propagandasına söylem düzeyinde katkı vermekle yakalamış oldu.