FETÖ ile Mücadelede Neredeyiz?

Mücadele FETÖ'cüleri bulup kamu kadrolarından atmakla ve suç süreçlerine dahil olmuş olanları hukukun önüne çıkartmakla bitmiyor. Din, devlet ve toplum ilişkilerini yeni FETÖ'lere olanak sağlamayacak şekilde dönüştürmek de gerekiyor.

Devamı
FETÖ ile Mücadelede Neredeyiz
Trump ın Tercihi Ne Olmalı

Trump’ın Tercihi Ne Olmalı?

Trump yönetimi, Obama yanlısı çevrelerin uzun süredir yürüttüğü Erdoğan karşıtı kampanyayı ciddiye almıyor. Yine de Ankara ile beyaz bir sayfa açmasının önünde birbiriyle ilişkili iki engel var.

Devamı

ABD Yönetimi’nin, Irak tezkeresinden dolayı Türkiye’den öç almaya çalışan CENTCOM’un sözünü dinleyip ve PKK ile işbirliğine devam etmesinin faturası ABD dahil olmak üzere her aktöre kesilecek.

Amaçta değil araçta uzmanlaşmak FETÖ’nün hem avantajı hem dezavantajıdır. Kripto yapılanma sayesinde örgüt mensuplarını tespit etmeniz güçtür ama bir kere tespit ettiğinizde mücadelesi kolaydır.

CHP içinde bir kilitlenme olduğu muhakkak. Bir siyasetsizlik, bir acziyet. Fakat bu kilitlenmenin ne mevcut yönetimle, ne de görünürdeki alternatiflerle aşılma imkânı yok.

Amerika ve NATO ziyaretleri öncesinde dünyanın yükselmekte olan güçleriyle görüşmeler yapmanın her halükarda sembolik bir değeri vardır.

AK Parti, Erdoğan ve “İslamcıların Tasfiyesi”

AK Parti kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kendini "İslamcı" olarak nitelemedi. Ancak 16 yıllık siyasi hayatının her kritik aşamasında "İslamcılık" ile ilişkilendirilmekten de kaçamadı.

Devamı
AK Parti Erdoğan ve İslamcıların Tasfiyesi
Devletin FETÖ den Arındırılmasında Gelinen Aşama

Devletin FETÖ’den Arındırılmasında Gelinen Aşama

Süreç, doğası gereği örgütlü bir grup faaliyetine yönelik işletildiğinden önemli riskleri beraberinde getirmektedir. Örneğin "kurunun yanında yaşın da yanması" bu risklerin en başında gelmektedir.

Devamı

Benim gözümde Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı sistemine geçişi 15 Temmuz gecesi başlayan bir maraton. Ve kanaatimce üç etaptan oluşuyor.

Sanal ve gerçek dünya arasındaki ayrım gün geçtikçe derinleşti. Varlığını sanala borçlu olanlar, sanalın gerçeği şekillendirebileceği fikrine işlerlik kazandırdı.

Sandıktan çıkan tablo, halkın Erdoğan ile birlikte gerçekleştirmiş olduğu yeni bir ‘zafer’ olarak tarihe geçecek.

Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.

Tarafgir, ideolojik ve ön yargılı tutum raporun tamamına hâkim durumdadır.

Batı merkezci, oryantalist zihinleriyle meseleyi analiz etmeye çalışıyorlar ve “evetçilerin gerçeği göremeyen cahiller olduğu” sonucuna varıyorlar.

Halkoylaması bitti, EVET kazandı, hem Türkiye hem de dış dünya Türkiye’nin yeni gerçekliğine adapte olmaya çalışmaya başladı. Ya bundan sonrası?

Hazırladıkları raporu okuyunca zaten, raporun objektif kriterleri içermediği ve birçok tespitinin tek taraflı olarak hazırlandığı açıkça görülüyor.

Bu halkın zaferine gölge düşüremezsiniz. Bu milletin hakkını gasp edemezsiniz. Karşınızda 1990'ların halkından kopuk devleti yok! İçinde FETÖ'nün cirit attığı o kötürüm kurum da yok.

Aslında bu referandum belli bir sürecin parçası. Uzun süredir Türkiye'de yürüdüğümüz yolda bir adım daha. Tarih bizi daha iyiye, daha güzele doğru götürecektir.

SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Yusuf Özkır Referandum sonuçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Sırada PKK var, olmalı. Konjonktürün çocuğu PKK’nın hem Suriye ve Irak’taki hem de ülke içindeki faaliyetlerine yönelik bir harekat en az Fırat Kalkanı kadar gerekli.

Ülker firmasının "hesaplaşma" temalı, "darbe" çağrışımları olan itici bir reklam çekmek acaba kimin, kimlerin fikriydi? Bu sorunun cevabı önümüzdeki günlerde netleşecek.