Türkiye'nin milli güvenliğine ilişkin endişe ve beklentileri arasında; müttefik ve aday ülkelerin uyguladığı açık ya da örtülü silah ihracatı ambargoları, terör şüphelilerinin iade edilmemesi, FETÖ ve PKK/YPG'ye lojistik ve silah desteği sunulması gibi son derece yakıcı hususlar bulunuyor.
Devamı
Teröristlerin iadesine ve silah ambargolarının kaldırılmasına ek olarak, YPG ve FETÖ'nün üçlü mutabakat metninde olması Türkiye açısından büyük bir kazanım olmuştur.
Devamı
Yunanistan ve Türkiye seçimlere çok yakın iken Washington'un Atina'yı, halk tabiriyle şımartması, NATO müttefikleri arasında riskli bir sürece işaret ediyor. Ankara, güvenlik taleplerinin karşılanması konusunda ısrarlı olacak. İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği vetosunda da Suriye'de operasyon konusunda da milli çıkarlarının gerektirdiği adımları atacak.
Ankara, Ukrayna krizini ve tetiklediği süreci ittifakın daha güçlü olması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi ittifak içi dayanışma göstergesi olacaktır. Britanya'nın Türkiye'ye savunma sanayisi alanındaki ambargoları kaldırması diğer üyeler tarafından da takip edilmelidir.
Batı medyasında NATO'nun önde gelen ülkelerinin, Türkiye'yi vetosunu kaldırması yönünde 'ikna edeceği' fikri işleniyor. Niinistö ve Andersson'un da Biden'dan Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmesini istemiş olması düşünülebilir. Bu yaklaşımlar NATO'nun krizinin çözülmesine katkı sunmaz. Ankara ikna edilmesi gereken başkentler olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyor.
Ankara'yı arayan Batılı yetkililer, Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladıklarını ancak iki ülkenin üyeliğinin hızlıca kabul edilmesi gerektiğini ve Ankara'nın taleplerinin hemen karşılanamayacağını öne sürüyorlar. Halbuki daha önce verilen sözlerin tutulmadığını çok iyi bilen Türk yetkililer de baskı kurulması gereken başkent olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyorlar.
Devamı
Türkiye'nin, iki ülkenin (özellikle İsveç'in) üyeliği konusundaki kaygı ve taleplerini açıklaması şimdi bütün NATO başkentlerinin odağında.
Devamı
30 üyeli NATO'nun en önemli üyelerinden birisi olarak Türkiye'nin, güvenlik çıkarlarına aykırı konumda olan ülkelerden mevcut politikalarını değiştirmek istemesi kadar makul bir durum yok.
Bir süre önce, Türkiye'nin NATO üyeliği sorgulanmaya başlanmıştı. Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasının teknik olarak mümkün olup olmadığı Avrupa başkentlerinde, FETÖ ve PKK mensuplarının da katıldığı panel ve çalıştaylarda sürekli seslendirildi.
Türkiye terörle mücadelesini her geçen gün güçlenerek devam ettiriyor ve bunu sürdürmekte kararlı. Bazı 'dost' ve 'müttefik' ülkelerin terör örgütüne verdiği dolaylı ve doğrudan desteği ise unutmuyor, not ediyor ve zamanı geldiğinde hatırlatıp bedelini de ödetecektir.
Dış politikada Türkiye'nin büyük güçlerle ilişkileri, ittifakları, diplomatik gerilimleri, askeri müdahaleleri, savunma sanayi kapasitesi ve uluslararası sisteme dair eleştirel söylemleri var.
CHP-HDP ittifakı Türkiye'yi nereye götürmek istiyor? Bu ittifakın geleceği var mıdır? Bu ittifak, CHP'nin 2023 seçimlerini kazanması için yeterli midir? İYİ Parti ile ittifak yapan CHP, HDP ile de ittifak yaparsa iktidar olma ihtimalini artırır mı?
SETA’nın gelenek haline gelen SETA Yıllığı bu sene de Türkiye’yi ilgilendiren bütün meselelere dair geniş bir perspektif sunuyor ve tecrübe edilen gelişmeleri; iç siyaset, dış politika, güvenlik, savunma, göç, hukuk, ekonomi ve enerji alanlarında gündem oluşturmuş kritik konuları bir araya getirerek analiz ediyor.
Merkel'in görevde olduğu son 16 yıl, Türk-Alman ilişkilerinin en hareketli dönemlerinden biri olarak tarihe geçti. Bir yandan iki ülke arasındaki iş birliği alanlarının çatışma alanlarından geniş olması, diğer yandan Erdoğan ve Merkel'in reel-politik çıkarlar ekseninde rasyonel iki aktör olarak hareket etmeye çalışması, 16 yıllık dinamizmin temel itici güçleri oldu.
Hukuk devleti ilkesini hayata geçirmeye dönük öneri ve itirazlar son derece kıymetli olmakla birlikte örgütle ve örgütü ortaya çıkaran sorun ve olgularla mücadele etmek de aynı şekilde yoğunlaşılması gereken hususlardır.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 5.yılında 15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ'nün uluslararası bağlantıları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Türkiye'de darbeler perspektifi içerisinde beşinci yılında 15 Temmuz'u değerlendirdi
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, 15 Temmuz darbe girişiminin 5'inci yıldönümünde FETÖ terör örgütünün ortaya çıkardığı maliyeti değerlendirdi.
Bu raporun temel ilgi alanını iki yıllık kapsamlı demokratikleşme süreci oluşturmaktadır. Raporun ilk bölümünde silahlı kuvvetlerin demokratik sivil kontrolünün normatif çerçevesi ortaya konulmaktadır. İkinci bölümde ise 2001- 2016 arasında TSK’nın demokratik denetimi için yapılan çalışmalar değerlendirilmektedir. Nihayet son kısımda 15 Temmuz sonrası hayata geçirilen düzenlemeler “kurumsal yapı, personel rejimi ve askeri eğitim sistemi” şeklinde üç ana başlıkta analiz edilmektedir…